Güncelleme Tarihi:
Grubun ilk başta Rusya odaklı bir sistemle kara para akladığını ileri süren savcılık, bu yönetimin deşifre edilmesinin üzerine Halkbank üzerinden yeni bir kara para aklama yöntemi geliştirildiğini belirledi.
RUSYA ODAKLI ESKİ SİSTEM
Savcılık, Rusya odaklı ilk sistemde, Rusya’daki bankaların sıcak para ihtiyacını karşılama odaklı komisyonculuk yapıldığını ve geliştirilen bu sistemle resmi belgede sahtecilik, gümrük ve vergi kanuna muhalefet edildiğini tespit etti. Şahısların bu sistemle yapmış olduğu usulsüzlüklerin, MASAK ve Vergi Dairesi Müfettişleri tarafından incelendiği bilgisine ulaşıldığı belirtildi.
1- Şüpheliler, 2003’ten itibaren Adem Gelgeç Ertuğrul Bozdoğan ve Vidadi Badalov isimli şahıslar üzerine kurulan 10 farklı paravan firma adına banka hesapları açtırdı.
2- Bu banka hesaplarına, sistemli ve sürekli şekilde gerçekte olmadığı halde bir ihracat faaliyeti gibi sahte evrak düzenlenerek yurtdışından yüklü miktarda döviz havalesi yapıldı.
3- Bu kapsamda gümrük beyannamesi ve fatura düzenleyerek ilgili bankalardan döviz satım belgeleri temin edip havaleyi fiziki olarak çektiler.
4- Bu paralar kuryeler aracılığıyla Atatürk Havalimanı’ndan fiziki olarak Rusya’ya gönderildi.
5- Bu rakam günde 1 ile 10 milyon dolar arasında değişti.
6- Şüpheliler bu işlemlerden yüzde 0,3-0,4 oranında komisyon aldı.
HALKBANK ODAKLI YENİ SİSTEM
Savcılık, eski yöntemleri deşifre edilince zor durumda kalan grubun, Halkbank üzerinden yeni bir yöntem geliştirdiğini tesbit etti. Zarrab’ın milyarlarca dolarlık şüpheli işlem yaparken Halkbank’ı kullanmak için önemli bir siyasi ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ile ilişki geliştirildiğini iddia etti. Bu nedenle Zarrab’ın söz konusu siyasiye 103 milyon TL, Süleyman Aslan’a 16 milyon TL rüşvet verdiği ileri sürüldü. İran’a uygulanan ambargoyu delmek amacıyla geliştirdikleri bu yeni sistemle, ‘müşteri’ diye tabir edilen İranlı şahısların İran bankalarında bulunan paralarını yurtdışına çıkarttıkları ve akabinde tekrar İran’a altın olarak soktukları belirlendi.
1- Şüpheliler Çin’de paravan firma kurdular.
2- Bu firmalar adına Türkiye’de açtıkları banka hesaplarına, İran’daki bankalardan ihracat ödemesiymiş gibi havale yaptılar ve bu işlemler için sahte evrak düzenlediler.
3- Çin’den gelen paraları bekletmeden Türkiye’de kurdukları paravan veya gerçek firmaların hesabına ihracat ödemesi olarak aktardılar.
4- İran’a göndermek üzere altına dönüştürecekleri paralarla ilgili gerçek firmaların Halk Bankası’ndaki hesaplarını kullandılar.
5- Döviz olarak fiziken İran’a çıkartılacak paralar ile ilgili diğer bankaları kullandılar.
6- Toplanan külçe altın ve nakit paraları kuryeler aracılığıyla havalimanından İran’a veya İran’a göndermek üzere Dubai’ye yolladılar.
7- Halkbank’ı kullandıkları işlemlerde de gerçekte olmayan ihracat belgeleri kullanıldı.