Güncelleme Tarihi:
Kentin ilk özel üniversitesi olarak geldiğiniz noktayı değerlendirir misiniz?
İzmir Ekonomi Üniversitesi’ni (İEÜ), "İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı" kurdu. 2001’de öğretime başlamış, İzmir ve Ege Bölgesi’nin ilk vakıf üniversitesidir. İEÜ’nin misyonu liderlik vasıflarıyla donanmış, girişimci ve eleştirel düşünebilen nitelikli kişiler yetiştirmek ve bilime katkıda bulunmaktır. 5 fakülte, 1 yüksekokul, 1 meslek yüksekokulu ve 2 enstitüde mevcut 20 lisans, 10 ön-lisans, 9 lisans üstü ve İngilizce hazırlık programlarında toplam 5 bin 603 öğrenci ve 6 araştırma merkezi bulunmaktadır. 50 milyon doları aşan yıllık harcaması ve bunun yol açtığı yayılma etkisiyle İEÜ, her yıl 250 milyon doların üstünde gelir ve harcama akımı yaratarak İzmir ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz çoğu İzmir’de olmak üzere, 16 bin kişiye dolaylı ve dolaysız istihdam ve 11 bin haneye de düzenli gelir sağlamaktadır. İEÜ, 25 vakıf üniversitesi arasında, en çok tercih edilen ilk beş arasında. 6 yıllık geçmişimiz olmasına ve tüm programlardan yaygın mezun vermememize karşın iş dünyasında mezunlarımızın öncelikle istihdam edildiğini görüyoruz.
Bundan sonraki hedefleriniz? Yeni projeleriniz?
Üniversitenin üst yönetimi ve strateji komisyonu amaçları belirledi. Eğitim ve öğretimin güncel tutulması, çağın gereklerine uygun bir anlayışla icra edilmesi akademik ve idari personelin güçlendirilmesi, öğrenci kalitesinin yükseltilmesi, eğitim altyapısının iyileştirilmesi, araştırma faaliyetlerinin ve ürünlerinin artırılması gibi amaçlar belirledik. Yeni açılacak programların bölgenin ve ülkenin ihtiyacı olan, mezunlarına iyi gelecek ve kariyer vaat eden olmasına verdiğimiz öncelik devam ediyor. Gelecek yıl açılacak olan Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü ile Bilgisayar Oyunları ve Teknolojileri Yüksek Lisans Programı’nın önemli ihtiyaca cevap vereceğini düşünüyorum.
Eski günlerini arayan şehir
İzmir’in geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İzmir her şeyden önce limanıyla daha sonra içinde ve yakın çevresinde tarih boyunca barındırdığı uygarlıklarla, hep Türkiye’nin batıya dönük yüzü olmuştur. Ancak gelişen sorunlar karşısında kent de eski günlerini arar oldu. İzmir’in kendisini aşması için iş ve ticaret dünyasıyla yerel yönetimlerin kenetlenmesi gerekiyor. Şu an rüzgara kapılmış bir kent görünümünde. İzmir yol haritasına sahip olmalı.
1944 Urla doğumlu. ODTÜ İşletme Bölümü’ndeki lisans eğitiminin ardından doktora ve doçentliğini Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademi’sinden alan Sezgin, 1982’de Hacettepe Üniversitesi’nde profesör oldu. Çeşitli dönemlerde Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği, KAMU-İŞ Başkanlığı, Kamu İşletmeleri Birliği Başkanlığı, Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyeliği, Türk Telekomünikasyon AŞ Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunan Sezgin, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörlüğü’ne devam ediyor. Sezgin, evli ve bir çocuk babası.
İzmir, Boston, San Fransisco ya da Cambridge gibi üniversite kenti olmalı
İzmir’in üniversiteler ve bilim kenti olmasıyla ilgili düşünceleriniz?
İzmir iklimi, coğrafik konumu, ekonomik, kültürel ve eğitim altyapısı ve batı tarzı çağdaşlığı göz önüne alındığında Türkiye’de bir Cambridge, Boston, San Francisco gibi üniversiteler kenti olmaya en uygun adaydır. Öncelikle saydığım dünya kentlerinin ortak özelliği, bölgelerinde ekonomik, ticari ve teknolojik yatırımların yer almasıdır. San Francisco ve çevresini göz önüne alırsak bir Stanford ve UC Berkeley’in bugünkü gelişmişlik düzeylerine gelmelerinde bir Silikon Vadisi’nin bölgede olması gerçeğini görürüz. Önemli olan bir program ve planla öncelik ve gerçekçi hedefler belirlenerek İzmir’i yüksek öğretimin aranılan merkezi haline çevirmektir. Ulusal ve yerel yönetimlerin desteği bu amaca erişilmesi açısından kaçınılmazdır.