Güncelleme Tarihi:
GÖRÜŞ AYRILIKLARI DEVAM EDİYOR
Babacan’ın Zirve’nin açış konuşması ve NTV’deki röportajına bakarsak, görüş ayrılıklarının aslında devam ettiğini ama bu aşamada bir uzlaşma sağlandığını söyleyebiliriz. Babacan’ın bugün söylediklerinin çoğu, aslında Cumhurbaşkanı ve çevresi tarafından kabul edilebilecek şeyler değil. Hukuk devletinin ekonomi için öneminden, sadece Merkez Bankası’nın sağlıklı tahmin yapabildiğine başkasının sözüne önem verilmemesini istemesine, yapısal tedbir ağırlıklı büyümenin öneminden, enflasyonla mücadelenin kilit olduğuna ilişkin verdiği mesajların aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı’na verilen mesajlar olduğu ortada.
NELER OLABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ
Özetle; Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 7 Haziran seçimlerinden sonra yeni bir AKP iktidarında, kendisinin bu görevde olmaması halinde, neler olabileceğini de kamuoyuna ve piyasalara göstermiş oldu. Babacan, tavrı bize pasif gelse de, mevcut dengeler içinde böyle bir rol oynamasa, hakim yönetim anlayışının arabayı rahatlıkla devirebileceğini göstermiş oldu. Başka bir deyişle arabayı devirmeden yeniden yola sokmakta kilit rol oynadığını gösterdi.
MUCİZELER GEREKEBİLİR
Babacan 3 dönem şartı nedeniyle milletvekili olamayacağı için, yeni dönemde Kabinede yer alıp, aynı rolü oynaması çok zor görünüyor. Son dönemde piyasalarda yaşanan panikte, bu unsurun da yer aldığı açık. Bence Babacan, piyasaları haklı çıkardı ve kendi olmadığında ekonomi yönetiminde işlerin çok zor olacağını göstermiş oldu. Küresel ortam, seçim sonrası ekonomi yönetiminde hataya yer olmayan bir süreç yaşanacağını gösteriyor. Böylesine kritik bir dönemde Babacan olmadığı takdirde istikrarın korunmasının daha da zorlaşacağı ortada. Babacan anlayışında biri o makama gelse bile, güven vermesi bir hayli süre alabilir. Hele Başkanlık sistemi gibi bir ihtimalin doğması halinde, Babacan’ın çatıştığı anlayışın “mutlak hakim” olacağını göz önüne alırsak, bence piyasaların ekonomi yönetimine güven duyabilmeleri için ancak mucizeler gerekebilir.