Güncelleme Tarihi:
Anayasa Mahkemesi’nin dershanelerin kapatılmasını öngören düzenlemeyi iptal etmesinin ardından gözler Milli Eğitim Bakanlığı’na çevrildi. Bakan Nabi Avcı’nın bugün dershane temsilcilerine izleyecekleri yol haritasını açıklaması beklenirken 30 Temmuz gecesi Ülke TV’de katıldığı canlı yayında AYM kararını değerlendirdi. Avcı’nın açıklamaları özetle şöyle:
AYM yanlış bir karar verdi
Anayasa Mahkemesi’nin kararını doğru bulmuyorum. Mahkeme yanlış bir karar vermiştir. Ben bu konuda düzenlemeleri yapmaktan sorumlu bakanlığın başındaki adam olarak mahkeme ile kararın siyasi olup olmadığı yönünde bir polemiğe girmeyi doğru bulmam. Ancak bu yönde kanaatleri olan arkadaşlarımın da haksız olduğunu söylemem. İşte MEB Bakanı olarak anca bu kadar söyleyebiliyorum. Peki, yanlış bir karar verdiyse bunun gereğini yapmıyor muyuz? Yapıyoruz işte. Gereği nasıl olacak? Kamuoyunun şunu iyi anlaması lazım. AYM bir kanunu iptal ettiği zaman, eski kanunu ihya etmiş olmaz. Yani kendini yasa koyucu yerine koyarak bunu yapamaz. Bu iptal kararından sonra yürürlükte olan Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda dershane ile ilgili bir tanım, mevzuat yok. Bu iptal davasını açan 124 milletvekili, Meclis açıldığında bir yasa teklifi verirler. AYM bunu iptal etti ama orada bir boşluk var. Biz şöyle bir dershane kanunu çıkartıyoruz. Özel Eğitim Kurumları Kanunu’na böyle bir dershane kurumu ilave edelim. Bu yönde bir kanun teklifi verirler. Geçirebilirlerse Meclisten biz de oraya yazarız. Dershane diye bir kurum ihdas edildi. Ama şu onda yok.
AYM mezunlar açısından bakmış olabilir
Biz ikincil düzenleme, yönetmeliklerle yapacağımız düzenlemelerle zaten AYM’nin gerekçesinde belirttiği, “sen alternatiflerini biraz daha genişlet, okul dışı eğitim alma imkanlarını genişlet”. AYM zannediyorum mezunlar açısından etkilenmiş olabilir. Biz takviye kursları açtık okullarımızda. Geçen yıl 2 milyon öğrencimiz okullar takviye kursu aldı. Dershanelerin verdiklerini iddia ettikleri eğitimin ücretsizini, çok daha iyisini okullarımızda kendi öğretmenlerimiz tarafından takviye ediyoruz. Öğrenci matematikte iyi yetişemediğini düşünüyorsa, açılan matematik kursuna kaydını yaptırıyor. Hafta sonunda o takviyeyi ücretsiz olarak alıyordu. Biz bunu yapıyorduk. Ancak mahkeme diyor ki, yani dolaylı yoldan demiş oluyor ki, bunu mahkeme gerekçesinde yazmıyor ama biz onu çıkarıyoruz. Okullarda öğrencilik statüsünde devam edenlere bunu veriyorsunuz. Peki, okulu bitirmiş mezunlar bu tür destek almak isterse, takviye kursu almak isterse onun da cevabını verdik orada aslında. Onlar da halk eğitim merkezlerimizde açılmış olan takviye kurslarından yararlanacaklar. Okullar öğrencilerimiz, halk eğitim merkezlerinde ise mezunlar takviye alacak demiştik. Ama bu da mahkemeye yeterince alternatif gibi görünmemiş olabilir. O zaman işte kurslarımız üzerinden bu alternatifleri biçimlendiriyoruz. Geçen sene açılan 18 bin 290 okulda 179 bin 306 kurs açıldı. Bu kurslara 2 milyon 987 bin 946 öğrenci devam etti. Bu kurslarda 112 bin 284 öğretmenimiz görev yaptı. Bu öğretmenlerimize kurs ücreti olarak verdiğimiz parayla yapılacak iş değil. Tamamıyla öğretmenlerimizin idealistçe gerçekleştirdikleri, öğrencilere sundukları bir hizmet.