Güncelleme Tarihi:
"Son gelen haberler yükselen gıda fiyatlarıyla ilgili korkuları artırdı. Ancak, hem ülke hem de küresel toplum olarak sadece birkaç yıl önce yaşadığımız büyük gıda krizinden sonra 2007 ve 2008'deki hataları yeniden yapmayarak bu krize karşı hamlemizi gerçekleştirebiliriz. Bunu başarabilmek için fiyat artışlarına karşı en hassas durumda olanlara yardım ve hızla artan nüfusa yetecek kadar temel gıdayı devreye sokmak amacıyla diğer ülkelerin hükümetleriyle işbirliğine gitmeliyiz. Bu da, kritik durumdaki nüfusu belirleyip, krize karşı doğru hamle yapılırken bir yandan da tüm ülkelerin fiyat oynaklığını sınırlayacak politikalar benimsemesini gerektiriyor.
"Kısa vadede şeffaflık ve gıda gereçlerinin serbest hareketine yeşil ışık yakılması gerekiyor. Ülkeler, üretim ve stok miktarlarına ilişkin bilgileri birbiriyle paylaşmalı, ihracat sınırlamalarından kaçınmalı, panik alım ve stokçuluğa başvurmamalı, ithalat vergilerini azaltmalı ve gıda şoklarına karşı en hassas durumdaki nüfus için bir nevi güvenli alan yaratmalı.
"Uzun vadede ise dünya tarımının alması gereken uzun bir yol var. Küresel nüfus artıyor ve gelişmekte olan ülkelerdeki güçlü ekonomik büyüme orta sınıfı genişletiyor ve tarım ürünlerine olan ihtiyacı da artırıyor. 2050'de 9 milyar kişiye ulaşması beklenen dünya nüfusunu besleyebilmek için tarım üretimini yüzde 70 oranında artırmamız gerekiyor. Buna hazırlıklı olmak için özel sektör, hükümetler ve uluslararası kuruluşlarla birlikte şeffaflığı ve pazar bilgisini artırmak, tarımsal üretimi yükseltmek ve ticareti işler hale getirmek durumundayız.
"Yeri gelmişken, ABD'de mısırdan etanol üretilmesinin de günah keçisi yapılmayı hak etmediğini belirtmek isterim. Gerçek şu ki; gübre ve enerji maliyetlerinden, hava şartlarına ve siyasi istikrarsızlığa kadar birçok faktör gıda fiyatları üzerinde etkili oluyor. 2007 ve 2008 yıllarında yaşanan fiyat artışlarında, biyoyakıt üretimi oldukça küçük oranda etki etti. ABD'de gıda enflasyonunda yaşanan yüzde 45'lik artışta bunun etkisi sadece yüzde 4 düzeyinde oldu.
"...Yüksek gıda fiyatlarını yüzyıllardır olduğu gibi üretim artışın için bir katalizör etkisi yaratarak arz talep dalgalanmasına karşılık verilmesini sağlayacaktır. Ancak bunun için hükümetlerin, yerel kuruluşların ve çiftçilerin şeffaflık içinde bilgilere ulaşması gerekiyor...
"Diğer taraftan gıdanın fazla olduğu bölgelerden eksik olan bölgelere aktarılmasını sağlaması amacıyla küresel çaptaki ticaretin önü açılmalı... ABD'nin 2010 Seul Zirvesi'nde korumacılığa karşı çıkması ve Doha Round'unun başarılı şekilde sonuçlandırılmasını masaya getirmesi bu çabaların bir ürünü.
"Ayrıca, küresel çaptaki üreticilerin daha az su, zirai ilaç ve enerji kullanarak dönüm başına üretim miktarlarını artırmak için mevcut ve yeni teknolojilere açık olmalı. Biyoteknoloji kullanımı, koruyucu toprak işleme, damla sulama ve çoklu tarım için teşviği artırmalıyız...
"Küresel gıda güvenliği dünya çapında açlık çekenler için önemli olduğu kadar, bu ülkelerin ekonomik büyümesi, gıda fiyatlarının istikrarı ve kendi ülkemizin ekonomik refahı ve ulusal güvenliğimiz için de kritik önem taşıyor."
* Bu köşe yazısı Financial Times'ta, "How to avoid a global food price crisis" başlığıyla yayımlanan makaleden derlenmiştir.