Güncelleme Tarihi:
SUÇ OLUŞMADI
Savcı Aydıner, delillerin usulsüz toplandığını, suç unsurunun oluşmadığını belirtti. Soruşturmanın devam ettirilmesi, telefon dinleme kararlarının iddia edilen eylemlerle ilgili alınmaması ve bu telefon dinleme kararlarının ne amaçla verildiğinin belli olmadığı değerlendirmesi de dikkat çekiyor. Savcı, usulsüzlükleri örnekleriyle ele alıyor. Takipsizlik kararında, 2 yıl önce verilen bir raporun da sanki yeniymiş gibi sunularak soruşturmanın başlangıcına dayanak yapıldığının altı çiziliyor.
PARALAR VALİLİĞE
Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan hakkındaki suçlamalar ise ‘Yardım toplama kanununa muhalefet’ olarak değerlendirildi. Bu suçun idari kapsamda olduğu belirtilerek, dosyanın ayrılarak Mülki İdare Amirliği’ne (İstanbul Valiliği’ne) gönderilmesine karar verildi. Aslan’ın evinden çıkan paraların, İstanbul Valiliği’ne gönderilmesine hükmedildi.
KARAR 141 SAYFA
25 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında da 2 Eylül’de takipsizlik kararı çıkmıştı. Dosyaya sonradan dâhil olan savcılar İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu, aralarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da olduğu 96 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. 141 sayfalık takipsizlik kararında soruşturma sırasında tesadüfen elde edilen delillerin hukuken kullanılmayacağı savunuldu. Savcılar, imzasız ve kaynağı belli olmayan bu ifadelere dayanarak polislere hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlaması yöneltti. Kararda, dosyadaki zanlılarla yaptıkları görüşmeler sebebiyle dinlemeye takılan kişilerin dinlenmiş gibi gösterilmeleri de dikkat çekti. Takipsizlik verilenler arasında Abdullah Tivnikli, Cemal Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Ömer Faruk Kalyoncu, Berat Albayrak, Ahmet Çalık, Yasin el Kadı, Mehmet Fatih Saraç, Usame Kutub, Mustafa Varank, Mustafa Latif Topbaş ve Bilal Erdoğan bulunuyordu.
KARARDAN: DVD’LER SAKLANACAK
“Tüm şüphelilerin suç işlemek için örgüt kurmak, örgüte üye olmak ve yönetmek, rüşvet vermek, kaçakçılık, fuhuş için kadın temin etmek suçlarından haklarında kamu adına kovuşturma yapmaya gerek olmadığına...
Tespit edilen görüntülerin bulunduğu dijital verilerin DVD ve harddisklerin dosyada delil olarak saklanmasına...”
SAVUNMA KOLAYLAŞTI
Takipsizlik kararı, AK Partili dört eski bakanla ilgili Meclis’te kurulan soruşturma komisyonunun çalışmalarını da etkileyecek. 5 Mayıs’ta kurulması kararlaştırılan ancak 5 ayda iki toplantı yapan komisyon, henüz fiilen inceleme ve dinleme çalışmalarına başlamamıştı. Takipsizlik kararları, soruşturma komisyonunun doğrudan görevinin sona ermesi sonucunu doğurmuyor. Komisyonun CHP’li üyesi Erdal Aksünger, 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili takipsizlik kararının ardından 17 Aralık soruşturmasında da benzer kararın verileceği yönünde duyumlar aldığını açıklamıştı. Aksünger’in süreçle ilgili tahmini şöyle: “17 Aralık’taki 3 bakanla ilgili dosyanın da altını boşalttılar. Komisyonun bir kere alt komisyon oluşturup İstanbul’a gidip dosya inceleme gerekçeleri artık ortadan kalkmıştır. Bu bence planlanmıştı. Meclis’te Yüce Divan’a götürmeden kendilerince aklayacaklar.” - BÜLENT SARIOĞLU - ANKARA
KOVUŞTURMAYA YER YOK DENİLMİŞTİ
17 Aralık Operasyonunun ayaklarından biri olan TOKİ dosyasına ilişkin, aralarında iş adamları Ali Ağaoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın da bulunduğu 60 kişi hakkında da 2 Mayıs’ta takipsizlik kararı verildi. İstanbul Cumhuriyet savcılarından Ekrem Aydıner, bu dosya kapsamında 60 kişi hakkında, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.
AÇILAN TEK DAVA FATİH BELEDİYESİ’NE RÜŞVET SUÇU
17 Aralık’taki ‘Büyük Rüşvet Operasyonu’nun ikinci ayağı olan Fatih Belediyesi’ndeki rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonucunda 24 Nisan’da dava açılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner’in operasyonun Fatih Belediyesi ayağıyla ilgili hazırladığı, 31 kişinin şüpheli olduğu iddianame, mahkeme sorgusunun ardından serbest bırakılan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir hakkında takipsizlik kararı verilirken Savcı Ekrem Aydıner, Koruma Kurulu üyeleriyle kimi şirket yöneticilerinin ve yardımcılarının da aralarında bulunduğu 21 kişi hakkında “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” ve “Rüşvet almak ve vermek” suçlamaları yöneltilerek 5,5 yıldan 86 yıla kadar hapis cezası istedi. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kasım ayında yargılanmalarına başlanacak.