2 bin 195 dershane dönüşüm başvurusu yaptı

‘Dershanelerin Dönüşüm Süreci’ toplantısında konuşan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Dershane dönüşüm süreci ile önemli bir adım attık. Dershanelerin eğitim sistemine entegre olmasını sağladık. Bakanlık ile işbirliği yapan özel öğretim kurumları temsilcilerine teşekkür ediyorum. Dershaneciliğin bütün mütesabatı kurumları niyetlerimizi doğru okutu, katkılarda bulundu. Bu dönüşümle birlikte özel öğretim dünden daha güçlü olacaktır. Bizim ve sizler için de dershane meselesi geride kalmıştır. Dönüşüm sürecinde okulların daha güçlü kurumlar olması için gayret sarf etmeliyiz” dedi.

Temel lise sayısı 249

TÖDER, ÖZDEBİR, ÖZDER ve ÖZKUR-BİR’in ortak düzenlediği ‘Dershanelerin Dönüşüm Süreci’ toplantısına dershane sahipleri ve özel okul temsilcileri ile birlikte Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da katıldı. 22 Mayıs itibari ile 2 bin 240 dershanenin dönüşüm başvurusunda bulunduğunu, bunların 2 bin 195’inin dönüşüm programına kabul edildiğini açıklayan Bakan Avcı özetle şunları söyledi:
“Özel öğretim kurumların payı artarak sürecek. Bakanlık olarak sektöre verdiğimiz desteği arttırarak sürdüreceğiz. Ülkemizin geleceğine katkı vermeye devam edeceğiz. Başvuran kurumlara kolaylıklar sağlıyoruz devam edeceğiz. 22 mayıs tarihi itibari ile 2 bin 240 dershane dönüşüm için başvuruda bulundu. Bunların 2 bin 195 dönüşüm programın kabul edildi. 1 Eylül’e kadar devam edecekler. 249’u temel lise olmak üzere 276’sı özel okula dönüşerek programı tamamladı.

Temel lise LİSE ‘üvey evlat’ söyleminden kaçınmamız gerekiyor

Dönüşüm programına alınmayanlar, gerekli şartları taşımayanlar 1 Eylül 2015 itibariyle sona erecek. Dönüşüm sürecinden 14 Mart 2014’ten 22 Mayıs 2015 kadar 401 dersane kendi isteği ile faaliyetlerine son verdi. Bundan sonra çalışmaları için herkese teşekkür ediyorum hayırlı olmasını diliyorum. Bu toplantıda getireceğiniz eleştirileri değerlendireceğiz.
Temel lise konusu tamamen sektörün önerdiği bir ara çözüm gibi başladı. Bu istişare sonucunda bizim için tecrübe olacak belki ortaöğretim sonucunda yeniden değerlendirme belki düzenleme imkanı verecek. Bu süreci pilot uygulama olacağını söylemiştik. Şimdi de aynı görüşteyiz. Bu büyük bir tecrübe. Sanki temel lise ‘üvey evlat’ söyleminden kaçınmamız gerekiyor. Bunlar bizim güvendiğimiz 4 yıllık uygulanmasıdan yararlanacağımız eğitim kurumlarıdır. Bakanlığın ortaöğretim kurumlarını revize ederken faydalanacağımız pilot uygulama. Eğitimin içeriğini, yönünü etkileyeceğine inanıyoruz. Bunlara sahip çıkalım. Örtülü dershanelerin olmayacağı, bakanlığın müfradatını kullanacak bir örneğini gösterin diyorum. “

Bu bir devrimdir
Yusuf Tekin (MEB Müsteşarı): Bu bir devrimdir. Kamu bütçesinin kullanılması açısından devrimdir. Yaptığımız şeyi sadece kamu değil, kamu ve özel sektör yatırımları ile birlikte ortaya koyduk. 16.5 saat temsilcilerle toplantılar yaptık. Bakanlık olarak Türkiye’nin eğitim sistemini birlikte çözeceğiz. Ders kitapları gibi uygulamaları özel okul öğrencileri için de yaptık. Benzer uygulamalar olacak. Dernek temsilcileri ile gece saat birde cep telefonlarında konuşacak kadar samimi olduk, toplantılar yaptık. Sürece başlarken herkes endişeliydi, tedirgindi. Sonuç için birlikte karar aldığımız, birlikte çalıştığımız için, manipüle etmeye çalışanlar başarılı olamadı. Olamayacak. Kapımız, telefonlarımız sürekli açık. Nerede sıkıntı yaşarsak, birlikte çözebileceğimize inanıyorum. Birlikte daha güzel bir eğitim sisteminde çalışılmasını umuyorum.

