Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin en büyük otoyol projesi olan ve İzmit Körfez geçişiyle bağlantı yolları dahil Yap-İşlet-Devret modeliyle 11 milyar liraya ihale edilen Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun temeli, Dilovası’ndaki şantiye alanında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle atıldı. 7 yılda tamamlanması planlanan ama temel atma töreninde Başbakan Erdoğan’ın bu süreyi pazarlıkla 5 yıla indirdiği projede 3 kilometrelik dünyanın en uzun ikinci asma köprüsü de yer alıyor. Projenin sözleşmesinde tavan ücretler de belirlendi. Otomobil için geçiş ücreti İzmit Körfez Geçişi Köprüsü için KDV hariç 35 dolar, otoyol için ise KDV hariç kilometre başına 0.050 dolar olacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün burada, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden birine daha start veriyoruz. Bu büyük proje ile yarın (bugün) kuruluşunun 87’nci yıl dönümünü milletçe kutlayacağımız Cumhuriyetimizi taçlandırıyor, adeta ülkemize bir Cumhuriyet Bayramı hediyesi sunuyoruz” dedi.
Otoyoldan 18 il yararlanacak
Yap-işlet-devret modeliyle Nurol, Özaltın, Makyol, Astaldı, Yüksel ve Gökçay konsorsiyumunun tamamlayacağı Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun Gebze Dilovası’nda düzenlenen temel atma törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, proje hakkında şunları söyledi: “Bugün Türkiye’nin iki büyük şehrini, İstanbul ve İzmir’i geniş bir otoban ve muhteşem bir köprü ile birbirine bağlayacak çok büyük bir projenin temelini atıyoruz. Bu proje, sadece İzmir’i İstanbul’a geniş bir otoyol aracılığıyla bağlamakla kalmayacak. Otoyolun etki alanı içindeki çok geniş bir hatta bulunan 18 il bundan yararlanacak. Şu anda, İstanbul İzmir arası, mevcut devlet yoluyla 8-10 saat sürüyor. Yolun tamamlanmasıyla, İstanbul-İzmir arası 3.5-4 saat gibi kısa bir süreye düşecek. Aynı şekilde, İstanbul’dan yola çıkan araç, 2-2.5 saatte Eskişehir’e ulaşacak. İstanbul-İzmir arası bu otoyolun tamamlanmasıyla birlikte 377 kilometreye düşecek. Yani mevcut yol 140 kilometre kısalmış olacak. Bağlantı yollarıyla birlikte tam 421 kilometre yol inşa etmiş olacağız.”
Dünyanın 2. asma köprüsü
Bu büyük projenin içinde, bir başka büyük projeyi de gerçekleştirdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Dilovası’ndan Hersek’e üç kilometre uzunluğunda bir asma köprünün de inşaatına başlıyoruz. Bu asma köprü tamamlandığında, dünyada, Japonya’daki Akaşi Köprüsü’nden sonra en uzun ikinci köprü Türkiye’de inşa edilmiş olacak. Dünyadaki en uzun 20 köprü arasında Türkiye’de şu anda iki köprü var. Boğaz Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü. Körfez’e yaptığımız bu köprü ile listeye üçüncü bir köprüyü de ilave ediyoruz ve dünyanın en uzun ikinci köprüsüne sahip ülke konumuna yükseliyoruz.”
7 yıldan kısa olmalı
Ne büyük boyutta bir projeyi başlattıklarını rakamlarla somutlaştırmak istediğini söyleyen Erdoğan, ”İnşaat süresince 50 bin kişi istihdam edilecek. Yolun kısalması, trafiğin hafiflemesi sayesinde, hesaplarımıza göre yılda 870 milyon liralık bir tasarruf elde edilecek. Projenin maliyeti, 11 milyar lira. 7 yılda bitmesi planlanan köprü, ben inanıyorum ki konsorsiyumun gayretleri sayesinde 7 yıldan çok daha kısa bir sürede tamamlanacaktır” diye konuştu. Kendine göre evde bir hesap yaptığını ve bu hesaba göre bu çağda artık böyle bir projenin bu kadar süreye yayılmasını, bu kadar güçlü firmalara yakıştıramadığını vurgulayan Erdoğan, güçlü firmaların oluşturduğu bu konsorsiyumun bunu daha kısa sürede halletme gücüne sahip olduğunu belirtti.
