Güncelleme Tarihi:
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, Genel Kurul toplantısında verilen öğle yemeği arasından sonra basın mensuplarıyla beraber yürüyüş yaptı ve soruları yanıtladı. Gazetecilerin yeni seçilen Yürütme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul ve Prof. Dr. Necdet Yüzbaşıoğlu’nun da istifa etmesi halinde neler olacağını sorması üzerine Prof. Dr. Özcan, “Yürütme kuruluna seçilmeyen İsa beyle Atilla bey kaldı. Eğer onlar da istifa ederlerse artık herkesi bir defa seçmiş olacağız. Bir taraftan Yürütme Kurulu da çalışmalarını sürdürüyor” dedi. Prof. Dr. Özcan, seçimlerden sonra ÜAK kontenjanından Yürütme Kurulu’na kimse girmese de, kurulun görevine devam edeceğini söyledi. Prof. Dr. Özcan, “Yürütme Kurulu’yla ilgili girdaba mı girildi?” sorusu üzerine, “Olmayacak. Toplantı yeter sayısı 6’dır. Üye Yürütme Kurulu’nda 7 kişi var, rahatlıkla toplanabilir ve işini yapabilir” yanıtını verdi. Prof. Dr. Özcan, üçüncü bir seçimin de olacağını söyledi.
BİR ÖĞRENCİM ELEŞTİRDİ
Prof. Dr. Özcan, bir soru üzerine eski öğrencilerinin sık sık kendisini ziyaret ettiğini, şu ana kadar sadece bir öğrencisinin kendisini eleştirdiğini ifade etti. Prof. Dr. Özcan, “Bir tane kızcağız eleştirdi. Hocam ben sizden böyle işler beklemezdim. Siz benim tanıdığım hoca değilsiniz artık dedi. Onun dışında herkesle aynı ilişkilerim sürüyor. O da mail atmıştı zaten. Kızcağız neye kızmıştı bilmiyorum, bir tanesi çıktı yüzlercesinin arasından. Herhalde kendisi değişti biraz” diye konuştu. Prof. Dr. Özcan, okulu özleyip özlemediği yönündeki soruya ise, “Çok özlüyorum. Sınıfa girmek, ders vermek, sizlerle beraber olmak güzel” dedi. Prof. Dr. Özcan, “İstifa etmeyi düşünüp düşünmediği” yönündeki soruya ise, “Hayır. Morali en yüksek adamım hayatınızda gördüğünüz. Sizin söylediğiniz hiçbir şey beni etkilemez, hiçbir şey. Bunu hiç unutmayın, ona göre yazın” dedi.
BU KADARINI BEKLEMİYORDUM
Prof. Dr. Özcan, bir gazetecinin, “Görevi kabul ettiğinizde başınıza gelecekleri biliyor muydunuz?” sorusuna da, “Tabii bekliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum. Biraz fazla oldu” dedi. Prof. Dr. Özcan, “Keşke olmasaydım dediniz mi?” sorusu üzerine ise, “Hiç demedim. Önümüzdeki 4 yıla ümitle bakıyorum, bir gün siz de değişeceksiniz, doğruları yazacaksınız. İyi işler yapacağız, alkışlayacaksınız” dedi.
Prof. Dr. Özcan, çalışmalarda yol haritası çıkartıp çıkarmadıkları yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi:
“Çıktı tabii. Bizim en önemli işimiz dışarıda bekleyen, 1.2 milyon çocuğa yer bulmak üniversitede. Onları üniversite eğitiminden mahrum etmemek. Bunun için bu sene kontenjanları artırmaya karar verdik. Vakıf üniversitelerinin açılmalarını destekliyoruz. Bizden önceki dönemde tam tersi yapılmıştı. Onlar vakıf üniversitelerine ne kadar ters davrandılarsa biz de onları o kadar kucaklıyoruz. Çünkü kapasite yaratıyorlar, bu kadar çocuğa nereden kontenjan bulalım.”
ÖZEL ÜNİVERSİTELERE ÜCRET UYARISI
Gazetecilerin vakıf üniversitelerinin kapasitelerini dolduramadığının hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Özcan, “Onlar da ayağını denk alsınlar, fiyatlarını ona göre ayarlasınlar. Kıbrıs’ta da dolmuyor biliyorsunuz. Hayat pahalılaştı. Okul ücretleri de yukarıda. Dolar azdı. Geçen sene iyi bir durum vardı. Bu sene galiba dolar da yukarı gidecek. Ama biz bunu yapacağız. Çıtayı yükselteceğiz. Üniversiteye alınacak araştırma görevlileri için de merkezi seçme ve yerleştirme gibi bir sistem düşünüyoruz. Torpil olmasın kayırma olmasın diye" dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, Üniversitelerarası Kurulun kendisini Avrupa’ya şikayet ettiği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, “Önemli değil TUSS imtihanı konulmadan böyle şeyler olmuştu” dedi. Prof. Dr. Özcan şuanda kendisine kızılması rağmen ilerde kendisine teşekkür edeceklerini savundu.
Prof. Dr. Özcan, gazetecilerin YÖK’ün öğretim üyelerinin maaşlarının artırılması yönünde bir çalışma olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine, 2009 yılında bütçeye konacağı yanıtını verdi. Prof. Dr. Özcan, bir çalışma yaptıklarını ifade ederek, “Yüzde 10 artırırsa hükümete etkisi ne olur. Yüzde 20’de etkisi ne olur, yüzde 25 olursa ne olur. En alttakine en fazla vermek şartıyla prensibi kullanarak bir çalışma yapıyoruz. Ağırlıklar var elimizde ama bir yılı daha beklemek zorundayız. Bu seneki yapılacak iş değil” dedi.
