Güncelleme Tarihi:
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'de süre gelen hükümet karşıtı protesto gösterilerinin yol açtığı politik rahatsızlığa dikkat çekti.
Moody's yayınladığı haftalık kredi görünüm raporunda, Türkiye'den politik rahatsızlık ne kadar yoğunlaşır ne kadar uzun sürer ise turizm gelirleri ve portföy yatırımı girişlerini azaltarak ödemeler dengesi riskleri konusunda kuşkuları o kadar artıracağını vurguladı.
Moody's devam eden protestoların doğrudan yabancı sermaye girişlerini etkileyebileceğini de belirtti.
Bununla birlikte Moody's, cari politik riskler ve ödemeler dengesi risklerinin Türkiye için vermiş olduğu kredi notu ve belirlediği görünümün kapsamı içinde olduğunu vurguladı.
Protesto gösterilerinin Türkiye'nin iç politik risklerini bir kez daha yatırımcılara hatırlattığını belirten Moody's, bu protestoların yoğunlaşması halinde Türkiye'nin, portföy yatırımcıları için cazibesinin azalabileceğini belirtti.
Moody's ayrıca protestoların ABD’nin parasal genişleme programını sona erdirmeyi tartışmaya başladığı bir dönmede geldiğini, global yatırımcıların gelişmekte olan piyasalar için iştahlarının zayıflayabileceğini de vurguladı.
DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMA ETKİLERİ HENÜZ NET DEĞİL
Protestoların doğrudan yabancı yatırıma etkilerinin net olmadığı ifade edilen raporda, İstanbul'un birçok çokuluslu şirketin önde gelen merkezlerinden biri olmaya başladığına ancak siyasi risklerin artması halinde bu tür kazanımların zarar görebileceğine dikkat çekildi.
Siyasi risklerin artması halinde Türkiye'nin yabancı yatırımcılar için çekiciliğini artıran yapısal reformların sağladığı kazanımların azalacağına dikkat çeken Moody's, siyasi tansiyonun kısa sürede düşürülmesi halinde Türkiye'nin doğrudan yatırımlar açısından çekiciliğine zarar gelmeyeceği belirtildi.
Türkiye'deki protesto gösterilerinin Arap Baharı'na benzemediğine dikkat çekilen raporda, AK Parti'nin demokratik meşruiyete sahip olduğu, özgür seçimlerle iktidara geldiği ve güçlü bir meclis çoğunluğuna sahip olduğu vurgulandı.
Moody's, halkın daha önce siyasi olarak edilgen olarak görülen bir kısmının Başbakan Tayyip Erdoğan'ın otoriter eğilimlerine karşı çıktıklarını belirterek, "Bu durum Türkiye'deki muhalefetin zayıf ve etkinlikten uzak olduğunu ve bu muhalefetin AKP'yi desteklemeyen seçmenin endişelerini temsil edemediğini gösteriyor" dedi.