5 yıl sözünü aldı
Başbakan Erdoğan, “Şimdi işin en heyecanlı anına geldik” diyerek, projenin 7 yıldan önce tamamlanması için 6 firmanın yönetim kurulu başkanlarıyla pazarlık yaptı. Nurol İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz Çarmıklı, süreyi 1 yıl aşağı çekerek ‘6 yılda bitiririz’ cevabını verdi. Ancak Başbakan ‘Ne 6 yıl mı’ diyerek öneriyi kabul etmedi. Otoyolun 5 yıl içinde tamamlanmasının uygun olduğunu ifade eden Erdoğan, “Hep beraber 5’e böleceğiz bu güzergahı. Bir taraftan köprü yürüyecek. Köprüyü 2 yılda bitirmemiz lazım. Çinlilerle isterseniz masaya ben oturayım da konuşayım. Çinlilerle de Korelilerle de konuşalım” önerisinde bulundu. Başbakan, uzun pazarlıklar sonunda projeyi 5 yılda bitirme sözü aldı.
Yıldırım: Maliyeti bir çok ülkenin GSYH’ine eşit
ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, küresel krizin yaşandığı 2009’da, projenin ihalesini yaptıklarını belirterek, “Böyle bir ihaleyi Yap İşlet Devret (YİD) modeli ile gerçekleştirmek, krize karşı Türkiye’nin gücünü ortaya koymuştur” dedi. Bakan Yıldırım, “O dönemde yarının bile planı yapılamazken, 20 yıldan uzun süreli bu iş için Türk müteahhitlerin teklif vermesi, ülkemiz adına büyük başarıdır” dedi. “Kamu-özel sektör ortaklığında projeleri gerçekleştireceğiz, böylece bütçedeki yükümüzü de hafifleteceğiz” diyen Yıldırım, proje maliyetinin, dünyadaki onlarca ülkenin gayri safi milli hasılasına eşit değerde olduğunun altını çizdi ve Cumhuriyetin 87. yıldönümünde böyle bir projeyi hayata geçirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Sığ gündeme takılmadık
“ANKARA’nın sığ gündemine takılıp kalsaydık, Ankara’daki o seviyesiz üsluba takılıp kalsaydık, 8 yıl boyunca Türkiye’ye bu hizmetleri kazandıramazdık” diyen Başbakan Erdoğan, “İktidar oldukları dönemlerde Türkiye’de taş üstüne taş koyamayanlar, hizmet üreten, bir iktidarı oyalamak, engellemek için ellerinden ne geliyorsa yaptılar yapıyorlar. Bizim dilimizde Marmaray var, dünyanın en büyük ikinci köprüsünü inşa etmek var, hızlı tren var, demiryolları var. Ankara’nın bazı politikacılarının dilinde nelerin olduğunu görüyorsunuz” diye konuştu.
En büyük YİD projesi
PROJENİN yüklenicisi grup adına konuşan Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz Çarmıklı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana gerçekleştirilen en büyük YİD projesinde yer aldıklarını ve bu projenin Türkiye’ye sağlayacağı katkı nedeniyle büyük sorumluluk duyduklarını ifade etti.
Kılıçdaroğlu’na ‘Deli Dumrul’ yanıtı
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “omurgasız” sözüne de Dilovası’ndan şu yanıtı verdi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan’ına, düzeysiz şekilde hitap eden, son derece nezaketsiz bir dil ve üslup kullanan politikacı profili, Türkiye adına, Türk siyaseti adına bir talihsizliktir, bir yüz karasıdır. Bu dil, bu üslup, işte Ziya Paşa’nın dediği gibi, rütbe-i aklın yani fikir düzeyinin de edeb düzeyinin de nerelerde olduğunu gösteriyor. Bu hakaretleri, bu siyasi partilerin mensubu olan vatandaşlarım da tasvip etmiyor. Hiç kimsenin, politikanın seviyesini, siyaset dilinin düzeyini, bu kadar yerlere düşürmeye, pespaye bir seviyeye indirmeye hakkı olamaz. Belli ki içine düştüğü siyasi tıkanıklık, kendisini böyle bir hırçınlığa ve nezaketsizliğe sevk ediyor. Biz, bu dile eyvallah etmeyiz, ama aldığımız terbiye aynı dille cevap vermeye müsaade etmez. Cumhuriyetimizin 87’inci yıl dönümünde Cumhuriyetimize en büyük armağanlardan birini veriyoruz. Biz köprüler inşa etmenin sevdası içindeyiz, onlarsa Deli Dumrul olmanın sevdası içinde.”