Güncelleme Tarihi:
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
YURT SERGİLERİ
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1938 yılında başlattığı ve altı yıl süren, ressamların yurdun çeşitli yerlerine gönderilmesi kültür programının sanatsal yaşamımızda önemli etkileri olmuştur. Daha sonra bu resimler ’Yurt Gezisi Sergisi’ adı altında toplanıp sergilendi. Bu uygulama karşısında Bedri Rahmi oldukça heyecanlanmış ve tek partili dönemin bu en önemli sanat atılımına gönülden bağlanmıştı. Geziye çıkan ressamlara 300 lira para ile Halkevlerinde barınma kolaylıkları veriliyordu. Eyuboğlu çifti de bu koşullarla Edirne’ye gitti. Onları Istanbul’da alıştıklarından farklı bir hava ve canlı bir gökyüzü bekliyordu. Burada coşkulu bir çalışma dönemi geçiren Bedri Rahmi yöresel motiflerle renkçi anlayışı birleştirme imkánı bulmuştu. Edirne resimlerinin hemen hepsi doğa görünümleridir; içlerinde insan figürü yoktur. Bedri Rahmi’ye özgü aşırılıkları ve yoğun duyarlılıkları bu resimlerde görmek olanaklıdır. Yaptığı bu resimlerden on bir tanesini aynı yıl içinde Ankara Halkevi’nde açılan Birinci Yurt Gezisi Sergisi için göndermişti. 1939 yılı sanatçı için oldukça hareketli geçti. Edirne dönüşünde ’Ses’ dergisi yazarları arasına katılarak birbiri ardına resimlerini, desenlerini ve deneme yazılarını yayımlamaya başladı. Birinci Resim ve Heykel sergisi gerçek bir sanat olayı sayılabilecek kadar zengin içerikliydi. Bu sergiye ’Figür’ adlı yapıtıyla katılan sanatçı birinciliği Arif Kaptan ile paylaşmıştı. Bu arada oğulları Mehmet Hamdi doğunca, aile Salıpazarı’nda bir apartman dairesine taşındı. Yıl sonuna doğru ise yedek subay okuluna alınan Bedri Rahmi Ikinci Dünya Savaşı’nın geriliminin yaşandığı askerliği boyunca çileli bir dönem geçirdi. Ona bitip tükenmeyecekmiş gibi gelen askerliği 1941 yılının sonlarında sona erince 1942’de ikinci yurt gezisi için Çorum’a gitti. Bu gezi Bedri Rahmi için yeni bir dönemin başlangıcını işaret etmektedir. Bu gezi sanatçının yaşamında derin izler bırakmıştı. Çorum yaşantısı, izlenimleri zaman geçtikçe yoğunlaşmış, derinleşmiş Bedri Rahmi ve sanatı bu geziden çıkmıştı. Burada Paris’te Picasso ve Matisse’nin resimlerinde hissettiği Doğu heyecanını tekrar yakalamıştır. Sanatçı, resminin ana temalarını ve yerli içeriğini bu dönemde oluşturmuştu. Minyatür merakı oluşmaya başlayan sanatçı han kahveleri, han avluları, saz çalan áşıklar, halay çekenler, pazaryerleri, çocuğunu emziren kadınlar gibi Anadolu temalarını resimlerinde yoğun olarak işlemeye başladı. Kübizm etkili geometrik yarı soyut Anadolu motifleri ve portreleri bu dönemde ardı ardına geldi. Yine bu dönemde Yunus Emre’nin şiirlerinden elli kadar illüstrasyon çizdi. 1945/47 yılları arasında ’Alis I’, ’Alis II’ ve ’Mari’nin Portresi’ gibi önemli portre dizileri oluşturdu. Káğıt, bazen de tahta üzerine yapılan bu portreler, o döneminin en önemli eserleriydi.
RESİM VE ŞIIR BIRLIKTE
Bedri Rahmi yoğun bir şekilde geçen resim çalışmalarının yanı sıra şiir ve yazı ile de ilgileniyordu. Zaten resim ile yazı arasında uzun süredir bocalamıştı ve ikisini de beraber yürütmeye karar vermişti. Sabahattin Eyuboğlu ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın tüm telkinlerine rağmen tüm zamanını resme ayırmıyor, şiir ve yazınsal denemelerini de sürdürüyordu. Şiirleri 1933’ten beri ’Yeditepe’, ’Ses’, ’Varlık’ ve ’Güney’ gibi dergilerde yayımlanıyordu. Onun için yazmak bir ödev ve sorumluluktu. Ilk şiir kitabı olan ’Yaradana