Güncelleme Tarihi:
Şimşek, DEİK tarafından düzenlenen Türk-İngiliz İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türk ekonomisiyle ilgili gelişmeleri, zorlukları ve hangi alanlarda iki ülkenin işbirliği yapacağı konusunda bilgi verdi.
Güçlü bir büyüme yaşayan Türk ekonomisinin 2012'de yumuşak iniş sürecine girdiğini ve bu sene yüzde 4'lük bir büyümenin öngörüldüğünü dile getiren Şimşek, ancak ülkenin ciddi bir cari açığının bulunduğunu ve bunu zaman içinde kapatmak için çalışma yaptıklarını söyledi.
Türk ekonomisinin hızlı toparlanma süreci geçirdiğini ve yüzde 11 daha yüksek bir noktaya geldiğine işaret eden Şimşek, kriz öncesine göre oldukça güçlü bir konumda olduklarını ve bazı ülkelerin kriz öncesi duruma hala erişemediğini kaydetti.
Şimşek, bu süreçte iç talepte ciddi büyüme olduğunu, bunun kredi büyüklenmesiyle de desteklendiğini belirterek, büyümenin ilk çeyrekte biraz daha mütevazı olduğunu, kredi genişlemesi söz konusu olduğunu, yüzde 40-50 aralığından yüzde 10-20 aralığına oturduğunu ve bunun biraz daha sürdürülebilir olduğunu söyledi.
Bunun sanayi çıktılarına yansıdığını ve sanayi çıktısının ekonominin daha hızlı yavaşladığını gösterse de reel sektör güven endeksine bakıldığında bütün bunların toplamında ilk çeyreğin biraz yumuşak olduğu ancak ikinci ve ondan sonraki çeyrek için biraz daha ivme kazanacağını vurguladı.
“Artan nüfus, büyüyen genç nüfus bizim için çok ciddi bir meydan okuma”-
Şimşek, bunun sebeplerinden birinin de mevsimsel olarak uyarlanmış istihdam oranlarına bakıldığında global ekonomik krizin başladığı tarihten itibaren 3,7 milyon istihdam yaratıldığını, bunun da yüksek bir rakam olduğunu söyledi.
AB'nin 27 ülkesi hatta OECD ülkelerine bakıldığında net bazda çok fazla bir istihdam yaratımının söz konusu olmadığını, Türkiye'de 3,5-4 milyon arasında iş yaratılmış olmasının sürdürülebilir güçlü büyümeyi destekleyen unsurlardan biri olduğunu kaydetti.
Şimşek, işsizlik oranının 10 senenin en düşük oranında olduğunu, hala 9,8'in yüksek olduğunu ama çalışan yaş aralığı nüfusunun senede 800 bin arttığını, aynı zamanda işgücüne katılım oranının da arttığını belirtti.
Bir milyon insan için her sene iş bulunsa da bazen işsizliğin aynı kalabildiğine işaret eden Şimşek, “Çünkü artan nüfus, büyüyen genç nüfus bizim için çok ciddi bir meydan okuma” dedi.
“Yeniden dengeleme süreci başladı ve devam ediyor”
Mehmet Şimşek, yeniden dengelemenin kendileri için ne anlama geldiğine açıklık getirerek, 2010 yılına ve geçen yılın ilk yarısına bakıldığında Türkiye'nin çok hızlı büyüdüğünü ama iç talebin sürdürülebilmesi açısından çok zor bir talep olduğunu söyledi.
Geçen yılın ilk yarısında GSYİH'ya katkı olarak iç talebin yüzde 15 olduğunu, net ihracatın ise yüzde 5,2 puan ile büyüdüğünü dile getiren Şimşek, “İhracat net olsaydı biz yüzde 15 büyürdük. Çok da fazla dengeli bir sene geçirmedik geçen sene. Ama ikinci yarıda aldığımız önlemlerle yeniden dengeleme süreci başladı ve şu anda da devam ediyor. İkinci yarıda oldukça saygın bir büyüme oranımız oldu. Ama bunu ayrıştıracak olursak 6 puan iç talepten geldi, 2 puan da net ihracattan geldi. Oldukça kayda değer bir büyümeydi ama çok daha sağlıklı bir büyümeydi. Zaten bizim gelecekte de amacımız sağlıklı büyümek” dedi.
