Güncelleme Tarihi:
Bağımsızlıktan yana olanlar, Londra’ya bağlı kalmanın, bu rezervlerden sağlanan varlıktan İskoçya’yı mahkum bıraktığını savunuyor. Birleşik Kırallık, 2013 yılında Kuzey Denizi’nden günde 800 bin varil civarında petrol sağladı. Referandumdan “evet” çıkarsa, Birleşik Krallık’ın petrol rezervlerinin yüzde 90’ı, gazının da yüzde 47’si İskoçya’nın elinde kalacak. Denizlerindeki bu zenginliklerin İskoçya için kullanımı üzerinde duran “Evet” kampı, mevcut petrol kaynaklarıyla bağımsız İskoçya’nın dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline geleceğini iddia ederken, İngiltere ise trilyon dolarlık petrol gelirinden olabilir. Bazı uzmanlar ise petrol gelirlerinin sağlayacağı avantajların abartıldığı görüşünde ve Kuzey Denizi’ndeki üretimin giderek azaldığına dikkat çekiyor.
YILDA 10 MİLYAR DOLAR
İskoçya’nın bağımsızlığına yönelik tartışmalar son aylarda iki sorun üzerinde yoğunlaştı: Petrol ve para birimi. İskoçya’nın petrol vergilerinden aldığı payı (şu anda yüzde 10-15 civarında) arttırma isteği, İskoç hükümetinin bağımsızlık talebinin temel nedenlerinden biri. Birleşik Krallık’ın yılda 10 milyar dolar civarında vergi geliri sağladığı Kuzey Denizi petrol ve gaz yataklarının yüzde 84’ü İskoçya karasularında. Bu bölgede 24 milyar varil petrol olduğu ve bunun 30-40 yıl daha dayanacağı tahmin ediliyor. Birçok petrol rezervine sahip olan İskoçya, Birleşik Krallık’a bağlı olduğu için petrol vergilerinden sadece yüzde 10-15 pay alabiliyor. Ancak bağımsız olması durumunda bu geliri önemli ölçüde artacak. Financial Times’ın bir haberinde, kişibaşı gelirde şu anda dünya sıralamasında 23. olan İskoçya’nın, Kuzey Denizi’ndeki petrol gelirlerinin yüzde 90’ı ile Almanya’yı geçerek 15. sıraya yükselebileceği kaydediliyor.
YETERİNCE PETROL VAR MI
Diğer yandan, Kuzey Denizi’nin bir zamanlar sahip olduğu bolluğun azaldığını savunanlar, petrol ve gaz üretiminin 1990’lar sonundaki günlük 4.6 milyon varil seviyesinden üçte iki oranında azaldığına işaret ediyor. Buna bağlı olarak, petrolden sağlanan gelirlerin de düştüğü vurgulanıyor. “Hayır” kampı, dalgalı bir emtia olan Kuzey Denizi petrolüne çok fazla güvenmenin tehlikeli olduğu görüşünde. Bağımsız bir İskoç ekonomisinin, petrol gelirlerine fazla bağlı olacağını vurgulayan “Hayır”cılar, kamu harcamaları için de bu gelire ihtiyaç duyulacağını ancak aniden düşmesi gibi bir durumda kamu hizmetlerinin aksayacağını savunuyor. Diğer bir tez de tahmin edilen miktardan daha az petrol olduğu yönünde. “Evet”çiler ise bağımsız İskoçya’nın petrole fazla bağımlı olmayacağı, bir petrol fonu oluşturularak, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların da önüne geçilebileceği görüşünde. İskoç yönetimi, Kuzey Denizi’nin önümüzdeki beş yılda yıllık 64 milyar Euro gibi bir gelir yaratacağını ve yaklaşık 1.19 trilyon Euro değerinde varlık tabanı olduğunu söylüyor.
İş adamından önemli uyarı
KUZEY Denizi petrolleriyle ilgili uzun yıllar çalışmalar yürüten iş adamı Sir Ian Wood, yakın zamanda petrol geliri konusundaki hesaplamalara şiddetle karşı çıkarak referandum öncesi açık bir mektup yazdı. Merkezi Aberdeen’de bulunan Wood Group’un eski Üst Yöneticisi (CEO) Wood, “Genç seçmenleri şunun farkında olmalı: Onlar 40’lı yaşlara geldiğinde İskoçya’nın çok az off-shore petrol ve gaz üretimi kalmış olacak. Petrol ve gaz üretiminin düşüşü ekonomimizi ciddi şekilde vuracak. Bunun etkilerini 2030’da hissetmeye başlayacaklar. Yani bundan sadece 15 yıl sonra” uyarısında bulundu.
43 milyonun 40 milyon tonu
BİRLEŞİK Kralık’ta 1960’larda keşfedilen petrol ve doğalgaz rezervlerinin büyük kısmı, İskoçya’nın kuzey ve batısındaki Kuzey Denizi’nde bulunuyor. 1964’ten bu yana bölgeden toplam 42 milyar varil petrol çıkartılırken, bu durum 1707’den beri Birleşik Krallık’ın parçası olan İskoçya’yı bağımsızlığa teşvik eden önemli araçlardan biri oldu. İskoç hükümeti verilerine göre, 2013 yılında Birleşik Krallık’ın 43 milyon tonluk petrol üretiminin 40 milyon tonu, 32 milyon tonluk doğalgaz üretiminin ise 16 milyon tonu İskoçya tarafından sağlandı.