Güncelleme Tarihi:
Köleliğin ortadan kaldırılması yönündeki ilk somut hareket, William Lloyd Garrison önderliğinde 1830’larda başlamıştı. Ilk başlarda, bu hareket çok büyük muhalefetle karşılaştı. Birçok Amerikalı, köleliğin kaldırılması yandaşlarını, birliği yok etme niyetinde olan anayasa düşmanı fanatikler olarak görüyordu. Kaldırılma karşıtı bir hareket çok geçmeden oluştu ve Illinois Eyaleti’ndeki kaldırılma yandaşı bir gazetenin editörü olan Elijah Lovejoy 1837 yılında öfkeli bir kalabalık tarafından linç edilerek öldürüldü.
Güney Eyalet Meclisleri, kuzeydeki muadillerinden kaldırılma yandaşlarına karşı sert önlemler alınması yolunda baskı yapmaya başladılar. Çoğunlukla güneyli yerleşimcilerin yaşadığı ve köleliğin çeşitli şekillerde sürmekte olduğu Illinois Eyaleti’nde bu çağrılar oldukça olumlu karşılanıyordu. Güneylilerin çağrılarına uyan Illinois Meclisi 1837 senesinde kaldırılma hareketini kınayan bir bildiri yayınladı. Lincoln’un köleliğin kaldırılması yönünde kamu önündeki ilk eylemi bu tasarıya karşı çıkması olmuştur.
Iki yıl sonra, Lincoln ve Douglas sürmekte olan başkanlık seçimlerine ilişkin konularda halk önünde münazaralar yapmaya başladılar. 1858’de yapacakları meşhur münazaraların bir provası olarak iki rakip Martin Van Burne’in başkanlığı, hazine, ve köleliğin kaldırılması hareketi üzerine ateşli tartışmalar gerçekleştirdiler. Douglas’ın Whig’lerin köleliğin kaldırılmasına destek verdiği savını çürütmek için, Lincoln Van Buren’in zencilerin sınırlı ölçüde oy kullanma hakkının verilmesini desteklediğini savunarak Douglas’ı oldukça öfkelendirdi.
Aslında, Lincoln’un zencilerin oy verme konusunu rakibine karşı kullanması, onun zenciler konusundaki görüşlerinin sınırını da temsil eder. Köleliği lanetlemekle beraber, Lincoln, kariyerinin bu aşamasında asla zencilere oy hakkının verilmesinden yana değildi ve bu hususu zencilerden nefret eden Illinois Eyaleti’nde kullanmaktan da çekinmiyordu. Lincoln inatla Harrison-Tyler ekibini destekledi ve Whig’ler Illinois’de kaybetmelerine rağmen, başkanlığı kazandılar ve bunun sonucu olarak Lincoln’un politik nüfuzu daha da güçlendi.
4 Kasım 1842’de Lincoln, oldukça fırtınalı geçen bir iliÅŸki nihayetinde Mary Todd ile evlendi. Lexington, Kentucky doÄŸumlu olan Mary, 1839’da kız kardeÅŸi Elizabeth ile beraber yaÅŸamak için Springfield’a yerleÅŸmiÅŸti.ÂIllinois baÅŸkanının oÄŸlu olan eniÅŸtesi Ninian Edwards sayesinde derhal seçkinler grubuna dahil oldu. Kısa zamanda Lincoln ile tanıştılar ve fırtınalı iliÅŸkileri de baÅŸlamış oldu. Her ne kadar evlilikleri oldukça sancılı da olsa, Lincoln üzerinde sakinleÅŸtirici bir etki yapıyordu. Onu tüketen ruh hali deÄŸiÅŸiklikleri yaşıyor, çalışmasını engelleyecek ölçüde depresyona girmesine sebep oluyordu. Meclis çalışmaları sırasında Vandalia’dan gönderdiÄŸi bir mektupta şöyle yazıyordu "Anlatamayacağım bazı ÅŸeyler ruhumu o kadar sıktı ki, burada olmaktansa dünyanın herhangi baÅŸka bir yerinde olmayı yeÄŸlerim."
Evliliği Lincoln’un davranışlarındaki depresyon belirtilerini büyük ölçüde azaltmış olmasına rağmen, Lincoln yaşamı boyunca melankolinin esiri olmuştur. Hukuk bürosundan ortağı ve dostu William H. Herndon Lincoln’u şöyle tanımlar: "Üzgün görünüşlü bir adam; yürürken sanki üzerinden melankoli akar... Sürekli üzgün görünüşü onun en karakteristik özelliğidir."
ULUSAL SİYASETE GEÇIŞ
1846 senesinde Lincoln evanjelist rakibi Peter Cartwright’ı geride bırakarak Illinois Eyalet Meclisi’nden Birleşik Devletler Kongresi’ne geçti. Bu zafer, onun politik kariyerinde büyük bir adım teşkil etmişti ve bu sayede ulusal arenada politika yapmaya başladı. Ancak bu kampanya, Lincoln’un inançları hakkında yeni şüpheler ortaya koymuştur.
Cartwright’la olan mücadelesi sırasında rakibi onu dini açıdan inançsız olmakla suçlamış ve bu sayede Lincoln’un dini görüşleri de gün ışığına çıkmıştır. Bu süreç zarfında onun Tanrıya inanan ancak dini reddeden ya da en azından şüpheyle bakan bir kiÅŸi olduÄŸu göze çarpmıştır. Aslında bu durum, sivil savaÅŸ öncesi Amerikan toplumunun oldukça dindar yapısını da ortaya koyar. 1830 ve 40’larda birçok Amerikalı, tarihçilerin Ikinci Büyük Uyanış diye adlandırdıkları bir süreç sonunda geniÅŸ tabanlı bir hareketle Protestan mezhebine geÅŸmiÅŸti.ÂPüritenlerin Büyük Uyanış diye adlandırılan canlanışının benzeri olan bu hareketin öncüleri arasında Cartwright ve Charles Grandison Finney de vardı.
Lincoln’un ABD Kongresi’ndeki dönemi boyunca ana konu Meksika Savaşı olmuştu. Başkan James K. Polk, Demokratların batıda daha fazla toprak edinilmesi taleplerini, Meksika’yla olan küçük bir sınır anlaşmazlığını tam bir savaşa çevirerek cevapladı. Amerikan orduları Mexico City’ye doğru yürüyüşe geçtiler ve Meksika ordularını mağlup ettiler. Lincoln bu savaşın en büyük muhaliflerinden biriydi ancak onun protestoları, Amerikan askerlerini eve döndüremedi ve Amerikan zaferlerinin sonucu olarak Meksika’dan büyük toprak kazanımları sağlandı.
Bugünkü ABD’nin güney batısının hemen tamamını oluşturan bu araziler, kölelik konusunu tekrar Amerikan politik gündeminin üst sıralarına taşıdı. On yıllardır köleliğe izin veren ve vermeyen eyaletlerin birlikte var olduğu tuhaf statüko, yeni arazilerde ne yapacağını soruyordu: bu bölgelerde kölelik olmalı mıydı, olmamalı mıydı?
Bu durum sonraki yılların politik tartışmalarına damgasını vurdu ve daha sonradan Iç Savaş’a dönüşecek ihtilafın da kıvılcımını çaktı.