Alayına isyan, inadına GÖZTEPE

Güncelleme Tarihi:

Alayına isyan, inadına GÖZTEPE
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2013 01:11

Arkadaşımız Süleyman Arat’a, A’dan Z’ye Göz-Göz’ü anlatan Hüseyin Altınbaş; İzmir, İzmir futbolunda başarısızlığın nedenleri, taraftar, futbolcu, teknik adam profilleriyle ilgili de ses getirecek açıklamalar yaptı. İşte başlık başlık o röportaj...

Haberin Devamı

Göztepe yönetilmemiş

Grubumuz her sektörde öncü olmayı benimsediği için Avrupa’da büyük şirketlerin yaptığı gibi spora el attık ve Süper Amatör Küme’de olan Göztepe’ye talip olduk. Ancak işin içine girdiğimizde biraz erken davrandığımızı gördük açıkçası pişman olduk. Biz Göztepe’yi devralmadan önce makbuzlarla Göztepe vergisi adı altında esnaftan paralar toplanmış. Daha ne saçmalıklar yapılmış. “Profesyonelce yönetilmemiş” demem gerekir ama bence hiç yönetilmemiş. Değnekçiler yönetici olmuş. Bu toplanan paralar kulübün kasasına çok güzel intikal etmiş ki takım amatöre kadar düşmüş. İmam ağabeyim yönetirken ben dışandan bakıyor ve bazen onu eleştiriyordum. Şimdi onun yaşadıklarını ben de gördüm ve nasıl bir işe soyunduğumu anladım.

Yolumuz çok uzun

Haberin Devamı

Tarihiyle, gerçek taraftarlarıyla, beyinlerdeki alğıyla, duruşu, imajı ve mazisindeki başarılarıyla Göztepe gerçek bir Süper Lig kulübü. Göztepe içinde bulunduğu liglere yakışmıyor. Rakip futbolcularda da böyle bir algı oluştuğu için bizim maçlarımızda sanki Fenerbahçe, Beşiktaş veya Galatasaray’a karşı oynarmışcasına hırsla mücadele ediyorlar. Biz, tüm yapılanmamızı, çalışmalarımızı takımı en kısa sürede layık olduğu Süper Lig’e çıkacağı mantığına göre yapmaktayız. Ancak yolumuz çok uzun.

Bir bardak suda...

Taraftar taraftarlığını bilmeli. Tribündeki yerlerini alıp takımlarını desteklemeli. Geçen yıl kulüp büyük zararlar gördük. En basiti, taraftar olayları yüzünden 300 bin TL ceza aldık. Antrenman bastılar, kulüp binasını yakıp, yıktılar. Gece yarısı futbolcuların kamp yaptığı yere gidip, “Adam gibi oynayın, yoksa...” diye tehdit ettiler. Yönetimin ve futbolcuların üzerinde gereksiz bir baskı oluşturdular. Aslında bunlar, gerçek taraftar değil, bir bardak suda fırtına kopartan 15-20 kişilik çıkar grupları. Taraftar korkusuyla, içimize giren yamyamlara gözümüzü yummayacağız.

Kolej takımı olmalıyız

Ben Göztepe’nin her maçına gidiyorum. Takımı bir kolej takımı havasına sokmak istiyorum. Ama bu kolay değil. Bazı futbolcular maç kazanınca ‘Hadi başkan bizi sevindir. Primi katla. Forma çekelim numarasına göre bize prim ver’ diyor. İnsan ‘prim için mi oynadın, prim olmazsa yenilecekmiydin’ diye düşünüyor. Burası bir kurumsal şirket ve futbolcular sistemin bir parçası. Kontratları var, alacakları maaş, peşin para, galibiyet ve şampiyonluk primleri hepsi yazıyor. Bize, canını dişine takıp bu kulübü bir sıçrama tahtası gibi gören, Göztepe’yi yuvası sayan genç futbolcular lazım. Bu güne kadar bu düşüncede futbolcuları malesef göremedim. Ancak vazgeçmedim. “Göztepe son durağım. Ne kazandıysam Göztepe’den” diye düşünen futbolcularla artık işimiz olmayacak.

Haberin Devamı

Para vermek enayilik!

Çiçeği burnunda bir başkan olarak rahat şampiyon olacak, bu ligin üzerinde bir takım oluşturmak istedim. Diğer takımlardaki futbolcular 1 lira alıyorsa biz 2 lira verelim dedik. Tek arzumuz kaliteli bir Göztepe yaratmaktı ama bunun adı enayilik oldu. Bunu da eleştirdiler. Hoca olarak seçtiğimiz ilk isim de günlük, haftalık hesaplar yaptı, göndermek zorunda kaldık.

Sonuna kadar Zengin’le

Takımımızı oluşturan futbol direktörümüzü başa geçirdik. ‘Ben bu oyuncuları beğenmiyorum’ deme gibi bir lüksü yok. Özgür Zengin sadece teknik direktör değil, benim kişiliğine, bilgisine, donanımına kefil olduğum futboldan sorumlu birinci yardımcımdır. Ölmediği, kendi pes etmediği sürece Özgür hocayı hiç bir yere bırakmam. Bu hoca başarılı olmazsa veya pes ettilirse yerine kimseyi getirmem. Bulunduğumuz grupta şampiyonluğun en kuvvetli adayıyız. Biz ondan vazgeçmezsek şampiyonluk bizden vazgeçemez.

