Güncelleme Tarihi:
Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum ile birlikte Maslak 1453 projesine ilişkin Four Seasons Bosphorus'ta düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
15 Ekim'den bu yana satışa çıkan 2 bin 700 dairenin 2 bin 100'ünün satıldığını belirten Ağaoğlu, paranın Emlak Konut'un hesabına yattığını ve 1.2 milyar liralık satış geliri elde edildiğini kaydetti. Toplantıdan satır başları şöyle:
* Planın yanlışı neyse onu gösterirsiniz. O zaman şapka çıkarırım
* Projenin yapıldığı arazideki gecekondudaki 3-4 tane ağacı makinelerle söktük. Satış ofisinin önüne yerleştirdik, kesmedik.
* Reklam biraz kibirli oldu, kabul ediyorum. Orman olduğu için atla gezdim; deniz olsa kayıkla gezerdim
* Arazide bir tane bile ağaç yoktu, ormanla sınırlarımız da belli
* Ormanın projenin yakınında olması avantajımdı, tabii ki bunu kullanacağım. Neticede iş adamıyım.
* Projenin avantajı zaten var. İsterse ağaoğlu işletsin isterse Paşaoğlu. Yine ormana yürüyerek gidecek.
* Biz AKC Petrol'e ortak olma konusunda usül hatası yaptık. AKC iki yıl sonra ortak alabiliyordu ama izin almamız gerekirdi.
*Dün akşam saat 18.00' de noterden ihtarname geldi. 10 gün içinde teslim etmemiz gerekiyor. Bugüne kadar buraya 3.5 milyonun üzerinde yatırım yaptım. Ben yarın itibariyle yeri bakanlığa teslim etmeye hazırım. Belki haklıyımdır haksızımdır ama tartışma konusu dahi yapmıyorum. Orman bakanlığına devretmeye hazırım
BAŞBAKAN'LA NEDEN GÖRÜŞTÜ
Ağaoğlu, bir gazetecinin “Sayın Başbakandan 1453 projesi için destek istediniz mi?” sorusuna şöyle cevap verdi:
“Sayın Başbakan'dan randevu istemiştim. Maslak 1453 projemizin lansmanını Dubai'de yaptık. Sayın Başbakan'a bu daveti ilettim. Yarım saatlik randevu talebim 1,5 saat sürdü. Proje hakkında bilgi verdim. Kongre olacağı için o sıralarda katılamayacağını, yoğun olduğunu bizzat söyledi. O günlerde Diyarbakır'a bir seyahatim olmuştu, oradaki izlenmelerimi aktardım, bir de piyasanın genel yapısını konuştuk. Yoksa o dönemde yardıma ihtiyacım yoktu ki bir yardım talep edeyim. Başbakan'ı ziyarete gittiğimde altımda 3 milyonluk araba vardı. Sayın Başbakanımızdan yardım istesem 'Önce şu arabalarını sat da ondan sonra gel' derdi. En ufak bir talebim olmadı. Finans merkezi o zaman ihalede bile değildi. Sayın Başbakanımız da bu işlerle zaten ilgilenmez.”
“Her yapılan plan kötü deyip mahkemeye taşımak olmaz”-
Toplantıda Ağaoğlu ve Kurum'a, “Bilirkişiden onay çıkmadı. 'Alan, su yatağının bir parçasında yer alıyor. Alanın eğilimi iskana sorun teşkil edecek özelliğe sahip. Fatih ormanının yanında yer alıyor' şeklinde iddialar var. Bunlara ne diyeceksiniz?' sorusu da yöneltildi.
Kurum, bu soruya, “Arazinin başı ile sonu arasında 75 metre kot farkı var. 323 dönüm bir arazi. Daha önce Savunma Bakanlığı atış poligonu olarak kullandı. Bu arazide 4 milyon metreküp hafriyat yapıyoruz ve sağlam zemine ulaşmaya çalışıyoruz. İnşaat yapılamaz bir alan değil. Gerekli her türlü tedbiri alarak inşaat yapabilirsiniz. Biz de İTÜ onaylı projemiz kapsamında gerekli emniyet tedbirlerini alarak inşaatımızı yapıyoruz. Alıcılara karşı devletin bir taahhüdü var, o yüzden taahhüdümüzü her ne şart altında olursa olsun gerçekleştireceğiz” cevabını verdi.
