Güncelleme Tarihi:
Son dönemin en dikkat çeken yatırım aracı altındaki hareket yatırımcılar tarafından yakından takip edilmeye devam ediyor. Altın’da görülen rekor artışlarda, dünyanın önde gelen Merkez Bankaları tarafından uygulanan gevşek para politikası, spekülatif işlemler ve dalgalanmalarda güvenli liman olma özelliği önemli rol oynadı. Yaşanan yukarı yönlü hareketler nedeniyle altın 2010 yılının en çok kazandıran yatırım enstrümanı oldu. Yüzde 100 altından oluşan B tipi fonlar da bu sayede yılın en çok kazandıran B tipi fonları olarak yatırımcısının yüzünü güldürmeyi başardı.
Altın neden yükselir?
* ABD ve Avrupa Merkez Bankaları’nın gevşek para politikasını sürdürmeye devam etmesi, küresel likiditenin devamı anlamına geldiğinden altın fiyatları yukarı yönlü hareketini sürdürür.
* Küresel ölçekte Merkez Bankaları arasında (örneğin Çin Merkez Bankası) altın alımına gidebilecek olanlar var.
* Parasal genişleme politikasının ileride enflasyona sebep olabileceği endişeleri sebebiyle altına olan talep devam edebilir.
Düşüş hangi nedenlerle olur?
* Ekonomik büyümelerin hızlanması ve pek olası görülmese de işsizlikteki gerilemelerin belirginleşmesi halinde, dünyanın önde gelen merkez bankaları gevşek para politikasında geri adım atabilir.
* Fonların zamanı geldiğinde küresel büyümenin yaratacağı değişimin etkisiyle altından çıkmaları.
* Altın fiyatları hızla yükseldi. Kâr satışları gelebilir.
FONLARA İLGİ ARTTI
Altındaki yükseliş, B tip altın fonlara olan ilgiyi de artırdı. 2009 yıl sonunda 7 adet B tipi altın fonunun büyüklüğü 236.2 milyon lirayken, 2010 sonunda fon sayısı 11’e ve toplam büyüklüğü 479.4 milyon liraya çıktı. B Tipi altın fonunda getiri şampiyonları ise Erkan Bilgün’ün yönettiği yüzde 29.54 getiri sağlayan T. Garanti Bankası B Tipi Altın Fonu, Çağrı Özel’in yönettiği yüzde 29.2 getiri sağlayan HSBC Yatırım B Tipi Altın Fonu ve Emrah Tercan’ın yönettiği yüzde 28.7 getiri sağlayan TEB B Tipi Altın Fonu. Diğer altın fonlarının getirisi de ilk üçe yakın seviyelerde seyrediyor.
KUR ARTIŞI DA ETKİLİYOR
Altın fonları yapıları itibariyle yüzde 100 civarında altın taşıyarak, altının 2010 yılındaki getirisinden yatırımcılarını faydalandırdılar. Erkan Bilgün, “Yatırımcılarımızın TL olarak aldıkları fon payları karşılığında Altın Borsası’ndan ABD doları ile işlem gören altın alınıyor yani fon fiyatı hem döviz kurundan hem altın fiyatından etkileniyor” diyor. Böylece altına yatırım yapmak isteyen küçük-büyük her tür yatırımcının saklama derdi olmadan, işçilik gibi diğer değer kayıplarına katlanmadan, İstanbul Altın Borsası’nda gerçekleşen fiyatlar ve Merkez Bankası kurlarından TL’ye çevrilen değer üzerinden kolay ve güvenli yatırım yapabilmesine olanak sağlanıyor.
Bilgün, 2011 yılında da yapıları gereği bu fonlarının yüksek oranda altın taşımaya devam edeceğini söylüyor. Ancak risklerin oluşması ve altında düşüş eğilimi yaşanması durumunda limitler dahilinde altın oranını düşüreceklerini de kaydediyor.
2011 yılında yüzde 100 altın taşımaya devam edeceklerini anlatan Emrah Tercan, emtialarda yükseliş eğiliminin devam ettiği bir yıl bekliyor. Bunun en büyük nedeni de tüm dünyanın yaşadığı ekonomik krizden çıkarak büyümeye odaklanması. Tercan “Yatırımcılar, tasarruflarını güvenli bir enstrümana yatırmak isteyecekler bunun içinde beklentileri yüksek olan altına yönelebilirler” diyor.
