Güncelleme Tarihi:
Hiçbir geliri ve sosyal güvencesi olmayan M.K. kendisinden 15 yaş büyük S.K. ile 29 Eylül 2009’da evlendi. M.K.’nın ailesinin rıza göstermemesi nedeni ile çiftin evliliği olaylı oldu. Çift bu nedenle kaçarak evlendi. Ancak çiftin birlikteliği 3 ay gibi bir süre devam edebildi. M.K., Ocak 2010’da evden ayrıldı; ailesinin yanına döndü. Çiftin yeniden bir araya gelmesi için S.K.’nın arkadaşları çeşitli girişimlerde bulunsa da olumlu bir sonuç alınamadı.
M.K., boşanmak için arayışa girdi. Gittiği birçok avukat, ellerinden yeterli delil olmadığı gerekçesi ile boşanma davasını kazanamayacaklarını söyledi. En son bürosuna gittiği Av. Esin Kılıç davayı kabul etti; 30 Eylül 2011’de İstanbul 4. Aile Mahkemesi’ne dava başvurusu yaptı.
‘KÜFRETTİ, TEHDİT ETTİ’
Dava başvuru dilekçesinde M.K., eşi S.K.’nın kendisine psikolojik şiddet uyguladığı, kendisi ve ailesine ağır küfürler ettiğini, boşanması durumunda ailesine zarar vereceğini söylediğini iddia etti. M.K. ayrıca, eşinin gelirini kendisinden gizlediğini, Kapalıçarşı’da kuyumcu dükkânı sahibi olduğunu, bankada parasının bulunduğunu öne sürdü. M.K., avukatı Kılıç aracılığı ile sunduğu dilekçede boşanma talebinin yanı sıra, aylık 2 bin TL nafaka ve toplam 80 bin TL tazminat talep etti.
‘EK İŞ YAPTIĞIMI EŞİME SÖYLEMEDİM’
S.K. ise savunmasını Av. Mehmet Benan Ülgen aracılığı ile yaptı. S.K., son duruşmada yaptığı savunmada, eşine hakarette bulunmadığını, ancak zaman-zaman
‘HAKARET ONUR KIRICI DAVRANIŞTIR’ |
Yargıtay yolu açık karar ile ilgili Av. Esin Kılıç şunları söyledi: “Ülkemizde ne yazık ki, eş tarafından sarf edilen ‘hakaret’ tek başına bir boşanma sebebi olarak görülmüyor. Daha da kötüsü, pek çok hukukçu da ‘hakaret’i yeterli ve kanıtlanabilir bir boşanma davası gerekçesi olarak görmüyor. Oysa ki hakaret, onur kırıcı bir davranış ve kişilik haklarına açık bir saldırıdır. Kadınlar, ‘hakaret’in bir şiddet türü olduğu konusunda bilinçlenmeli.” |
ABLA E.A: HAKARETLERE TANIĞIM
Mahkeme tarafların gösterdiği 4 tanığı da dinledi. Boşanmak isteyen M.K.’nın gösterdiği tanıklardan biri aynı binada oturan komşularıydı. Ancak H.T. isimli kadın herhangi bir tartışma sesi veya dayak benzeri olaydan haberi olmadığını ifade ederek “Ben tanıklık yapmak istemiyordum” dedi. Diğer tanık olan M.K.’nın ablası E.A. ise, S.K.’nın ağır hakaretlerine tanık olduğunu detayları ile anlattı. S.K. tarafının gösterdiği iki tanık da, çift arasında sorun yaşandığını, ancak küfür benzeri durumlara tanık olmadıklarını, ihtimal de vermediklerini söyledi.
KOCAYA TAZMİNAT MAHKÛMİYETİ
Mahkeme 4’üncü duruşmada kararını verdi. Geçtiğimiz 6 Kasım’da yapılan karar duruşmasında mahkeme çiftin boşanmalarına karar verdi. Mahkeme ayrıca S.K.’nın, M.K.’ye aylık 400 TL nafaka ve toplam 8 bin TL’lik maddi-manevi tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme gerekçeli kararını ise geçtiğimiz günlerde açıkladı.
BAŞKAN VİCDANİ KANAATİNİ KULLANDI
Gerekçeli kararında dava sürecini genişçe anlatan mahkeme, kararını özetle şu şekilde açıkladı: “Yaşanan olaylar karşısında davacının boşanmak istemekte haklı olduğu vicdani kanaatine ulaşıldı. Kişilik hakları zedelenen davacının (M.K.) manevi tazminat talebi kabul edildi. Boşanma sebebi ile maddi beklentileri zarara uğrayan davacının maddi tazminat talebi kısmen kabul edildi. Davacının nafaka talebi yerinde bulundu; tarafların tespit edilen ekonomik-sosyal durumları dikkate alınarak nafaka miktarı belirlendi.”