Güncelleme Tarihi:
Ensar Vakfı ve Değerler Eğitimi Merkezi’nin, bu yıl müfredata konulan din derslerine ilişkin ‘Seçmeli Din Eğitimi Dersleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu’ kamuoyuyla paylaşıldı.
‘Hz. Muhammed’in Hayatı’, ‘Kur’an-ı Kerim’ ve ‘Temel Dini Bilgiler’ derslerinin farklı yönlerden incelendiği rapor, vakfın Fatih’teki genel merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Kaymakcan, din eğitimine yönelik seçmeli derslerin ortaokul ve lise programına konulmuş olmasının halkın taleplerini karşıladığını belirtti.
Yapılan anketlerin, Türk halkının yüzde 75’inin seçmeli din eğitimi derslerine destek verdiğini gösterdiğini vurgulayan Kaymakcan, 4+4+4 diye bilinen eğitim kanununun en fazla desteklenen maddesinin bu dersler olduğunu aktardı.
Kaymakcan, raporun amacının, derslerin yeniden programlama sürecini değerlendirmek ve kamuoyu ile bu konularla ilgilenen uzman ve kurumlara görüş bildirmek olduğunu söyledi.
Dersleri analize tabi tuttuklarını aktaran Kaymakcan, “Bu kanun çok hızlı çıktı. Kanunun, programcılık tekniği açısından bazı sorunları var. Bunun temel nedeni ise kanunun çok hızlı çıkması ve uygulamaya konulması. MEB’in bu üç dersi yeniden gözden geçireceği bilgisini aldık. Bu yeniden gözden geçirmeye, programın hangi yönleri zayıf, hangi yanları güçlü, bunları ortaya koyarak, MEB tarafından yapılacak program revize çalışmasına somut bir katkı sağlamayı hedefledik” diye konuştu.
Söz konusu derslerin bu yıl yeni müfredata eklendiğini hatırlatan Kaymakcan, şöyle devam etti:
“Üç dersin programı, amaçları, kazanımları ve programcılık tekniği açısından eksikleri vardır. Türkiye’de din eğitimi derslerinde programlama anlamında daha ilerideyiz. Bu dersler, yüzde 80 bilişsel yani öğrenmeye yönelik programlar olarak hazırlanmış. Din derslerinde duyuşsal ve psikomotor alanlarda, yani kişilik ve kimlik kazandırma yönünün zayıf olduğunu gördük. Ortaokul ve liselerdeki bazı derslerde konu başlıkları neredeyse birbirleriyle aynı. Bunun sonucunda bazı risklerle karşı karşıya kalabiliriz. Ortaokulda bu dersi alan çoğu öğrenci, lisede bu dersi almaya gerek duymayacaktır. Lise öğrencilerinin ergenlikten kaynaklanan durumları nedeniyle daha sorgulayıcı, daha tartışmacı konuların öğretilmesi lazım. Daha sonraki program geliştirme aşamasında mutlaka lise öğrencisinin düzeyinin dikkate alınması lazım. Lise programının ortaokul programının tekrarı gibi olmaması gerekli.”
Kaymakcan, ortaokuldaki seçmeli derslerin herhangi bir sınav ve ölçme-değerlendirmeye tabi tutulmadığına dikkati çekerek, durumun değiştirilmesini talep etti.
2 milyon 615 bin 106 öğrenci dins derlerini seçti
Lise ve ortaokulda seçmeli derslerin tercih oranlarına ilişkin de Kaymakcan, şunları söyledi:
“Ortaokulda toplam öğrenci sayısı 1 milyon 221 bin civarında. Bu öğrencilerden yüzde 52’si (647 bin) Kur’an-ı Kerim dersini, yüzde 34’ü (426 bin 836) Hz. Muhammed’in Hayatı dersini, yüzde 17’si de (212 bin 134) Temel Dini Bilgiler dersini tercih etti. Lisede öğrencilerin toplam sayısı 1 milyon 343 bin. Bu öğrencilerden yüzde 39.7’si (573 bin 362) Hz. Muhammed’in Hayatı dersini, yüzde 29’u (431 bin 610) Kur’an-ı Kerim dersini, yüzde 26’sı da (385 bin) Temel Dini Bilgiler dersini tercih etti.”
Raporda Temel Dini Bilgiler, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Kur’an-ı Kerim dersleri farklı açılardan incelendi. Prof. Dr. Kaymakcan başkanlığında ve Sakarya Üniversitesi’nin doktora öğrencileri İbrahim Aşlamacı, Mustafa Yılmaz ve Adnan Telli’nin yer aldığı komisyonca hazırlanan rapor 80 sayfadan oluşuyor. Uzman görüşlerine dayalı doküman incelemesine dayandığı belirtilen raporda, söz konusu derslere ait öğretim programlarının, amaç, içerik, öğrenme-öğretme süreçleri ve değerlendirme boyutları açısından incelenerek değerlendirmeye alındığı bildirildi.