Dershaneler eğitimden uzaklaşmış bir yapıydı
Ömer Faruk Yelkenci (MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü): Temel liselerimiz, dönüşüm okullarımız bizim okul türlerimizden biri. Okulculuğu en güzel şekilde yapacaklarından şüphemiz yok. Geriye bakalım. Büyük tartışmaları bir kenara bırakırsak dershanelerle ilgili nasıl bir algı vardı? Dershanelerin dönüşümüne neden karar verildi? Dershanecilerin, sektörün, büyük manevra kabiliyeti vardı. Ahlaki veya gayrı ahlaki olarak eğitim sektörünü domine etti. Sınavlarda belki bin tane birinci çıkıyordu. Eğitim sınavdaki derece ile ölçülen bir noktaya geldi. Bunu eğitim sistemini domine eden dershaneciler yaptı. Öğrencilere filanca dershaneyi tercih ederse araba hediye edecek deniliyordu. Sınavda 180-360 soruda bir dershanenin öğrencisi 74 soruyu tutturdu. Böyle bir ihtimal olabilir mi? Dershane müfredatı yumuşak bir kelime, dershane sorularından sorular çıkıyordu. Ahlaki olmayan tanıtım ile dershaneler sektörü domine ederek haksız bir rekabet ortaya çıkarıyordu. Eğitimden uzaklaşmış bir yapıydı. Bu sistemin kendi kendini yememesi kaçınılmazdı. Avrupa Birliği (AB) de geçmişte bunlara yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini söylemişti. Straetjik planımızda bunlar yer almıştı. Bunlarla birlikte karar alındı. Bakanlık sektör dernek başkanları ile istişare yaptı. Belki hedef dershanelerin çekilmesi için dönüşüm mantığının nasıl olması gerektiği tartışıldı ve yapılandırıldı.

4 yılda okulculuğun antrenmanını yapacaklar

14 Mart 2014’ te önce dönüşüm okulları, ardından okul dönüşmesi üzerine bir planlama yapıldı. Dershaneler ticari kurumlar olduğu için maddi imkanlarını sürdürecek kurumlar olacaklardı. 4 yılda okulculuğun antrenmanını yapmış olacaklardı. 50 bin’e yakın öğretmen istihdam edilmeye devam edileceketi. Şartları tutanlar ise Bakanlığa geçebilecekti. Süreç sonunda 2 şey öne çıktı. Dönüşen kurumların kamu arazileri ve binalarını itifak alma ve kiralama hakkı. İkincisi öğrenci başına eğitim öğretim teşviki. OECD’nin son raporunda Türkiye’ de eğitimin kalitesinin arttığı belirtiliyor. Öğrenci teşviki de bu raporda yer alıyor.
Teşviş çalışmamızı yaptık. Bu yıl teşvik çalışmamız ses getirecek ve sürekliliği olacak. Bu yıl özel okullardan da başvuru olacak. 2004 ‘te 10 bin öğrenci için teşvikte kıyamet koptu. Şimdi 170 bin 500 liraya kadar eğitim öğretim desteği verildi. 1 Eylül 2015’e kadar sağ salim gitmemiz lazım.

