Güncelleme Tarihi:
Ekonominin, Gezi olayları ve FED’in kararıyla ısındığı, borsanın değerinin 107 milyar lira eridiği günlerde MIT profesörlerinden Daron Acemoğlu ile buluştuk.
Sıcağı sıcağına gelişmeleri konuştuk.
Bilgi Üniversitesi’nin kampüsünde buluştuğumuz Profesör Acemoğlu, hatırlayacaksınız Gezi Parkı eylemleri ilk patlak verdiğinde, protestoların uzun vadede demokrasi ve dolayısıyla yabancı yatırım için iyi olacağını söylemişti.
Bunu söylediğinde henüz hükümetin protestolar karşısında tavrı belli değildi.
Aradan bir hafta, 10 gün geçtikten sonra gelinen noktada düşüncelerini merak ettik.
Bakın Daron Acemoğlu hangi mesajları verdi:
HÜKÜMET DAHA GÜÇLÜ ÇIKABİLİRDİ
Halkın barışsa protesto eylemleri demokrasinin ayrılmaz bir parçası. Demokrasi bence halkın genel bir şekilde politikaya katılması. Öyle dört yılda bir oy vermekle sınırlı kalacak bir şey değil. Demokrasinin çalışması için politikacıların halkın sesine kulak vermeleri gerek. Politikacıların diyaloga girmeleri beklenir bu durumlarda. İngiltere, Fransa, İspanya’da öyle oldu nitekim. Taksim’de başlayan olayları hükümet lehine çevirebilirdi. Bence hükümet büyük bir açılım fırsatını kaçırdı. Oysa olaylardan hem daha güçlü çıkabilir, hem yurt dışında prim yapabilirdi.
SICAK PARADAN KURTULMAK GEREKİYORDU
Gezi Parkı ile FED’in kararı ekonomiyi etkiledi kuşkusuz. FED Amerikan ekonomisinin güçlü hale gelmesini bekledi. Kararı 1,5 yıl önce almış olsaydı Amerikan ekonomisi olumsuz etkilenirdi. Piyasadan likiditenin çekilmesi anlamına gelecek olan karar en fazla gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek. Cari açıktan dolayı Türkiye en fazla etkilenecek ülke. Gezi Parkı meselesi de olmasaydı da durum aynı şekilde seyredecekti. FED’in izlediği politikayla likidite bolluğu gelişmekte olan ülkelere aktı. Türkiye’ye de geldi bu para. Türkiye ekonomik olarak iyi durumda. Müthiş bir potansiyeli var. Bence Türkiye’nin kendisini sıcak paradan zaten kurtarması gerekiyordu. Biz yapamıyorsak böyle olması isabet.
ANİ DURUŞA DİKKAT
İki şeyi ayırt etmek gerek. Uzun dönemli yabancı sermaye ve sıcak para.
Türkiye için önemli olan uzun dönemli yabancı sermaye girişidir. Türkiye’nin yeni teknolojiye ihtiyacı var. Özellikle teknoloji getirecek olan yabancı sermaye yurt dışındaki piyasaları daha da açar. Bu tür sermaye için çekici olmamız gerekir. Siyası istikrar ve reformlar önemli.
Türkiye çekici olmak için reform yapmak zorunda.
Yargı reformu, bürokraside reform, ihale kanunda reform, Ekonomi Bakanlığı’nda reform.
Gelelim sıcak paraya… Sıcak para gidince ne olacak? Cari açık Türk lirasına baskı yapar. Türk lirasının fiyatı düşer. Düşünce ithalat azalır, ihracat artar, turizm daha çekici hale gelir.
Merkez Bankası bunu yumuşatabilir. Yumuşatması da doğrudur. Sıcak para kesilirse, ki kesilecek ve bu iyi bir şey. Ancak bunun kendiliğinden olması gerek. Aniden olursa kötü. O zaman “Sudden Stop” dediğimiz yani “Ani Duruş” denen şey olur. Yani sıcak paranın hemen gitmesi. Şu anda olmasa bile risk var. Türkiye birdenbire sıcak parayı kaybederse makro ekonomik dengesizliklere yol açar. Bunun için ekonomistler bir süreden beri “cari açığa dikkat” diyordu.
Peki sıcak paranın hemen gitmesi nasıl önlenir?
İşte bu noktada gerilimi azaltmak için iktidara çok iş düşüyor.
Zuckerberg hiç politikacıyla görüştü mü?
ACEMOĞLU’na göre, Türkiye’de ekonomide en büyük sorun devletin, politikanın elinin ekonomide olması.
Bununla ilgili şöyle konuşuyor.
“Şöyle düşünün, Mark Zuckerberg Facebook’u kurarken kaç politikacıyla görüştü?
Tabii ki hiçbir politikacıyla görüşmedi.
Oysa Türkiye’de bir iş insanının politikacıyla görüşmeden, uzun toplantılar yapmadan, devletten şöyle ya da böyle sübvansiyon almadan orta ölçekli bir iş açması mümkün mü?
Devletten ihale aldığı için sürekli politikacılarla iyi geçinmek zorunda”.