Güncelleme Tarihi:
Uzmanlar doların daha da yükselmemesi için Merkez Bankası’nın kıtlık psikolojisini önlemesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Haftaya 1.9440 seviyesinde başlayan dolar, dün resmen 2 TL sınırını aştı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal daralmaya yönelik kararlarının etkisiyle mayıs ayından bu yana TL karşısındaki yükselişi bir türlü durdurulamayan dolar son bir haftadır 2 TL sınırında seyrediyordu. Geçtiğimiz haftalarda Merkez Bankası’nın müdahaleleriyle dolardaki yükseliş kısmen kontrol altına alınırken, doların yılbaşına doğru 2 TL’yi göreceği öngörüsü gündeme gelmişti. Ancak yükselişini hızlandırarak haftanın son gününü 2 TL’yi görerek kapatan dolar için artık bundan sonraki kritik soru, yeni denge seviyesinin neresi olacağı.
PİYASALAR KITLIKTAN ÇIKMALI
Uzmanlara göre, önümüzdeki dönemde döviz piyasaları için iki önemli dönüm noktası var. Bunlardan biri Fed’in parasal daralma programının detayları ve diğeri de Euro Bölgesi’nin krizdeki üyelerine yönelik açıklaması beklenen acı bankacılık reçetesi. Bu süreçte Merkez Bankası’nın politikalarının daha da önem kazandığına dikkat çeken uzmanlar, piyasaların özellikle kur konusunda ‘kıtlık’ psikolojisine girmemesi gerektiğini vurguluyor. Kıtlık duygusu içinde hareket eden piyasalarda doların daha da yükseldiğini vurgulayan uzmanlar, Merkez’in piyasaya daha bol döviz verip, TL’yi de daha sıkılaştırmasının TL’nin güçlenmesinde daha etkili olacağı görüşünde. Dolar için muhtemel senaryolar şöyle:
FED: Fed’in artık genişleme programını bitireceği belli, bu kesin. Daralma eylül ayında olmazsa, kasımda olmadı aralık ayında mutlaka olacak. Dolayısıyla bu noktada artık Fed’in bundan sonra uygulayacağı programın detayları ve takvimi önemli. Piyasaların asıl beklediği işte bu detaylar. Fed’in şimdilik aylık 85 milyar dolar olan tahvil alım programını ilk etapta 75 milyar dolara düşüreceği en çok konuşulan senaryo.
AB: Almanya’nın Euro Bölgesi’ndeki krize yönelik daha radikal adımlar atılmasına öncülük etmesi bekleniyor. Şimdiye kadar Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) zaman kazanmasına müsaade eden Almanya’nın bundan sonra krizdeki üyeler için acı reçeteler hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor. Böylesi bir durumda, Avrupa’dan Türkiye’ye fonlar bir fren yapabilir ve bu da kur üzerinde baskı yaratır.
YABANCILAR: Türkiye’de tahvil piyasalarında yoğun bir likidite olmamasından dolayı, yabancılar henüz Türkiye’ye piyasasından tam olarak çıkamadılar. Bu durum gelişmekte olan piyasalardaki para çıkışının Türkiye’de görece daha sınırlı olmasına neden oldu. Bu para çıkışının süreceği anlamına geliyor. Diğer gelişen piyasalarda para çıkışı dursa bile, Türkiye’den çıkışlar devam edebilir. Alınacak önlemlere bağlı olarak çıkış olmayabilir. Ancak yabancının dolar alarak piyasadan çıkacağı düşünüldüğünde bu da bir diğer baskı olabilir.
ORTADOĞU: Piyasaların henüz başta Suriye ve Mısır olmak üzere Ortadoğu bölgesinde yaşanan gelişmeleri fiyatlamadığına dikkat çeken uzmanlar, gelişmelerin belki hiç fiyatlanmayabileceğini söylüyor. Yatırımcıların bölgede durumun daha da kötüleşmesi ve belirsizliğin daha da artmasıyla birlikte elbette piyasalara da yansıması bekleniyor.
4 KRİTİK BASKI
1-Fed’in tahvil alımını keseceği belli, asıl önemli olan programın detayları ve takvimi.
2-Almanya’dan Euro krizine radikal önlem bekleniyor, Türkiye’ye fon girişi frenlenir.
3-Piyasalar henüz Ortadoğu’daki gelişmeleri fiyatlamadı, durum kötüleşirse kurdaki baskı artar.
4-Türkiye’de tahvil piyasasından yabancı çıkışı henüz tamamlanmadı, bunun baskı unsuru olması bekleniyor.