Notlarınız 100 gelecek sözü veriliyor

Bu fırsattan bir model çıkartan, ortaöğretim kalitesini arttıracak bir modeli tercih ederiz. Ancak bazı sıkıntılarımız oldu. Mesela dönüşüm lisesine kanun ortaöğretim özel kurumu dedi. Bunun pratik olması için Temel lise dedik. ‘Bilmem ne lisesi, x lisesi, y lisesi’ kurum gibi duruyor. Ankara’da gördüm güleyim mi? Ağlayayım mı? ‘Üniversiteye hazırlık koleji’, ‘Hem okul hem Dershane’ diyen kurumlar oldu. Velilere şu sözler veriliyor: ‘Adımız temel lise, aslında üniversite sınavına hazırlıyoruz. Endişe etmeyin bütün notlarınız 100 gelecek.’
Bakanlıkta şu durum beni zor durumda bırakıyor. Son sınıflarda 261 öğrenci var. 261 öğrencinin matematiği de 100. Özel okullar not şişiriyor. Ne yapalım? Bu örnekler ile düşünelim? Pozitif bir toplantıya bunu dönüştürmek bizim elimizde. 1 Eylül’e kadar atacağımız adımlarla bunu yapmak elimizde. Bu nasıl olacak? Sayın Bakan’ın söylediği gibi temel liseler bizim okulumuzdur. Diğerlerinden ayırmıyoruz. Reel anlamda eğitim kurumu nasıl oluruz? Günde 40- 100- 1000 defa mı kendinize dersiniz bilmiyorum dönüşenlere diyorum, bunu dememiz demeniz gerekiyor.

Dönüşüm okulları ortaya bir model koyacak

Dönüşüm sürecini seveceksiniz. Okul olduğunuzun farkına varacaksınız. Eğitimci, öğrencilerle velilerle sınav merkezli bir iletişim kurmaz. Birinci, ikinciler üzerinden başarı tarif etmez. Ne olursa olsun 100 vereceğim demez. Ne yapar? Bunlar devlet ve özel okulları silkeleyecek. Okulcu olarak, okullar dönüşüm sürecinde dershaneye dönüşmediler. Özel okulları ihmal ettiği sosyal kültürel insanı değerler kapsamında yapılmayan çalışmalara ön ayak olması gerekiyor.
Dönüşüm okulları 2019’ a kadar ortaya bir model koyacak. Sonra okul olacak. Tecrübeyi 2019 sonrasına aktaracak. Burada dershanelerin yüksek manevra kabiliyetinin özel okulları nasıl etkilediğine şahit olacağız. Süreçten beklediğimiz budur. Bütün dernek başkanlarıyla aynı düşünüyoruz. Okulculuğun niteliğini nasıl arttırırız diye konuşuyoruz. Bütün kurumların böyle düşünüp yanlışa düşmeden insanı merkeze alan, akademik ve insani yönüyle ülkemizi milletimizi yarınlara güçlü hazırlayacağımıza inancım hergün artıyor.

Okul açmada kırmızı çizgilerimiz var

Dönüşüm sürecin kolaylık olsun diye bahçe şartı aramadık. İstemeden de olsa bunu yaptık. Kazasız belasız olsun istedik. 2019’dan sonra yine sıkıntılar olacak. Ama okul açmayı da kolaylaştırdık. Süreçte yurtdışına çıktık. Yurtdışındaki okullarda Almaya, Fransa, Danimarka’sına kadar giderek inceledik. Dönüşüm ve okul açmada kırmızı çizgilerimiz var. Bunlardan vazgeçmeyeceğiz. Bunlar;
1 - Güvenlik yani binanın sağlamlığı, tahliye edilmesi
2 - Velilerin, öğrencilerin mağdur edilmemesi
3 - Dönüşüm okullarının dershane değil, okul mantığı ile hareket etmesi
Yurtdışında ziyaret ettiğimiz özel okullarda binanın tahliye edilebilir olması konusu birinci sırada geliyor. Bizde de böyle olacak. Yerleşik planına uygun yerleşme planı olması gerekiyor. Dershanelerimiz, kabiliyetlerini pozitif yönde kullanarak çok iyi eğitimcilik göstererek, 2019’dan sonra ortaya koyacağına inanıyorum. Bunun takipçisi ve destekçisi olacağım. Burada olmayan iyi niyetli kurumlara da bunu aktarmanızı, buna destek olmasını sağlamanızı istiyorum. Dernek başkanları aracılığıyla her zaman kapımız sizlere açık. Bu konuda kararlıyız.