Güncelleme Tarihi:
İspanyolca
20 ülkede 400 milyondan fazla insanın konuştuğu İspanyolca, ayrıca ABD gibi birçok ülkede de ikinci dil konumunda. Birleşik Devletler Nüfus Bürosu’nun 2013 verilerine göre ABD’de 38.3 milyon kişi İspanyolca konuşuyor. Güney Amerika’yı ya da İspanya’yı bir kenara bırakın, ABD’de özellikle güney eyaletlere doğru gittiğinizde, İspanyolca biliyorsanız birçok iş ve kazanç fırsatına bir adım daha yaklaşmış olursunuz.
Mandarin
Çin, büyük bir ülke ve aslında birçok etnisiteyi içinde barındırıyor. Bugün Çin’de 300 farklı dil konuşuluyor. Hong Kong, Şangay ve Güney Çin’de ağırlıklı olarak Kanton Çincesi kullanılıyor. Ülke genelindeki resmi lehçe Mandarin ise, 850 milyonla dünyada en çok konuşulan dil konumunda. Ticari yazışmalar bu lehçeyle yapılıyor. Eğitim bu lehçede veriliyor. Çin, 2020’de yıllık büyüme oranını sürdürürse ABD’yi geride bırakarak en büyük ekonomik büyüklüğe sahip ülke olacak. Dolayısıyla Mandarin de önem kazanacak.
Arapça
200 milyon insan, her gün 20’den fazla ülkede bu dili konuşuyor. Güneydoğu Asya’dan Kuzeybatı Afrika’ya, Arapça geniş bir coğrafyada yayılma alanı buluyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ekonomik açıdan güçlü ülkelerde eğitim ve iş olanakları için Arapça doğru bir seçim.
Fransızca
Özellikle İngilizce ile mücadeleyi 19. yüzyılda kıran kırana sürdüren Fransızca, bugün kan kaybetmiş gibi görünsede hâlâ oyunda. Avrupa’nın en büyük ticari hacme sahip üç ülkesinden biri konumunda olduğu için büyük şirketlerde iş fırsatı ve eğitim için Fransızca gerekli. Sadece Fransa’da değil. Afrika, Asya ve Kuzey Amerika’da da hâlâ Fransızca konuşuluyor.
Rusça
Rusya görmezden gelmek için çok büyük bir ülke. Rusça ise merkez ve doğu Avrupa’ya kadar önemli bir coğrafyada 170 milyon tarafından konuşuluyor. Rusça, İngilizce’den sonra haritalandırma, patent, faaliyet raporu gibi teknik ve bilimsel konularda kabul görüyor. Ticari ve eğitim açısından özellikle Türkiye için büyük fırsatlar sunan bu dili bir kenara not etmekte fayda var.
Almanca
Klasik bir tabirle Avrupa’nın lokomotifi olan Almanya, Dünya Bankası Gayri Safi Yurtiçi Hasıla verilerine göre en büyük dördüncü ekonomiye sahip, eğitim ve ticari olanakları gelişmiş bir ülke. Bugün dünya dili olma konusunda İngilizce ve Fransızca’nın biraz gerisinde kalsa da, dev sanayisiyle gelecekte de oyunda olacağının güçlü sinyallerini verdiği için Almanca da önem kazanıyor. Avrupa’da geniş bir kullanım alanı buluyor. Avusturya, Belçika, İsviçre ve Lüksemburg’ta sık konuşuluyor. Özellikle otomotiv sektöründe yer almak isteyenler ilgilenmeli. Tabii inovasyon için de Avrupa’nın merkezi.
Japonca
Japonya’nın iş dünyasındaki itibari çok yüksek. Ülke, dünyanın en büyük üçüncü ekonomisine sahip. İş dünyasındaki potansiyelini göz ardı etmemek gerekiyor. Dünyada Japon şirketleri hâlâ birçok alanda sektörlerin en güçlü isimleri arasında yer alıyor.
Portekizce
Burada yer almasının nedeni Portekiz değil, Brezilya. Zira bu ülke Gayri Safi Yurtiçi Hasıla bazında dünyanın 7’nci büyük ekonomisi. Portekizce Brezilya’nın yanı sıra Güney Amerika, Afrika ve Asya’da da konuşuluyor. İspanyolca bilen birinin çok rahat öğrenilebileceği bu dil, sadece iş dünyasında değil, eğitimde de yeni fırsatlar doğurabilir.
Korece
Güney Kore 1990’dan sonra yaptığı atılımlarla 14’üncü büyük ekonomi olmayı başardı. Özellikle teknolojideki gelişmelerle son yıllarda yıllık büyümesini yüzde 2’nin altına düşürmedi. Korece, Kuzey Çin’de de konuşuluyor. Eğitim ve kariyer fırsatları, burs gibi kolaylıklar Güney Kore’nin ve bu ülkenin dilinin önemini arttırıyor.
Almanya Düsseldorf Üniversitesi’nden toplum dilbilimcisi Prof. Ulrich Ammon, Almanca’nın dünya dilleri arasındaki durumunu mercek altına aldıgı ‘Die Stellung der deutschen Sprache in der Welt’ (Alman Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Durumu) kitabında dillere dair istatistiklere yer veriyor. Prof. Ammon’un arastırması dünya üzerinde en çok konusulan dilleri gösteriyor. Iste arastırmadaki verilerden bazıları: