Güncelleme Tarihi:
Avrupalı siyasetçilerin vazgeçemedikleri alışkanlıkları;
Avrupa’da ne zaman olumsuz bir gelişme olsa, bunu bir şekilde Türkler’e bağlamak.
Yunanistan ekonomik krize girdiğinde de düşündüm. Acaba bunu da Türkiye’ye bağlayabilirler mi diye.
Pek mümkün değil;
Yunanistan 1985 yılından bu yana AB üyesi. Üstelik, Avrupa Birliği’nin “ayrıcalıklı grubu” olan Euro bölgesinin de içinde.
Son yıllarda Türkiye ile ciddi bir kriz de yaşanmadı.
Ama benim düşünemediğimi düşünün siyasetçiler var Avrupa Birliği’nde.
Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik krizin nedenini buluvermiş;
“Osmanlı mirası....”
Aynı zamanda Euro grup başkanı da olan Başbakan Juncker, bakın 22 Mayıs’ta Politique Internationale dergisine verdiği röportajda neler söylüyor;
“Yunanistan büyük bir bir millet, ancak çok zayıf bir devlet. Yunan arkadaşlarımız kızacak ama bu bir gerçek; Mali Yönetim işlemiyor. Kadastrosu yok, gerçek bir ticari sicili yok, ki bu Osmanlı işgalinden gelen bir miras. Bu gerekli unsurların hiçbirinin olmaidığı bir ülkede herhangi birşey nasıl özelleştirilebilir...”
Juncker, Yunanistan konusundaki endişelerin, yaz boyunca devam edeceğini, durumun düzeltilmesinin yıllar alacağını da vurgularken, İspanya ve Portekiz konusunda ise “daha az endişesi bulunduğunu” belirtmiş.
Juncker’in açıklamalarındaki eksik ise şu;
Eğer Yunanistan’ın ekonomi altyapısı bu kadar kötüyse, nasıl AB üyesi oldu? Hadi politik nedenlerle AB üyesi yapıldı. Peki, içine girmesi de, kalması da çok zor koşullara bağlı olan Euro bölgesine nasıl kabul edildi?
Türkiye’nin üyelik sürecinde karşısına gelen pekçok ön şartı gördükten sonra, Juncker’in deyimiyle, “ekonomi altyapısı Osmanlı’dan kalan miras nedeniyle çok kötü” olan Yunanistan’a neden, bu altyapıyı düzeltme şartı getirilmediği sorusunu sormak hakkımız değil mi?