Güncelleme Tarihi:
Kararın temyiz edilmesini beklediklerini kaydeden Bozoğlu, “Temyize kadar inşaatın mühürlenmesi ve durdurulması gerekir. Çünkü mahkemenin kararıyla alan tarihi SİT statüsünü yeniden kazandı. Tarihi SİT alanında kesinlikle inşaat yapılamaz. Bu karar ışığında inşaatın mühürlenmesi ve alanın tekrar eski haline döndürülmesi gerekir. Bu nedenle Ankara Valiliği’ni inşaatı mühürlemeye davet ediyoruz. Eğer bu karar uygulanmazsa yetkililer hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
Bozoğlu, mahkemenin kararıyla ilgili şu görüşleri savundu:
İNŞAAT DURDURULMALI
“Alanla ilgili iki tane kurul kararı var. İdare Mahkemesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 7 hektarlık alanın tarihi SİT statüsünden çıkarılması ilgili kararını iptal etti. Bizim bir de AOÇ’nin doğal SİT statüsünden çıkarılmasıyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na açtığımız dava bulunuyor. Tarihi SİT statüsünün kaldırılmasından sonra Başbakanlık inşaata başlıyor. Ancak tarihi SİT alanında inşaat yapamazsınız. İdare Mahkemesi’nin kararıyla alan tarihi SİT statüsüne yeniden kavuştu. Mahkemenin net iptal kararı var. Burada o nedenle inşaat yapmak mümkün değil. Normal hukuk devletinde inşaatın durdurulması gerekir. Muhtemelen temyize gidecekler. Ancak temyiz sürecine kadar inşaatın durdurulması ve mühürlenmesi gerekir. Bu nedenle Ankara Valiliği harekete geçip inşaatı derhal mühürlemelidir.
İŞÇİLER BU SABAH DA İNŞAAT BÖLGESİNE GİTTİ- FOTO GALERİ
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Bunun için de ‘hukuku uygulamıyorlar’ diye savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Savcıları göreve davet ediyoruz. Burası tarihi mirastır, Ankara’nın akciğerleridir. Hatta inşaat yıkıldıktan sonra alanın tekrar eski haline de döndürülmesi gerekiyor. İnşaatın devam etmesi diğer inşaatların da meşrulaştırılması noktasına gidiyor. Bakanlıklara bağlı komisyonları düyünün ki alanın SİT derecesini hiçbir teknik çalışma yapmadan düşürüyor. Bakanlık bir de Ali Cengiz oyunu yaptı. Doğal SİT alanının statüsünün değiştirildiği gerekçesiyle dava açtık. Ancak dava devam ederken SİT kararını değiştirip sürdürülebilir koruma alanı ilan ettiler. Böyle bir statü uydurdular. Dolayısıyla bizim açtığımız dava da anlamını yitirdi. Bununla ilgili de ayrı dava yürütüyoruz. İnşaatın ruhsatının iptali davası da devam ediyor. O da önceki gün verilen mahkeme kararını bekliyordu. Bu karar ışığında inşaatın ruhsat iptaline doğru da gittiğini görüyoruz. Orası demir kafeste olduğu gibi yıkılıp doğaya tekrar kazandırılabilir.”