Edirnekapı’nın dünü/bugünü

Semtlerin tarihi yazılmadan bir kentin doğru tarihini bütüncül bir biçimde yazmak ve anlamak mümkün değildir.

Haberin Devamı

Hele bu monografiler o semtte yaşayanlar için paha biçilmez kaynaklardır.
Yüzlerce yıllık geçmişi olan yaşadığımız semtler, mahalleler dün nasıl bir yerdi bugün nasıl bir yer? Bunu bilmeden, İstanbul ve benzeri tarihi kentlerin kültürel mirasını tam anlamıyla idrak edebilmemiz mümkün değildir.
Üç devri gören İstanbul için semt monografileri olmazsa olmaz gibi gelir bana. Bu açıdan İstanbul’un her semtinin tarihini zevkle okuyabilirim.
Daha önce Fener, Yeniköy, Büyükada, Tarabya, Kadıköy, Tatavla, Samatya ve Selanik’in monografilerini yazan Orhan Türker yeni kitabında Edirnekapı’yı anlatıyor. Pili Adrianupoleos’tan Edirnekapı’ya - Unutulmuş Bir Bizans Semtinin Hikâyesi, sadece oranın değil, bütün İstanbul’un değişiminin öykülerinden biri.
İstanbul semtlerinin monografilerinde, beni en çok üzen 6/7 Eylül olaylarında azınlıklara yapılandır.
Edirnekapı’nın dünü/bugünüYalan bir haberden sonra, İstanbul’un altını üstüne getirenler çoğulcu, kozmopolit İstanbul’a en büyük zararı vermişlerdir. Semtlerin bir rengini katranla örtmüşlerdir. Bu semtlerden birisidir Edirnekapı!
Kitapta, önce Edirnekapı bölgesinin tarihini okuyacaksınız.
İstanbul’un Fethi Sırasında Edirnekapı Bölgesi, bir devirden başka bir devre geçişteki dalgalanmaları bize aktarıyor: “İstanbul’daki Bizans yapıları üzerine 19. yüzyılda yaptığı çalışmalarıyla tanınan Yunanlı yazar Paspatis’e göre, Konstantinopolis’in 1453’te Osmanlılar tarafından fethinden sonra, şehrin birçok yerinde gözlemlendiği gibi; Edirnekapı bölgesi de yerleşik halkın ölmesi veya göç etmesi sonucunda tamamen boşalarak adeta bir hayalet semte dönüşmüştü.”
Buna karşın fetihten 22 yıl sonra Osmanlılar Karadeniz’de Kırım’ın ünlü kenti Kaffa’yı (Kefe) ele geçirdikleri zaman burada yaşamakta olan Rum, Ermeni ve Yahudi halkı Fatih Sultan Mehmed’in emriyle iyice ıssızlaşmış ve ticari hayatı durmuş olan İstanbul’u canlandırmak için buralara yerleştirilmişler. Fetihten sonra tekrar yoğunlaşan Rum nüfusu zamanla dört kilise cemaati oluşturacak sayılara varmıştır.
Edirnekapı ismi nereden geliyor?
Şehrin Bizans başkenti olduğu yıllarda, şehirdışından gelindiği zaman, surlar boyunca uzanan derin bir hendeğin üzerinde bulunan köprüden geçilerek ve güvenlik kaygısı ile boyutları oldukça dar tutulan Edirnekapısı’ndan kente girilirdi. Önceleri Yunanca Pili Poliandria ve Latince Porta Poliandrium şeklinde adlandırılan bu kapı, bir başka tarihi kente Adrianupolis’e (Edirne) giden yolun başlangıcına açıldığı için Bizanslılar tarafından ‘Pili Tis Adrianupoleus’ diye anılmıştır. Fetih’ten sonra Osmanlılar bunu Edirnekapı’ya çevirmişlerdir.
1960’lardan sonra Rum nüfusun eriyip yok olmasıyla Edirnekapı bölgesi tamamen bir Türk-İslam semtine dönüşmüştür.
Hangi yapılar bugüne kadar gelebilmiştir?
Bizans Yapıları: Kariye Müzesi, Tekfur Sarayı, Aetios Sarnıcı, Kefeli Mescidi veya Kefevi Camii.
İslam Yapıları: Mihrimah Sultan Camii ve Külliyesi, Kasım Ağa Camii, Çakırağa Camii, Adile Şap Kadın ve Hatice Sultan Camii, Ebu Said El Hudri Hazretleri Türbesi, Edirnekapı Müslüman Mezarlığı, Edirnekapı Şehitliği.
Hamamlar: Mihrimah Sultan Hamamı, Paşa Hamamı.
Edirnekapı’nın Rum Kiliseleri: Ayios Dimitrios Kilisesi, Panayia Ton Uranon Kilisesi, Ayios Yeorgios Kilisesi, Tekfur Sarayı, Hançerli Meryem Kilisesi.
Rum okulları, Rum dernekleri, Edirnekapı’daki sosyal yaşamı göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Burada yaşayan Rumların meslekleri, semtteki nüfus dağılımını, semtin özelliğini tanıtıyor bize.
6/7 Eylül 1955 Olaylarında Edirnekapı Bölgesi bölümünden bazı satırları aldım yazıma:
Evden kaçarken ayakkabılarımızı bile giyemediğimiz için ayaklarımız çıplaktı. Ertesi sabah evimize döndüğümüzde evde sağlam hiçbir şey kalmamıştı. Çevredeki Rum evlerinden sokaklara atılan yatak, yorgan, masa, sandalye, konsol, karyola, bardak çanak ve elbiseler yüzünden yollarda yürümek mümkün değildi. Bu olaydan sonra Sarmaşık semti Rumlar tarafından terk edildi. Birkaç aile dışında kimse kalmadı. Rumların yoğun olarak yaşadıkları Tarlabaşı ve Kurtuluş gibi semtlere doğru bir şehiriçi göç yaşandı.
Edirnekapı’da yaşıyorsanız veya oradan gelip geçiyorsanız, nereden nereye geldiğini, nasıl bir değişim geçirdiğini merak ediyorsanız -ki etmelisiniz- bu kitabı mutlaka okuyun.

Yazarın Tüm Yazıları