Güncelleme Tarihi:
SOMA maden işletmelerinin sahibi Alp Gürkan yaklaşık iki yıl maden ocağında yüzde 50 mekanize sistemle yani robotlarla çalışıldığını ve bu rakamın 2013’te yüzde 80’e ulaşacağını söylemişti. Ancak 300’e yakın madencinin hayatını kaybettığı faciadan sonra dünyadaki madenlerde kullanılan teknolojilerin Türkiye’nin çok ilerisinde yer aldığı net olarak ortaya çıktı. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 numaralı “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni de 19 yıldır imzalamayan Türkiye’den farklı olarak dünyadaki madenlerde ışıklandırmadan takip sistemlerine, havalandırma sensörlerinden robotlara kadar birçok teknoloji aktif olarak kullanılıyor.
İLETİŞİM AĞI KURULUYOR
Dünyada teknolojilerin başında robotlar geliyor. Türkiye’de çoğu madenci kazmayla kömür çıkartırken yurtdışında ise mekanize sistem olarak bilinen robotlar çalışıyor. Bu robotlarda yer alan özel bıçaklar en hızlı biçimde kömür çıkarılmasını sağlıyor. Madenciler ise uzaktan kumandayla bu robotları yönlendirebiliyor. Dikkat çeken diğer bir teknoloji ise madenlere iletişim ağının kurulması. Madencilerin kemerinde bulunan takip sistemleriyle, telefon, robotlar, havalandırma sistemi, sensörler veya görüntüleme sistemi gibi birçok ekipman kontrol odasına bağlanıyor. Böylece facia anlarında madencilerin nerede olduğu ve içerideki oksijen oranı anında görüntülenerek en hızlı müdahele gerçekleştiriliyor.
Robotlar: Türkiye’deki maden ocaklarında kömür büyük oradan kazmayla çıkarılsa da dünyada robotlar kullanılıyor. Özel bıçaklara sahip olan robotlar, uzaktan kumandayla yönetiliyor. Çıkarılan kömürler ise özel kızak sistemiyle madenden dışarıya çıkarılıyor.
Takip sistemi: Madenlere kurulan fiber optik ve bakır kablo ağlarıyla takip sistemi oluşturuluyor. Kurulan özel cihazlarla madenciler ve tüm araçların yerleri anlık olarak tek tek tespit edilebiliyor. Böylece facia anlarında hızla müdahele edilebiliyor.
Yeraltı telefonu: Kurulan iletişim ağları üzerinden sesli görüşmeler yapılabiliyor. ‘VoIP’ telefonlarla kurulan sistemde yedekli hatlarla bağlantının facia anlarında da kopmaması sağlanıyor.
Sensörler: Madenlerin en önemli güvenlik tedbirlerinden biri sensörlerle alınıyor. Madenlerdeki oksijen ve karbonmonoksit oranları bu sensörlerle anlık olarak ölçülüyor. Bu veriler 10 mili saniyede yer yüzündeki kontrol odasına iletiliyor.
Yangın söndürme: Grizu patlamalarında hızlı söndürme yapabilecek özel bir karışıma sahip sıvılar bulunuyor. Kömürün çıkarıldığı galerilere yakın bir noktaya kadar çekilen borularla bu sıvı yangını hızlı bir şekilde söndürüyor.
Kontrol odası: İlk bakışta NASA üssünü andıran kontrol odalarından, madenin her noktası kontrol edilebiliyor. Buradan madencilerin ve araçların konumu, oksijen ve karbondiyoksit oranlarının yanı sıra madenden çıkarılan kömür miktarı da görüntülenebiliyor.
3D simulatör: Konumlandırılan 3D sensörlerle anlık olarak tarama yapılıyor. Bu taramayla kömür çıkarılacak noktalarda ilerlemenin hangi yönde olacağına karar veriliyor. Böylelikle kontrol odası madencileri ve araçları yönlendirebiliyor.
Işıklandırma: Düşük enerji tüketimi sağlayan LED ışıklandırma sistemi, hem madendeki kömür çıkarılan galerilerde hem de madencilerin kasklarında bulunuyor. Özel tasarlanan halojen yansıtma sayesinde gün ışığına yakın 5000K renk sıcaklığı kullanılıyor.
Havalandırma sistemi: Madene yerleştirilen sensörlerle yapılan ölçümden sonra madencilerin ihtiyacı olan oksijen miktarı hesaplanıyor. Buna göre havanlandırma sistemi çalışarak, madencilerin çalıştığı noktaya gereken havayı gönderiyor.
Kaçış odaları: Tüm dünyada kullanılan kaçış odaları, madencilerin can simidi konumunda. Yangın veya patlama sonrasında kaçış odalarına sığınan madenciler 30 güne kadar hayatta kalabiliyor. Bu odaların içinde yiyecek, su ve sağlık ihtiyaçları bulunuyor.