Güncelleme Tarihi:
Muhammed Nizar Bitar sadece esnaflıkla yetinmiyor; ayrıca üniversitelerde düzenlenen çeşitli etkinliklere de katılıyor. Bitar, Kadir Has Üniversitesi tarafından düzenlenen “Food For Diplomacy” (Diplomasi İçin Yemek) kapsamında
SURİYE’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen yüz binlerce Suriyeli mülteciden biri, Suriyeli aşçı Muhammed Nizar Bitar (49), İstanbul’da sıfırdan başladığı hayatında lokanta zinciri kurdu. Dört yıl önce Aksaray’da bir bodrum katında lokantalara yemek imalatı yapmaya başlayan beş çocuk babası Bitar’ın şu anda çoğu kendisi gibi Suriyeli mülteci olan 22 ortakla açtığı 5 Suriye lokantası, iki tane de lavaş fırını bulunuyor. Son lokantasını geçen hafta Taksim’de açan Bitar, lokanta ve fırınlarında 300’den fazla Suriyeli çalıştırıyor.
11 BİN TÜRKİYE FOTOĞRAFI
Suriye’deki iç savaş çıkmadan önce başkent Şam’da oturan ve Türk şirketlerle ortak mozaik imalatı yapan Bitar, ayrıca vakti zamanında ülkenin turistik kentlerinden biri olan Zebadani’de de bir balık lokantası işletiyormuş. “Aşçılık benim hobimdi, lokantamda çoğu zaman yemekleri kendim yapardım” diyen Bitar, “Suriye’de olaylar başladıktan sonra lokantamı kapatmak zorunda kaldım. Herkesi tutuklamaya başladılar, Türkiye’yle iş yaptığım için beni de tutuklayacaklardı, o yüzden kaçtım” diyor. Suriye’deki iç savaştan önce Türkiye’ye çok sayıda turistik seyahat yaptığını da ekleyen Bitar, “Suriye karışmadan önce her sene Türkiye’ye gezmeye gelirdim, arşivimde Safranbolu’dan Amasya’ya kadar 11 bin Türkiye fotoğrafı var” diyor.
OSMANLICA FES DEMEK
Bitar, eski Osmanlıca’da ‘Fes’ anlamına gelen ‘Tarbuş’ adlı ilk lokantasını 2012’de Aksaray’da açıyor. Bitar, “O zaman bende para yoktu ama parası olan bir Suriyeli tanıdık ‘Ben sana para vereceğim, burada lokanta açalım’ dedi. İstanbul’daki Suriyeliler arasında hemen adı duyuldu, İstanbul’da Suriye yemeği yapan başka yer olmadığı için çok gelmeye başladılar. Lokanta o kadar iyi iş yaptı ki altı ay sonra karşısında ikinciyi açtık” diyor. Bitar’ın hem işyeri hem de ortak sayısı çok geçmeden artıyor, 22 ortağıyla Yalova, Fındıkzade ve Taksim’de Tarbuş’un yeni şubelerini, Fatih ve Bayrampaşa’da da iki lavaş ekmeği fırını açıyor. Bitar, ortaklarından 18’inin Suriyeli olduğunu, ancak Suriye’de Esad rejimi tarafından memlenmekten korktukları için çoğunun isimlerini gizli tuttuklarını anlatıyor. Bitar, her gün günde en az 20-25 Suriyelinin lokantalara gelip iş istediğini belirtiyor ve ekliyor: “Bize kucak açtığı için Türkiye’ye teşekkür borçluyuz. Ama keşke daha fazla Suriyeliye iş imkanı sağlanabilse…”
Türkiye’deki ilk Mısır lavaş ekmeği
MUHAMMED Nizar Bitar, ayrıca Fatih ve Bayrampaşa’daki fırınında Türkiye’de ilk kez mısır unundan lavaş ekmeği üretiyor. “Mısırcı Fırıncı” markasıyla günde 120 bin lavaş üreten ve 490 noktaya satış yapan Bitar, mısır unundan yaptığı lavaş ekmeğinin patentini de aldığını söylüyor. “Mısır ekmeğinden lavaşının hem kendisini hem de makinesini üretip satıyoruz. Makineyi şimdi Cezayir ve İsviçre’ye de sattık, yakında düzenli ihracata geçeceğiz” diyor.
Savaş bitince döneceğim
Muhammed Nizar Bitar’ın ortaklarından Suriyeli Yahya Küçük ve Anes Behlevan da tıpkı kendisi gibi iç savaştan kaçıp soluğu Türkiye’de alan Suriyelilerden. Savaştan önce Şam’a yakın Kutsaya kentinde lokantacılık yapan Yahya Küçük, 2012’de kent bombalanınca her şeyi bırakıp önce Mısır’a sonra da Türkiye’ye kaçmış. İstanbul’da Bitar’ın Aksaray’daki lokantasına ortak olan Küçük, “Savaş bitince Suriye’ye döneceğim, ama buradaki lokantada ortaklığım kalacak” diyor.
Vergi ödüyoruz ama oturma izni alamıyoruz
ENES Behlevan’ın ise savaştan önce Zabadani’de süpermarketi varmış, bir gecede hem evi hem de işyeri bombardıman altında kalıp yıkılmış. “İki kızım ve karımla buraya geldik, Türkiye’de de bir oğlum oldu, Türk devleti bize çok yardımcı oldu ama çocuklarımın geleceğinden çok endişe duyuyorum çünkü ne olacağımız belli değil. Suriye’ye dönmeye kalksak idam ediliriz, burada da ikamet durumumuz karışık, her ay vergi ödüyoruz ama bir oturma izni bile alamıyoruz” diyor.