“Cari açık oldukça geniş”
Maliye Bakanı Şimşek, cari açık oldukça geniş. Enerjiyi çıkaracak olursak cari açıktan daha mütevazı olduğunu söyleyebiliriz ama enerjiyi çıkarmak mümkün değil. Çünkü bu da gerçeğin bir parçası. Cari açık geniş ama daralmaya başladı. Bu ciddi bir meydan okuma ama çok düşük bir tasarruf oranına sahibiz. Tasarruf oranını mutlaka yükseltmemiz gerekiyor. Değer zincirini daha yukarıya taşımamız gerekiyor” dedi.
Türkiye'nin kendini yeniden dengeye kavuştururken, daha uzun vadede sürdürülebilir yüksek büyüme oranını belirli bir çerçeveye oturturken herkesin buna önemli katkıda bulunacağına inandığını ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:
“Bizim karşımızdaki en büyük zorluk cari açık. Kısa ve orta vadede bizim işimiz mutlaka bu cari açığı yönetmek ve daha sürdürülebilir bir şekilde kapatmak. Kısa vadede birtakım riskler var. Yükselen petrol fiyatları, jeopolitik birtakım zorluklar ve avro bölgesindeki sorunlar da bize yardımcı olmuyor. Cari açıkla ilgili ne gibi çözümler öneriyoruz? Kısa vadede çok fazla yapabileceğimiz bir şey yok ancak iç talebi yavaşlatmamız gerekiyor ki bunu da yaptık.
Mütekabiliyeti yapıyoruz. Azerbaycan, Kazakistan ya da BDP ülkeleri şu anda Türkiye'de kredi alıp gayrimenkul alamıyorlar. İngilizler alabiliyor ama bu mütekabiliyet kuralını bırakmamız gerekiyor. Yani Türkiye'ye gelip burada yerleşmek isteyen insanlar bunu yapabilir. Tabii ki daha fazla yatırım çekmemiz gerekiyor. Yani kısa vadede yapabileceklerimiz bunlar. Bu sayede cari açığı daha bir kontrol altına alabileceğimizi düşünüyorum.”
“Türkiye'de yatırım için önemli destek mekanizmaları var”
Şimşek, orta vadede ise daha önemli çözümler ortaya koymaları gerektiğini ve yeni teşvik sisteminin Türkiye'de yatırım yapacak kişiler için çok önemli bir sistem olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu sistem yatırımlar açısından daha mantıklı bir kaynak tahsisi ortaya koyuyor. Bunun da cari açığa olumlu etkisi olacağını düşünüyoruz. Çünkü şu anda stratejik yatırımlar dediğimiz bir sınıfımız var. Türkiye'nin neresinde yatırım yapacak olursanız olun, ne yatırımı yapacak olursanız olun eğer ki Türkiye'de yüzde 50'si Türkiye'ye ihraç edilen bir ürün üretirseniz ve buna aynı zamanda yüzde 50'lik katma değer yaratırsanız o zaman kurumlar vergisini yüzde 2'ye düşürüyoruz. Ve yine bölgeye bağlı olarak ama 7 ile 12 yıl arasında tamamen çalışanların sosyal sigorta primlerini ve gelir vergilerini biz ödüyoruz.
Bu bugüne kadar stratejik yatırımlar için verilmiş olan en önemli vergi avantajlarından biri. Aynı zamanda değer zincirini yukarı çıkarmak için Ar-Ge yatırımlarını yapmanız gerekiyor. Daha fazla tasarrufu artırmanız gerekiyor ve tabii enerji üzerinde çalışacağımız en önemli konularda biri. Çok önemli destek mekanizmaları var şu an Türkiye'de. 100 pound yatırım yaparsanız 116 poundluk destek alıyorsunuz. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yatırım yaparsanız bunu kat be kat geri alıyorsunuz. Diğer bölgelerde de çok önemli teşvikler var.”