Ağaoğlu da aynı soruyu, “Maslak bölgesi zemin olarak en sağlam bölgelerden biridir. Ama dolgu alan olduğu için İTÜ'nün uzmanlarıyla çalışarak binamızı en teknolojik şekilde yapıyoruz. Evet, arazide eğim var ama eğim olması 'inşaat yapılamaz' anlamına gelmiyor. Arsa zaten TOKİ ve Emlak Konut'un tapulu bir arazisi. İmar planı var. En kötü plan bile plansızlıktan iyidir. Ama STK'lar toplumu yanlış yönlendiriyor. İstanbul'da zamanında doğru planlama yapılmadı. 'İstanbul'u dünya başşehri yapacağız' dedik ama gecekondu başşehri yaptık. Her yapılan plan kötü deyip mahkemeye taşımak olmaz, bunun altında başka bir şey aramak lazım.”
“Ne Sarıgül toplantı tertip etti ne Sayın Başbakan bu konuda devreye girdi”
Ağaoğlu'na, “Şişli Belediye Başkanı Sarıgül'ün Maslak 1453 projesi için sizi rahatsız ettiği, Başbakan'ın da devreye girerek, ruhsat verilmesi sorununu hallettiği yönünde iddialar var. Ayrıca projenizin önündeki 6 katlı bir bina yıkılarak aileler mağdur edildi. Bu doğru mu? Bir de etrafınızdaki bir takım ağaçları kestiğiniz söylendi. Bu konularda neler söyleyeceksiniz?” sorusu da soruldu.
“Ne Sayın Sarıgül öyle bir toplantı tertip etti ne Sayın Başbakan bu konuda devreye girdi. Sayın Sarıgül ile ilgili bu iddiayı teyid edin. Bu iddiada bulunan arkadaşın ateşi herhalde o sırada 39 dereceye çıkmıştı. Bu kadar kuyruklu bir yalanı söyleyen ancak halisünasyon görüyordur. Bu iddia sahibini ispata davet ediyorum. 3-4 tane çınar ağacı vardı, onları makinelerle söktüm ve satış ofisinin önüne naklettim.
Ben doğaya, bitkiye ve yeşile önem veren bir insanım. Yıkılan binalar ise mahkeme kararıyla yıkılmıştır. Yıkım bedeli parasını da kişiler almıştır. İnsanlar mağdur olmasın diye şirket olarak bir de destek olduk, böyle bir sorumluluğum olmadığı halde ev verdiğim işgalci de var.”
Aynı soruya karşılık Kurum da, “Orada sadece bahsedilen 6 katlı bina değil, başkaları da vardı. Bu arazi devletin tapulu mülkü. Şimdi tapulu mülkünüzün üstüne biri konut yapsa bu işgale girer. Burada da öyle işgalcilik durumu var. İlgili belediye kanununun verdiği yetkiler çerçevesinde bu binanın yıkımı gerçekleştirildi. Dolayısıyla kimseye yaptığımız bir haksızlık yok” dedi.
“Arazinin üzerinde bir tane bile ağaç yoktu, ottan başka bir şey yoktu”
“Uydu fotoğraflarında yeşil alanlarda ciddi bir azalma olduğu görülüyor. Ama siz ağaç kesimi olmadığını söylediniz. Fatih Ormanı ekranlarda projeye tahsis edilmiş gibi yer aldı. Bu konuda özür dilemeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna ise Kurum, “Bizim iznimiz dışında kimse ağaç kesemez. Biz de herhangi bir ağaç kesmedik. Fatih Ormanı ile değil, Park Orman ile bir sınırımız var. Biz müşterimize size orman veriyoruz diye bir vaatte bulunmadık” yanıtını verdi.
Aynı soruya karşılık, söz konusu arazinin üzerinde bir tane bile ağaç olmadığını söyleyen Ağaoğlu da, “Bizim arazimiz Park Orman'a sınırdır. Ottan başka bir şey yoktu arazinin üzerinde. Bizim en büyük avantajımız o ormana yakın olmamız, yürüyerek gidebilmemiz. Reklam biraz iddialı ve kibirli oldu onu da kabul ediyorum. Orada söylediğim 'Hemen evininin yakınında böyle bir orman olsun istemez misiniz?' idi. Eğer denize yakın olsaydı kayıkla gezerdim. Orman olduğu için atla gezdim” yorumunu yaptı.
Söz konusu projenin bu kadar tartışılmasına ve insanların çevreye bu kadar önem vermesine sevindiğini vurgulayan Ağaoğlu, bütün İstanbullular'ın faydalanabileceği kent ormanları nasıl yapabilir diye düşündüklerini ve bir proje hazırladıklarını anlattı.
Ağaoğlu, “Bunu Orman Bakanlığına sunarız, Bakanlık da uygun görürse halkın kullanımına açık, düzgün park alanı yapabiliriz. Açıkçası sosyal sorumluluk projesiydi. Maslak 1453'ün de bu ormana yakın olmasını bir iş adamı olarak bu avantajı tabi ki, kullanacaktım” diye konuştu.