Güncelleme Tarihi:
II. Bölüm: Kriz Martı'yı da durdurdu
- Turizm yatırımlarınızın boyutu nedir?
Bizim toplam 2 bin 500 yatağımız var. Amiral gemisi ise Kemer Tekirova'daki Martı Myra... 550 oda ve 1500 yatak kapasitemiz var burada.
- Ne zaman açıldı?
1995 yılında açtık.
- En çok kim geliyor?
Yüksek sezonda ağırlıklı Ruslar geliyor. Bunun yanında Benelüks ülkelerinden ve Almanya'dan gelen misafirlerimiz var. Son yıllarda İsrailli turistler de yoğun ilgi gösteriyor.
Turizm sektörünün Türkiye için önemi ortada. Özellikle mevcut kriz döneminde yurtdışından gelecek turistlerin ve dolayısıyla paranın önemi daha da artıyor. Eren GÜLER YAZIYOR |
- Kaç İsrailli geliyor?
Türkiye'ye yılda 500 bin İsrailli turist geliyor. Toplam 7 milyon nüfusu olduğunu düşünürseniz, İsrail'in en önemli turizm pazarlarından birisi haline geldiğimizi söyleyebiliriz.
- Neden geliyorlar?
Seviyorlar... Sonuçta komşu ülkeler arasında en rahat gelip de tatil yapacakları ülke biziz. Hiç bir sıkıntı duymuyorlar. Bir de çok yakın burası İsrail'e...
Sadece Antalya bölgesine de değil, Çorum'a, Karadeniz'e Kapadokya'ya, birçok yere gidiyorlar. Onlar bir de adrenalini seviyorlar. Sportif insanlar, kızlar ve erkekler hepsi askerlik yaptığı için bedenen iyi durumdalar.
- Siz o bölgeye yönelik pazarlamaya ağırlık verecek misiniz?
Belli bir ölçüde verebileceğiz. Sonuçta biz Akdeniz'de ağırlıklı Rus pazarına çalışıyoruz.
- Ege'de?
Ağırlıklı olarak Alman, İngiliz çalışıyoruz. Ruslar oraya yeni yeni başladı. Ama Ege'de arzda sıkıntımız var. Yatak kapasitesi olarak geri kaldı.
- Neden öyle bir sıkıntı yaşanıyor?
Çünkü Ege'de tahsis edilecek alanda sıkıntı var. Eskiden gelen bu tapu bölünmelerinden dolayı almak istediğiniz zaman çok küçük küçük araziler bulabiliyorsunuz. Mirastan dolayı hep bölünmüş...
Antalya'daki gibi tesisler yapamıyoruz. Onun getirdiği bir sıkıntı var.
- Ege tarafındaki yatırımlarınız neler?
"Ege'de arzda sıkıntımız var. Yatak kapasitesi olarak geri kaldı. " |
Ayrıca Hisarönü'nde marinamız var. Orada da 35 odalı bir butik otel açıyoruz.
- Turizmdeki en büyük sıkıntı nedir?
Bizim turizmdeki en büyük sıkıntımız, yörelerde ve beldelerde kış aylarında hiçbir hareketin olmaması. Aslında kışın da çalışabilir, mesela Çin pazarı enteresan olabilir. Çünkü onların şubat ayında 1 aylık tatili var. Çin'den şu anda 40 milyon kişi seyahata çıkıyor ki daha turizm kültürü gelişmedi orada. İleride 150-200 milyon kişi seyahat ediyor hale gelecek.
Ama şimdi geldiler turistik bölgelere diyelim, tamam da dışarıya çıkınca hiç hayat yok... Alışveriş imkanı yok, yemek imkanı yok... Kışın buralar ölü kasabalar haline geliyor. O anlamda turizm yapmanız mümkün değil.
