Güncelleme Tarihi:
SALVADOR DALİ FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
Â
GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE PLASTIK SANATLAR
Gerçeküstücülük dansta ve müzikte görülmez. Buna karşIlIk, hep "düşüncenin gerçek işleyişi"ni dile getirmeyi amaçlamIş olan gerçeküstücüler, plastik sanatlarI bol bol kullanIrlar. DadacI mantIkta, sanat aşağIlIk bir burjuva pazarlIğIndan başka bir şey değildir; bu, en köktenci avangardçIlarIn kendilerini kurtaramadIklarI, tartIşmaya yer vermeyen bir yargIdIr. Ve dada, sanatI, toplumu kutsal olmaktan çIkarma kararlIlIğI içinde, rastlantInIn esas motor olduğu bir tür karşI sanat geliştirmiştir: Marcel Duchamp, Francis Picabia, Max Ernst, Kurt Schwitters, Raoul Hausmann, kolajlar, asamblajlar ve fotomontajlar yaparlar. Dada, görsel sanatIn sonunu getirmeyi hedefler; ama kullanIlan anlatIm araçlarI, o kadar saldIrIlan bu sanatI yeniler. Psikanaliz bilgisi ve 1910-1920 yIllarInIn metafizik Italyan resminin öncüsü Giorgio De Chirico’nun kafa karIştIrIcI sanatI, 1924’ten itibaren, Breton’un çevresinde gerçeküstücü resmi geliştiren mayalar olacaklardIr. Max Ernst gibi bazI dadacIlar, Parisli gerçeküstücü grup tarafIndan billurlaştIrIlan yeni eğilime bütün deneyimlerini sunacaklardIr. Ama, gerçeküstücü ressamlar, dergiler ve manifestolar yayImlamaya önem verseler bile, ortada ne gerçek bir resim eğilimi, ne de kesin bir plastik öğreti vardIr. Bununla birlikte, Max Ernst, AndrZ Masson ve kIsmen Salvador Dali’nin sanatInI iki temel dürtü canlandIrmaktadIr. Bunlardan birincisi, düşleri araştIrmanIn ayrIcalIklI iki aracI olan ruhsal otomatizm ve otomatik yazIda somutlanIr; diğeri, aklIn denetiminin ortadan kaldIrIlmasInda ve estetik ereklerden kIsmen vazgeçilmesinde yatar.
Böylece, gerçeküstücü şiirde olduğu gibi, imge, kişinin baskIlayamayacağI veya engelleyemeyeceği bir "dikte" olarak kendini dayatacaktIr. Bu durumda, yazar için olduğu gibi, ressam için de, "nesnel rastlantI"nIn ve otomatik yazInIn yükselişini kolaylaştIran bazI mekanizmalara kendini alIştIrmak söz konusu olacaktIr: bunlar, veya psikanalizin öğütlediği serbest çağrIşImlardIr. ArdIndan, "yazarIn bir eserin doğuşunu seyirci olarak tanIk olabileceği ve gelişme aşamalarInI kayItsIz bir biçimde veya tutkuyla izleyebileceği" (Ernst ve Breton "Gerçeküstücülük Nedir?" [Qu’est-ce que le surrZalisme?] 1934) bu üstgerçeğin yaratIlmasIna uygun grafik ve resim teknikleri aranacaktIr.
Dali, düş ve sayIklama yöntemlerine yeniden başvurduğu heykel-asamblajlar gerçekleştirerek (Telefon-Istakoz, 1936; Çekmeceli Milo Venüsü, 1936-1964), saptIrdIğI, özünü değiştirdiği, başkalaştIrdIğI nesneye özgü güçlerle de ilgilenir. 1945’ten sonra, XX. yy’In belki de son ikonografilerinden birini (Saint Jean de la Croix IsasI, 1951; ÇarmIha Geriliş, 1954; Santiago el Grande, 1957) yaratarak, kuramlarInI bazI dini temalara uygulayacaktIr. SanatçInIn, sIk sIk büyük Avrupa resim geleneğinden esinlenen sonraki eserleri, büyük bir yenilikçi ağIrlIk taşIyacak ve ilginç bir gelenek ve bir ikonakIrIcI avangard duygu alaşImI gösterecektir.
Dali, kIÅŸkIrtIcI kuramsal ve siyasi açIklamalarIn ötesinde, Ernst’in ve Magritte’in eserlerinden açIk bir biçimde kopyalar çekerek ve tam bir düşünce baÄŸImsIzlIÄŸI ve kuramsal yaklaÅŸImIyla büyük bir tutarlIlIk göstererek, sanatIyla iki dünya savaÅŸI arasI dönemin bütün gerçeküstücü macerasIna damgasInI vurur.Â