YENİ ZİRVELER
Altın 2010 yılını ciddi yükselişlerde geçirdi. 2009 yılını 1.097 dolardan kapatan altının ons fiyatı, 7 Aralık 2010 tarihinde 1.432 dolara kadar yükselerek rekor kırdı. 2011 yılının ilk günlerinde ise kısmi olarak gerilediği görüldü. Yapılan değerlendirmelerde ilk hedef noktası olarak 1.500 dolar seviyeleri veriliyor. Sonrasında 1.600 dolar ve yukarı seviyeler söz konusu olabilir. Bir sonraki adım 1.600 dolarlar ve yukarı gündeme gelecek. Eğer fiyatlar, 2.000 dolar seviyelerine gelirse, altının 1980’lerde kırdığı rekor seviyesi de reel anlamda kırılmış olacak. Diğer görüşü savunan uzmanlarsa altın fiyatında artışların hızlı gerçekleştiğini, hiçbir ürünün fiyatının sonsuza dek yükselemeyeceği tezini öne sürüyor. Bazı analistler kâr satışı görülebileceğini hatta ons fiyatında 1.200 dolarlara varan gerilemelerin olabileceğini düşünüyor.
Kazandıran Fonlar / A TİPİ FONLAR
Borsa, kazandırmaya devam edecek
Borsa, 2010 yılında yüzde 25’lik getirisiyle yatırımcısının yüzünü güldürmeyi başardı. Bu durum A tipi fonlarda da etkisini gösterdi. Özellikle Strateji A Tipi Değişken Fon, yüzde 52.5’lik getirisiyle ayrışmayı başardı. Yapı Kredi’nin Koç iştirakleri fonu, Global’in temettü fonu ve İş Bankası’nın grup iştirak fonu, yüksek getirileriyle rakiplerine göre öne çıktı.
Borsa, kendisine güvenenleri 2010 yılında mahçup etmedi. Fakat bu güveni güçlü bazı aracı kurumlar ve fonlar üzerinden yapanları daha çok sevindirdi. Özellikle Kasım ayı sonlarına kadar gösterdiği performansla dikkat çeken İMKB, yılın son ayında düzeltme yaşamış olsa da yıl genelinde gösterdiği yüzde 25’lik getiri oranıyla yatırımcısının hem yerli hemde yabancı yatırımcıların yüzünü güldürmeyi başardı. Tabii fonlar içinde borsa ağırlı portföy oluşturanlar da beklediklerini fazlasıyla aldı. Özellikle de doğru hisse seçimi yapan fonlar, kendi klasmanında yatırımcılarına daha çok kazandırmayı başardı.
Örneğin bu süreçte ağırlıklı hisse senedi yatırımlarından oluşan A tipi fonlar, yatırımcısına ortalamada yüzde 20.6 oranında getiri sağladı. Yine toplam 107 A tipi fonunun 44 tanesi ortalama getirinin üzerinde, yine 24 tanesi yüzde 24.95 olan İMKB Endeksi getirisinin de üzerinde performans sergiledi.
Bu, yüzde 6.4 olarak gerçekleşen enflasyon ortamında hiç de fena bir getiri sayılmaz. Fakat bizi asıl ilgilendiren bu skalanın çok çok üzerinde getiri getirmeyi başaran fonlar. Ki yaptığımız değerlendirmede ‘şampiyon’ unvanını da hak eden bunlar.
B TİPİ FONLAR
Riski sevmeyen de kazanabilir
Reel faizlerin düşmesi ile birlikte B tipi bono getirileri yüzde 2.8 seviyesine düştü. Buna rağmen, içinde hisse olan B tipi değişken fonlar ile döviz bulunan bazı fonlar yatırımcılarına yüzde 15’in üzerinde getiri sağlamayı başardı. Bu riski sevmeyenlerin de kazanabileceğinin göstergesi.
