Güncelleme Tarihi:
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin demokraside Avrupa, kalkınmada Çin standartlarını yakalayacak kapasiteye sahip olduğunu savundu. Davutoğlu, Avrupa Birliği ‘AB) üyelik heedfinden vazgeçilmediğini söylerken de, “Türkiye Avrupa’nın bir parçasıdır ama nesnesi değildir” diye konuştu. Davutoğlu, Eksen kayması olarak algılanan çalışmaları ise Türk müteşebbisin önünü açmak için yaptıklarını vurguladı.
Afro-Avrasya’nın merkezi
Türkiye’yi Afro-Avrasya’nın merkezi haline getirmek istediklerini söyleyen Davutoğlu, “Avrupa Birliği standartlarında demokrasi, Çin standartlarında kalkınma” hedeflediklerini ve Türkiye’nin bunu gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip olduğunu kaydetti. “Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinden sapması söz konusu değildir” diyen Davutoğlu, bu konuda şunları söyledi: “Kim ne derse desin, Türkiye Avrupa’nın bir parçasıdır, Avrupa’nın parçası olmaya devam edecektir ama Avrupa’nın nesnesi değildir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin biraraya gelerek geleceğini tartıştığı bir nesne değildir.”
Psikolojik bir operasyon
Komşularla “sıfır sorun” politikasına da değinen Davutoğlu, Avrupa Birliği’ne üyelik durumunda sorunsuz sınırlara sahip olabilmek için bu politikanın yürütüldüğünü kaydetti. “Eksen kayması söylemi, tamamen psikolojik bir operasyona dönüştürülmüştür” diye konuşan Davutoğlu, “Üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız düşmanlarla çevrili” düşüncesini yıkmak istediklerini belirtti.
Sizin için istiyoruz
“Bu düzene herşeyden çok bizim ekonomimizin ihtiyacı var” diyen Davutoğlu, bölgedeki en büyük ticaret merkezinin Türkiye olduğunu, bütün bu halkada vizelerin kalkmasını, insan akışının, mal akışının artmasını istediklerini anlattı. Davutoğlu, “Biz bunu, eksen kayması nedeniyle değil, sizin için istiyoruz, Türk müteşebbisinin önünde engel kalmasın diye istiyoruz” dedi.
Öğrencilerimize dinlemeyi öğretelim
YENİ bir Anayasa’nın önemini anlatırken, son dönemdeki öğrenci olaylarına değinen Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi: “Bizde eleştirel kültür gelişmedi. Her noktayı değerlendirebilmeliyiz, hiçbir zihni süzgeç zihninizde yer etmemeli, yani bir otosansür olmamalı. Herşeyi rahatlıkla konuşabilmeliyiz. Protesto kültürü de bunun bir parçasıdır. Ama, protesto kültürü ile kamu vicdanı arasında, modern ve çağdaş bir topluma yakışır kalmak zorundayız. Öğrencilerimize, eleştirmek yanında dinlemeyi de öğretmek durumundayız. Hem eleştirel kültürü hem eleştirel kültürün ötesine geçen protesto kültürünü geliştirme olgunluğuna erişmemiz lazım.”
Ne zaman tarih referansı yapsam ‘yeni Osmanlı’ diyorlar
AHMET Davutoğlu, TÜSİAD üyelerine seslendiği konuşmasında kendisine yöneltilen “yeni Osmanlı” eleştirilerine de yanıt verdi. “Ben ne zaman tarih referansı yapsam ‘yeni-Osmanlı’ kavramıyla karşı karşıya kalıyorum” diyen Davutoğlu, bu eleştirilerin kaynaklandığı röportaja değindi.
Tarih ihmal edilemez
Davutoğlu, kendisine “ne yapmak istiyorsunuz, Osmanlıcı gündeminiz var mı” sorusunun yöneltildiğini belirtti. Bakan, “Benim de verdiğim yanıt şuydu, hayır, tarih tekerrür etmez. Bu anlamda tekerrür etmez. Osmanlı İmparatorluğu tarihi bir olgudur. Ama tarih ihmal edilemez, yok sayılamaz” diye konuştu. Türkiye’nin hiç kimseye hükmetmek niyeti olmadığını vurgulayan Davutoğlu, “Biz, bize dayatmayı kabul etmediğimiz gibi, kimseye de birşey dayatma niyetimiz yok” dedi. “Tek bir hedefimiz var, tarihi normalleştirmek” diyen Davutoğlu, “ Tarihin normalleştirilmesinden en yüksek kazancı sağlayacak olan Türk ekonomisi olacaktır. İşadamlarımızdan, dış politikaya destek bekliyoruz.
Çünkü bütün bu dış politika sizin önünüzü açmak için gerçekleştiriliyor” diye konuştu.