Haberin Devamı

Ne yazık ki, lafla büyük kulüp olunmuyor

Taraftarlar, ‘Biz büyük kulübüz, tanınmış bir hoca olsun bizi uçursun’ diyor. Bazı ünlü isimler kulis yaparak, ‘Göztepe’de para var. Ben de gelip nasibimi alayım’ diye bakıyor. Hepsi Göztepe’nin başında atmaca gibi bekliyorlar. Hocalar da futbolcular da bu mantıktalar malesef. Büyük kulüp olabilmek için hasılat geliri, kira, gayrımenkul gelirleri olması gerekir. Göztepe’nin malesef hiçbir şeyi yok. Lafla büyük kulüp olunmuyor ki. Bugün Altınbaş’ı bu camiadan çıkar, kimse Göztepe’nin kapısından geçmez. Böyle bir şirketler grubu gelmiş Göztepe’ye dünya kadar para harcıyor. Gerçek anlamda büyük olmak için tesisleşme hamlesini başlattık. Bir kaç ay içinde kamp tesisleri bitecek. Göztepe’yi kendi stadında oynatmak için de çalışmalarımız sürüyor.

Haberin Devamı

Bence, başarılı değilim

Şu anda bana ‘Başarılımısın’ diye sorarsanız, ‘Hayır’ derim. Çünkü ben başka, hoca başka, futbolcu başka, taraftar başka kafada. Tek beyin olmayı henüz gerçekleştiremedim. Önce gelir ve giderimizi denkleştirmeyi hedefliyorum. Alt yapıdan 7 genç futbolcuyu A takıma yükselttik. 3-5 yıl sonra paraya pula önem vermeyen, yüreğiyle oynayan kendi çocuklarımızla mücadele ederiz.

İdolümüz İlhan Cavcav

Kendimize İlhan Cavcav’ı idol seçtik. Gittik kendisiyle görüştük. Sayın Cavcav’ın sayesinde Gençlerbirliği’nin kasasında bugün 70-80 milyon dolar var. Alt yapılarını, spor okullarını kurmuş, Hacettepe’yi alıp ikinci takım yapmış. İlhan Cavcav şanslı zira onun baskıcı ve nemalanmak isteyen bir taraftar kitlesi yok. Göztepe taraftarı üst liglerde avantajken alt liglerde büyük bir handikapa dönüşmüş. Bugün üst lige çıksak evlerindeki birçok taraftar, ‘Biz doğuştan Göztepeliyiz’ diye ortaya çıkacak. Hele Süper Lig’e bir çıkalım, binlerce insan “Biz dededen Göztepeliyiz, buradan Yunanı denize döktük’ diye ortaya çıkacaktır. O gün geldiğinde, eminim ki 100 kişi Göztepe’nin başkanlığını yapmak için ortaya çıkacaktır, “Biz olsak Göztepe’yi Şampiyonlar Ligi’nde oynatırdık” diyecektir.

Haberin Devamı

Kimse destek vermiyor

İyi bir Göztepe yaratabilmek için İzmir’in ileri gelenlerinin el ele vermesi, tek beyin tek vücut olması gerekiyor. Kiminin maddi kiminin manevi desteğini sunması gerekiyor. Ama ne Vali, ne belediyeler, ne odalar, ne işadamları, ne bu ilden seçilen milletvekilleri, hiç kimse elini taşın altına sokmuyor. Bütün yük bizim omuzlarımızda. Biz buna da razıyız ama bari bu taraftar adı altındaki çıkar grupları paçamıza yapışmasa...

Buyursunlar gelsinler

Ayrıca kulübü yönetmeye talip birileri varsa gelsinler konuşalım. Ben buna da açığım. Bu şirket bizim olabilir ama bizden daha iyi başaracak biri çıkarsa, “Buyrun yap” der, onların vaadlerini tutmasını bekleriz. Ancak hiç kimse buna talip değil. Durup durup bize sadece, “Siz iyi yönetemiyorsunuz” deniliyor. “Al sen iyi yönet” dediğimizde ortalıkta kimseler olmuyor.

İzmir sürekli hayal üretiyor

İzmir’de futbol çok tuhaf gelişmiş. 40 yıl önceki statta maç yapılıyor. Üzerine bir çivi dahi çakılmamış. Her şey çok kötü. Tuvaletleri kötü, zemin kötü. Ailecek gidilip maç izlenebilecek stat yok koca İzmir’de. Bu yüzden futbol arenası şenlik yeri olmaktan çıkmış, kavga yerine dönmüş. Kendi kimliğini bulamamış birçok kişi takımla kendini bir yerlere yerleştirme çabasında. İzmir hayal üretiyor, sonra hayali gerçek sanıp peşinden koşan insanlar oluşuyor. Hayal kurmakta birinci, gerçeğe dökmekte ise sonuncu bir kent.

Şiddet olmaması şart

Göztepe-Karşıyaka rekabeti İzmir’de futbolu var ediyor. İki takımın taraftarları da bol bol hayal kuruyor ama bu hayal gerçeğe bir türlü dönüşmüyor. Rekabet güzel birşey ancak İzmir’i ileriye taşıması için şiddet olmaması gerekiyor. İzmir’in sakin halkı futbolda bir başka kimliğe bürünüyor. Bu çok sevdiğim İzmir’i, İzmirli’yi futboldan soğutma operasyonu gibi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!