- Bir çözümü var mı? "Turizmdeki en büyük sıkıntımız, yörelerde ve beldelerde kışın hiçbir hareketin olmaması. "
Bunun çözümü var tabii. Ciddi bir master plan yapmak lazım. Bizim şu anda Güney'deki tüm yapımız sadece sezona göre ayarlanmış durumda. Bunu dönüştürmek istiyorsak, bakanlık, hükümet, sivil toplum örgütleri bir araya gelip birkaç tane pilot bölge seçmeliyiz. Sonrada buralarda yüzde 40'larda olan kapasite kullanım oranını nasıl geliştireceğimizi aramamız lazım... Muhakkak çözümleri var... Birçok şey söyleyebiliriz ama önce bu konuya odaklanıp, plan yapıp uygulamak gerekiyor.
Sonuçta bugünden yarına olacak birşey değil. Yeni bir politikaya ihtiyaç var.
- Başka ne gibi problemler var?
Birincisi, kapasite kullanımının sınırlı olması. Para piyasaları oturana kadar, ki bu 1-2 yıl sürebilir, yatırım kredileri bulmak orta ve uzun vadede biraz zor olabilir. O nedenle mevcut kapasiteden daha fazla katma değer yaratmanın yollarını aramamız gerekiyor.
İkincisi İstanbul. Çok büyük bir destinasyon. İstanbul 15-20-30 milyona kadar turisti kaldırabilecek bir destinasyon. Fakat İstanbul'da yatak arzı, havaalanı, ulaşım, kongre ve seminer koşulları buna uygun değil. Bu nedenle önce İstanbul'a konsantre olmak gerekiyor.
" Önümüzdeki yıllarda modernizasyon kredilerine ihtiyaç olacak. Çünkü tesislerin bir kısmı eskidi. " |
Her yerde serpiştirilmiş altyapı, yatak arzı, insan kaynağı mevcut ama biz bundan yeteri katma değeri elde edemiyoruz. Kesinlikle belirli bölgelere odaklanmamız gerekiyor...
Bir de özellikle önümüzdeki yıllarda modernizasyon kredilerine ihtiyaç olacak. Çünkü bu tesislerin bir kısmı eskidi.
- Ne yapılması gerekiyor?
Bizim şu fikirden çıkmamız lazım: Biz 25 milyon turist getiriyoruz, çok iyi bir yerdeyiz... Hayır değiliz. Sadece çok iyi bir yere geldik, bir mucize yarattık ama şu anda ikinci hamleyi yapmamız lazım. Bu hamleyi yapacak bilince ve farkındalığa gelmemiz lazım. Bunun üstüne yatmamamız lazım.
İkincisi, daha önce de dediğim gibi ölü kasabaların ayağa kaldırılması, İstanbul ve İzmir bölgesine focuslanılması... Bunlar asıl gelir getirecek yerler...
- Kapasite artırımı dediniz. Bunun için insan kaynakları da önemli...
" Bizim şu anda ikinci hamleyi yapmamız lazım." |
Turizm sektörü taşıma personelle, bu konuda kalifiye olmayan personelle çalışmak zorunda kalıyor. Kışın inşaat işçisi oluyor, yazın servise geçiyor, olmuyor tabii...
- Turizmdeki insan kaynağı potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? " Kışın inşaat işçisi oluyor, yazın servise geçiyor, olmuyor tabii... "
Türkiye'de çok ciddi bir insan kaynağı potansiyeli var ama bu insanlar turizme çok fazla eğilim göstermiyor, şehirlerde kalmayı tercih ediyor. Halbuki şehirlerde hayat artık çok sert, ağır. Hem ekonomik, hem zaman planlaması açısından. Bu bölgelerde çok ciddi bir iş imkanı var. Kısa süreli belki 6 ay... Ama diğer 6 ayda hem kişisel gelişimini yapabileceği hem de kendine zaman ayırabileceği bir yapı var.
Sadece turizm eğitimi alanlardan bahsetmiyorum, çünkü bizim yan sanayide çalışanlara da ihtiyacımız var, 42 sektörü etkiliyoruz. Bu sektörlerde eğitim almış gençlerin buralara gelmesinde büyük fayda var. O zaman bu bölgelerin de çehresi değişecek.
" Turizm bölgelerinde çok ciddi bir iş imkanı var. " |
- Hükümetten bazı talepleriniz oldu mu personel konusunda?
Kış aylarında tuttuğumuz personelden SSK ve vergi konusunda bazı avantajlar istedik. O konuda bizi dinlediler ama bir hareket olmadı.