Başçı ABD'de
MERKEZ Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın piyasalardaki hareketliliğe rağmen Fed’in her yıl düzenlediği Jackson Hole toplantılarına katılmak üzere ABD’ye gittiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Başçı’nın bugün sona erecek toplantıların ardından izinli olarak 3 gün daha ABD’de kalması bekleniyor. Brezilya Merkez Bankası Başkanı Tombini’nin piyasalardaki çalkantılar nedeniyle toplantıya katılımını iptal etmesi dikkat çekmişti. Fed Başkanı Ben Bernanke’nin de katılmayacağını açıkladığı toplantıda ECB Başkanı Mario Draghi ve İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney de bulunmayacak. Fed’in her yıl düzenlediği Jackson Hole toplantıları dünya genelindeki merkez bankası yöneticileri, akademisyenleri ve ekonomistleri bir araya getiriyor.
Her şey bir rüya ile başladı
Tarih 11 Ocak 2008... 1 dolar=1.15 Lira. Türkiye’deki tartışma konusu ise ‘1 dolar=1 TL’ olur mu? Lehman ve küresel kriz bu rüyadan herkesi uyandırdı. Bu yılın mayıs ortasından itibaren başlayan ABD Merkez Bankası’nın (FED) tahvil alımlarını azaltacağına yönelik endişeler dün Türkiye’de dolarda yeni bir dönemi başlattı. FED’in tahvil alım programının seyrine ilişkin endişelerle başlayan ve içeride de Merkez Bankası’nın adımlarının TL’deki değer kaybını engellemede yetersiz kalacağı şüphesi doları 2 TL’nin üstüne taşıdı. Dolar daha sonra gelen satışlarla 2 TL’nin altına indi. Merkez Bankası’nın sabah saatlerinde açıkladığı 350 milyon dolarlık döviz satış ihalesinde rakamı değiştirmemesi, doların 2 TL’nin üstüne çıkmasını hızlandırdı. Kur sepeti de 2.336 ile tarihi zirveye çıktı. Son 5 işlem gününde yüzde 3 yükselen dolarda, 8 Mayıs’tan bu yana yaşanan çıkış ise yüzde 12.3’e ulaştı. Türkiye’nin 10 yıllık tahvilinin bileşik faizi yüzde 10.5’e yükselirken, 2 yıllık gösterge tahvilin faizi de yüzde 9.74’e ulaştı. Borsa günü yüzde 0.54’lük kayıpla 67.932 puandan kapattı. Borsada bir haftalık
kayıp yüzde 8.5 oldu.
Döviz ihalelerinin zamanlaması yanlış
RADİKAL yazarı Uğur Gürses, Merkez Bankası’nın gün içinde saat 16.30’da yaptığı döviz satış ihalelerini hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Merkez’in döviz satış ihalesini günün ilk saatlerinde piyasanın ihtiyacının daha fazla olacağı zamanda yapması gerekiyor. Merkez’in mevcut uygulaması ertesi gün için piyasaya likidite sağlıyor ancak fiyatlarda etkili olmuyor. Dolayısıyla zamanlaması doğru değil. Bunun dışında TL’yi de biraz daha sıkılaştırması önemli. Çünkü piyasaya verdiğiniz dolar karşısındaki TL’nin maliyetinin yüksek olması lazım.”
TL ile Rupi kol kola
FED kararlarının hemen hemen tüm gelişen piyasalarda ve kurda hareketliliğe yol açtığını hatırlatan Acar Yatırım Araştırma Müdürü Zeynel Balcı, bu süreçte Türkiye ve Hindistan mali piyasaları arasındaki benzerliğin son günlerde daha da belirgin bir hal almaya başladığına dikkat çekti. Haziran ayı başından itibaren incelendiğinde iki ülkenin, gerek borsa ve gerekse para birimleri arasında paralellik söz konusu olduğunu vurgulayan Balcı şunları aktardı: “Bu görünümde aslında biraz da iki ülkenin notunun yükseltilmesinin etkisi var. Mayısta Türkiye’nin kredi notu Fitch’in ardından Moody’s tarafından da ‘Yatırım yapılabilir’ ülke konumuna geldiğinde Hindistan ile aynı lige terfi ettik. Bu benzerlik ne kadar sürer kestirmek zor. Piyasalar olağan seyrine döndüğünde herkes kendi yoluna gidecektir.”
Altın yükseldi
Altın fiyatları da, ABD’de yeni konut satışlarının beklentilerin çok altında açıklanmasının ardından iki ayın zirvesini gördükten sonra 1,395 doları aştı. Altının gramı iç piyasada 89.25 liraya, çeyrek altının fiyatı da 163 liraya çıktı. Brent ve ABD ham petrolünün vadeli fiyatları da sert biçimde yükseldi. Brent petrol 110 doları, ABD hampetrolü ise 107 doları aştı.