Global krizin yaralarının sarılmaya başladığı, faiz indirimleri ve gevşek para politikalarının devam ettiği 2010 yılında Türkiye’de faiz getirileri iyice düştü. Mevcut seviyelerde reel anlamda getiri sıfıra yakın. Merkez Bankası, dünyadaki gelişmeleri izleyerek yine Türkiye’de enflasyon baskılarını dikkate alarak faiz indirimlerine devam etti. Bu sürecin en azından 2011’in ilk çeyreğinde de sürmesi bekleniyor. Sonuçta gösterge faiz 8.87’den başladığı ve bir ara yüzde 9.5’i geçtiği 2010 yılını yüzde 7.12’den tamamladı. Yani reel anlamda çok düşük getiriler söz konusu oldu. B tipi fonların ortalama getirisi de yıllık bazda yüzde 2.8’e düştü.
Buna rağmen bazı B tipi fonlar var ki özellikleri sayesinde yüzde 14-16 seviyelerinde getiriler elde ettiler. Genel olarak B tipi fon pazarında bakıldığında 2009’a göre 2010’da 29 milyar 25 milyon liradan 31 milyar 361 milyon liraya çıktı. Burada önemli pay alan likit fonların 23.3 milyar liradan 23 milyar dolara gerilediği görülüyor. Yani yatırımcılar farklı B tipi fonlarda yüksek getiri arayışı içine girmiş durumda.
4 ŞAMPİYONUN TAKTİĞİ
2010 yılında B tipi altın fonlar dışında yüksek getirisiyle ilk dörde giren 4 fonun getirisi yüzde 14-16 civarında olduğu görülüyor. Bu anlamda yılın en çok kazandıran fonu olan Akbank Özel Bankacılık B Tipi Dengeli Yabancı Menkul Kıymet Fonu’nun getirisi yüzde 15.5 seviyesinde. Fonun yöneticisi Emrah Ayrancı, yurt dışında hisse senedi getirisinin artacağı düşüncesiyle tahvil yatırımının portföydeki payını azalttıklarını ve ağırlıklı olarak gelişmiş ülke borsalarına yatırım yaptıklarını söylüyor. Ayrancı, son durumda da ABD borsasında ağırlıklı finans olmak üzere enerji ve materyallere yatırım yaptıklarını anlatıyor.
Yıllık yüzde 15.5 oranında getiriyle ikinci olan Global Men. Değ. B Tipi Değişken Fon’u yöneten Barış Hocaoğlu, değişken fonun elastikiyeti sayesinde tüm yatırım araçlarını kullandıklarını söylüyor. Özellikle de hisseye ağırlık verdiklerini anlatıyor. Hocaoğlu, 2011’in ilk yarısında da bu stratejiye devam edeceklerini kaydediyor.
DEĞİŞKENLER KAZANDIRDI
Yıllık yüzde 14.29 oranında getiriyle üçüncü olan Global Men. Değ. B Tipi Değişken Fon’u yöneten Suna Uzun Ahmed, “Fonumuzun başarısında ağırlıklı olarak tahvil piyasasında olmak üzere hem tahvil hem de hisse senedi piyasalarında maksimum kazanç getirebilecek bir portföye sahip olması önemli rol oynadı” diyor. 2011’de global piyasalarda sert bir dalgalanma beklenmediği söyleyen Ahmed, içerideki ekonomik ve siyasi gelişmeleri doğru değerlendirip portföy oluşturanların kazançlı çıkacağını sözlerine ekliyor.
Yüzde 14.05 getiri ile altın dışı B tipi fonlar arasında dördüncü olan Finans Yat. Men. Değ. Özel Sektör ve Kamu SGMK B Tipi Değişken Fonu’nun yöneticisi Doruk Ergun da fonlarının orta ve uzun vadeli tahvil ve bonolara yatırım yaparak sabit getirili menkul kıymetlerin performansını yatırımcılara yansıtmayı hedeflediğini söylüyor. Özellikle de enflasyona endeksli tahvillere yatırım yaptıklarını anlatıyor.
2011’de MB’nin para politikasının seyri, büyük MB’lerin parasal gevşeme politikaları ve kredi notu artışı izlenecek.