Bedri Rahmi Eyüboğlu

Güncelleme Tarihi:

Bedri Rahmi Eyüboğlu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2007 09:00

Bedri Rahmi Eyüboğlu yurt sergileri

Haberin Devamı

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

YURT SERGİLERİ

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1938 yılında başlattığı ve altı yıl süren, ressamların yurdun çeşitli yerlerine gönderilmesi kültür programının sanatsal yaşamımızda önemli etkileri olmuştur. Daha sonra bu resimler ’Yurt Gezisi Sergisi’ adı altında toplanıp sergilendi. Bu uygulama karşısında Bedri Rahmi oldukça heyecanlanmış ve tek partili dönemin bu en önemli sanat atılımına gönülden bağlanmıştı. Geziye çıkan ressamlara 300 lira para ile Halkevlerinde barınma kolaylıkları veriliyordu. Eyuboğlu çifti de bu koşullarla Edirne’ye gitti. Onları Istanbul’da alıştıklarından farklı bir hava ve canlı bir gökyüzü bekliyordu. Burada coşkulu bir çalışma dönemi geçiren Bedri Rahmi yöresel motiflerle renkçi anlayışı birleştirme imkánı bulmuştu. Edirne resimlerinin hemen hepsi doğa görünümleridir; içlerinde insan figürü yoktur. Bedri Rahmi’ye özgü aşırılıkları ve yoğun duyarlılıkları bu resimlerde görmek olanaklıdır. Yaptığı bu resimlerden on bir tanesini aynı yıl içinde Ankara Halkevi’nde açılan Birinci Yurt Gezisi Sergisi için göndermişti. 1939 yılı sanatçı için oldukça hareketli geçti. Edirne dönüşünde ’Ses’ dergisi yazarları arasına katılarak birbiri ardına resimlerini, desenlerini ve deneme yazılarını yayımlamaya başladı. Birinci Resim ve Heykel sergisi gerçek bir sanat olayı sayılabilecek kadar zengin içerikliydi. Bu sergiye ’Figür’ adlı yapıtıyla katılan sanatçı birinciliği Arif Kaptan ile paylaşmıştı. Bu arada oğulları Mehmet Hamdi doğunca, aile Salıpazarı’nda bir apartman dairesine taşındı. Yıl sonuna doğru ise yedek subay okuluna alınan Bedri Rahmi Ikinci Dünya Savaşı’nın geriliminin yaşandığı askerliği boyunca çileli bir dönem geçirdi. Ona bitip tükenmeyecekmiş gibi gelen askerliği 1941 yılının sonlarında sona erince 1942’de ikinci yurt gezisi için Çorum’a gitti. Bu gezi Bedri Rahmi için yeni bir dönemin başlangıcını işaret etmektedir. Bu gezi sanatçının yaşamında derin izler bırakmıştı. Çorum yaşantısı, izlenimleri zaman geçtikçe yoğunlaşmış, derinleşmiş Bedri Rahmi ve sanatı bu geziden çıkmıştı. Burada Paris’te Picasso ve Matisse’nin resimlerinde hissettiği Doğu heyecanını tekrar yakalamıştır. Sanatçı, resminin ana temalarını ve yerli içeriğini bu dönemde oluşturmuştu. Minyatür merakı oluşmaya başlayan sanatçı han kahveleri, han avluları, saz çalan áşıklar, halay çekenler, pazaryerleri, çocuğunu emziren kadınlar gibi Anadolu temalarını resimlerinde yoğun olarak işlemeye başladı. Kübizm etkili geometrik yarı soyut Anadolu motifleri ve portreleri bu dönemde ardı ardına geldi. Yine bu dönemde Yunus Emre’nin şiirlerinden elli kadar illüstrasyon çizdi. 1945/47 yılları arasında ’Alis I’, ’Alis II’ ve ’Mari’nin Portresi’ gibi önemli portre dizileri oluşturdu. Káğıt, bazen de tahta üzerine yapılan bu portreler, o döneminin en önemli eserleriydi.

Haberin Devamı

RESİM VE ŞIIR BIRLIKTE

Haberin Devamı

Bedri Rahmi yoğun bir şekilde geçen resim çalışmalarının yanı sıra şiir ve yazı ile de ilgileniyordu. Zaten resim ile yazı arasında uzun süredir bocalamıştı ve ikisini de beraber yürütmeye karar vermişti. Sabahattin Eyuboğlu ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın tüm telkinlerine rağmen tüm zamanını resme ayırmıyor, şiir ve yazınsal denemelerini de sürdürüyordu. Şiirleri 1933’ten beri ’Yeditepe’, ’Ses’, ’Varlık’ ve ’Güney’ gibi dergilerde yayımlanıyordu. Onun için yazmak bir ödev ve sorumluluktu. Ilk şiir kitabı olan ’Yaradana Mektuplar’ı 1941 yılında yayımlamıştı. Ortaköy’deki Lido yüzme havuzu için 1943 yılında yaptığı ilk duvar resimleri tüm yaşamı boyunca savunacağı bir davaya ilk adımı niteliğindedir. Bedri Rahmi mimari ile resim ve heykel gibi diğer güzel sanatların beraber kullanılmasının güzel sonuçlar doğuracağı düşüncesindeydi. Yapı ve resim birbirlerine yardımcı olmalıydı. Bazen ölü bir mimari nokta uygun bir sanat yapıtı ya da panoyla değerlendirilebilirdi. Sanat yapıtının yarınlara kalması ve daha geniş kitlelere hitap etmesi için mimar-sanatçı işbirliğinin gerekli olduğunu savunmuştu. Bedri Rahmi bu büyüklükte resimler yapmaktan da hoşlanıyordu. Bunlar ona hem daha öğretici hem de keyifli geliyordu. Sanatçı ikinci duvar resmini de 1946, Ankara’da, Büyük Tiyatro’nun (Opera) girişindeki kapıların üstüne yapmıştır. Güzel Sanatlar Akademisi’nde Leopold Levy’nin asistanı olduğu dönemde başlayan öğretmenlik görevine büyük bir tutku ve ciddiyetle sarılmıştı. Ilk dönemlerden itibaren öğretmek üzerine kafa yormuş ve bunu yazılarında da işledi. Bedri Rahmi’ye göre öğretmen öğrencilerine meslek sevgisini aşılamalı ve onları mesleğe bağlamalıydı. Yüzyıllardır büyük geleneklerden gelen bilgileri, doğa sevgisini ve çıkmazlarla sapmaları öğrencilerine aktarmalıydı. Bu amaçla hazırlayıp, ’Resme Başlarken’ adını verdiği ders notları yazıldıktan 36 yıl sonra oğlu tarafından yayımlandı. Usta-çırak ilişkisini önemseyen sanatçı bir usta olarak yetişkin öğrencilerini, sanat yaşamlarında ilk adımlarını atmalarına yardımcı olmak için bir sergi düzenlemeleri konusunda cesaretlendirdi. Akademi’nin yemekhanesinde 1947 yılının baharında açılması düşünülen sergiye katılacak sanatçılar ’10’lar Grubu adını almışlardı. Bir yıl içinde sayıları otuzu geçmişti.

Haberin Devamı

KİŞİSEL SERGİLERİ İÇİN TIKLAYIN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!