ANADOLU’DAKİ KADRO
Prof. Dr. Özcan, üniversitelerde kadro sıkıntısı olmadığını savunarak asıl sorunun öğretim üyelerinin dağılımında olduğunu söyledi. Öğretim üyelerin yüzde 75’inin üç büyük şehirde olduğunu yüzde 30’unun ise Anadolu’da olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özcan, “Dengeyi sağlama konusunda kanun taslağında birazcık rotasyonda değil de isteğe bağlı olarak yer değiştirmeyi cazip hale getirmeyi istiyoruz. Doçentlik için 5 yıl diyorsa Anadolu’ya gidersen üç dört yıl bekleyeceksin bunun gibi bir şey getireceğiz” dedi.
Prof. Dr. Özcan, YÖK başkanlığı performansını şöyle değerlendirdi:
“Sağlık alanında yaptıklarımızdan memnunuz. YÖK çalışalı doğru dürüst üç hafta oluyor. Cumhurbaşkanı Genel Kurul'a adayları yollayınca çalışmaya başladık. Daha yeni komisyonu kurduk aslında iki haftadır tam hızla gidiyoruz diyebilirim. Daha yeni 250-300 tane denklik belgesi imzaladım. Evvelden tek tük gelirdi. Bir sürü beklemiş meseleyi hallettik. Ama en önemlisi sağlık konusunda yapıyoruz. Birincisi bu üniversite hastanelerinden kesilen yüzde 15 Hazine payı vardı. Hazine payı yüzde 5’e çekildi. Bu üniversite hastaneleri için korkunç bir katkıdır. Onların işini çok kolaylaştıracak. Hiç toplanmayan tıp komisyonu vardı. O komisyon toplanması için gerekli yönetmelik değişikliği yapıldı."
YÖK BAŞKANI ÖZCAN, ŞENGÖR İÇİN “ALEMDE 40 KİŞİYİZ, BİRBİRİMİZİ BİLİRİZ”
YÖK Başkanı Prof. Dr. Ziya Özcan, kendisi hakkında “Asistanım bile olamaz” diyen Prof. Dr. Celal Şengör için “Kendi fikri, kimin ne yaptığını, ne olduğunu herkes biliyor. Alemde 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz” dedi.
YÖK Genel Kurulu, öğle arasında gazetecilerle yürüyüş yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, “Celal Şengör’ün hali ne olacak?” sorusuna, “ÜAK öyle rakamlar yolladı ki yine tutmuyor. Düzeltin diye yolladık, onlar da yanlış” yanıtını verdi. Gazetecilerin Özcan’a Şengör hakkında açılan soruşturmayı hatırlatması üzerine, “Hem biz açtık hem de kendi üniversitesi açtı. Çünkü bir şirkette yönetim kurulu üyesi olarak çalışıyormuş. Bu yasak, öğretim üyeliğinden çıkarılma nedenidir yoksa ona karşı bir şeyimiz yok bizim” diye konuştu. Özcan, ÜAK tarafından YÖK üyeliğine seçilen Şengör’ün hala atamasının yapılmamasının da söz konusu soruşturmayla ilgisinin olduğunu söyledi. Özcan, “Hakkında ciddi bir soruşturma olan adamı, meslekten atılmaya kadar gidecek bir soruşturma varken, nasıl atayacaksınız ki?” dedi.
Özcan, gazetecilerin Şengör’ün kendisi hakkında söylediği “asistanım bile olamaz” sözünü hatırlatması üzerine “Kendi fikri, kimin ne yaptığını, ne olduğunu herkes biliyor. Alemde 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz” diye cevap verdi.
Gazetecilerin “konuşmamanız için Başbakanın ya da birinin bir talebi mi oldu?” sorusuna karşı Özcan, “Bugüne kadar onlardan bana gelen tavsiye olmadı. Bu konuda da olmadı” yanıtını verdi.
Özcan, ekibini yüzde 70 olarak oluşturduğunu belirtirken, danışmanlarının AKP’ye yakın isimler arasından seçildiğine ilişkin soru üzerine ise “Çok iyi danışmanlarım var. Şimdi birkaç arkadaşım var ODTÜ’den, onlarla konuşuyorum. Onlar gelince daha iyi olacak. Bu imaj da yıkılacak. Siz de artık bunları konuşamayacaksınız. Siz neyi konuşacaksanız onları teker teker temizleyeceğim” dedi.
"DEVLET VE ÜNİVERSİTE HASTANELERİ KARDEŞ OLACAK"
YÖK Başkanı Özcan, YÖK ve Sağlık Bakanlığı arasında Tıpta İhtisas Komisyonu konusunda sıkıntı yaşandığını, daha sonra ise bu anlaşmazlığı giderdiklerini ifade etti. Söz konusu anlaşmazlığın devlet ile üniversite hastaneleri arasında olduğunu belirten Özcan, “Bunları kardeş müessese haline getireceğiz. İsteyen doktor adayı devlet hastanesinde çalışacak, isteyen de üniversite hastanesinde. Bu korkunç bir mobilite demek. Devlet hastanelerinde hasta çok üniversite hastanelerinde teorik bilgi ileri düzeyde” diye konuştu. Özcan, Türkiye’nin ihtiyacı olan bir database'i oluştuklarını belirterek, söz konusu database'in bugün çıkmasını beklediklerini kaydetti. Özcan, “Bu bilgiler bazında ülkenin kaç tane doktora ihtiyacı var bu nasıl temin edilir gibi projeksiyonlar yapma imkanımız olacak. İki üç ay içerisinde de buna benzer bir şeyi tıp alanı dışında da 2,5 milyon öğrenci için yapacağız. 2,5 milyon öğrencinin bilgilerini TÜİK’ten aldık” dedi.