Güncelleme Tarihi:
Yabancı basınla yaptığı sohbet toplantısında Erdoğan, "Amerika'nın bir sıkıntısı var, bizim sayın Trump ile olan ilişkilerimiz çok çok farklı, ama sayın Trump'ın altındakilerle olan ilişkilerimiz çok çok farklı. Dolayısıyla yaptırımların filan olacağına hiç mi hiç ihtimal vermiyorum" dedi.
"S-400 konusu bizim için ve Rusya için bitmiş bir iştir" diyen Erdoğan, sözlerini, "yani öyle zannediyorum ki önümüzdeki ilk 15 gününde teslimatlar başlayacak. Teslimatların başladığı andan itibaren nereye yerleştirileceği aynı şekilde silahlı kuvvetli tarafından belirlenmiştir, oralara yerleştirilmek suretiyle bu süreci devam ettireceğiz" diye sürdürdü.
NATO ve yaptırımlar konusunda ise Amerika'nın herhangi bir NATO ülkesi üyeyi çıkarma yetkisi olmadığını söyleyen Erdoğan Amerika'nın bu yaptırımlar konusunda çok daha hassas davranması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin NATO'nun en önemli ve en güçlü ülkelerinden biri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "NATO içindeki şu ana kadar yaptığı bütün uygulamalarıyla NATO'nun bu kadar dayanışmacı ülkesini yaptırımlara tabii tuttuğu zaman Amerika bunu çok iyi düşünmesi lazım. Bizim de kendimize has karşı yaptırımlarımız olacaktır, biz bunlara evet demeyiz" dedi.
Obama döneminden itibaren Türkiye'nin Patriotları almak istediğini ama Patriotların o dönemde verilmediğine dikkat çeken Erdoğan, "O günden bugüne kongre bunlara hep karşı çıktı, engelledi. Şimdi Amerika bize Patriotları vermeyecek, -ki bu bir savunma füzesidir- ben kendi savunmamı halletmeyecek miyim? Bununla ilgili tedbirlerimi almayacak mıyım? Bunun için herhalde bekleyecek halimiz yok" dedi.
Türkiye'nin etrafında tehdit unsurları olduğunun altını çizen Erdoğan, "Dolayısıyla Rusya'yla gayet uygun şartlarda S400'leri almış bulunuyoruz" diye konuştu.
ABD Türkiye'nin Rusya'nın ürettiği gelişmiş teknolojiye sahip S-400 hava savunma füzelerini satın almasını istemediğini defalarca ortaya koydu. ABD Türkiye'nin uyarılarına rağmen S-400'leri teslim alması halinde F-35 savaş uçağı projesindeki rolünün tehlikeye gireceğini bildirmişti.
FAİZ DEĞERLENDİRMESİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yüksek faiz politikalarına karşı olduğunu, Merkez Bankası'nın şu anda uyguladığı politika faizi olan %24 için "böyle birşey olamaz" derken kesin bir çözümü kısa zaman içerisinde getireceklerini söyledi.
"Faiz bize zarar veriyor" diyen Erdoğan, bu düşüncesini en yakınındakilerin bir çoğunun da paylaşmadığına dikkat çekerek yüksek faizi tartışarak çözebileceklerine inandığını da belirtti.
Erdoğan, "Türkiye'nin çok dikkatli bir şekilde (yüksek faiz politikasından) bir dönüş yapması gerekli" dedi.
Erdoğan, "Ben Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ifadesine katılıyorum. Ama şunu çok açık net söyleyim tabi faiz politikalarına hele hele yüksek faiz politikasına karşıyım. Yüksek faiz politikalarına karşı olmamım en önemli sebebi şudur: Yüksek enflasyonun bana göre en önemli sebebi yüksek faizdir. Yüksek faiz eğer aşağıya çekilmezse enflasyon da kesinle aşağı düşmeyecektir" dedi ve ekledi:
"Benim tezim şudur: Enflasyonla faiz doğru orantılıdır. Faizi aşağı çekerseniz enflasyon aşağı düşer. Faizi yükseltirseniz enflasyon da yükselir. Bakınız şu anda ABD Merkez Bankası (Fed) biliyorsunuz enflasyonu düşürme kararı aldı. Ama benim ülkemde malesef şu anda politika faiz %24.. Böyle bir şey olamaz. Onun için buraya kesin bir çözümü inaşllah kısa zaman içerisinde getireceğiz. Çünkü bu faiz politikasından Türkiye'nin çok dikkatli bir şekilde bir dönüş yapması gerekiyor"
"TARTIŞA TARTIŞA FAİZ SORUNUN ÇÖZECEĞİZ"
Erdoğan gazetecilere yaptığı açıklamalarda "Faiz bize zarar veriyor, benim düşüncem bu ama benim düşüncemi en yakınımdaki arkadaşlarımın bir çoğu paylaşmıyor. Gerçek ortada olduğu halde enflasyon yükseldiği halde... Kendilerine bunu zaten yüksek enflasyonla ispatlamış olmamıza rağmen... Ama tartışa tartışa bu işi çözeceğimize inanıyorum" dedi.
ABD Japonya AB İsrail gibi ülkelerdeki düşük faiz örneklerini veren Erdoğan, "Trump'ın mesela ABD'de faizin yüksek olduğunu, bunun düşürülmesi gerektiğini söylemesi gibi... Japnyada, İsrail'de, AB üyesi ülkelerde faiz nerelerde biliyorsunuz. Peki bize ne oluyor da böyle yüksek politika faizi ile hareket ediyoruz? Yüksek... Bu noktada faiz olduğu sürece o ülkede yatırım olmaz" dedi.
Erdoğan yatırımcının girişimci ruhunu düşük faizle kullanabileceğini de belirterek, "Siz yüksek faiz uygularsanız yatırımcı o girişimci ruhunu uygulayamaz. Bunu başardığımız andan itibaren, ben inanıyorum ki süratle bir yatırım atağı Türkiye'de başlayacaktır. Bu yatırım atağı ile birlikte istihdam da süratle artacaktır. İstihdamın atmasıyla bir taraftan da üretim imkanı artacak, ihracatımız daha da artacak böylece büyüme de gelişmeye başlayacaktır" dedi.
Erdoğan kur rejimi ile ilgili bir soru üzerine de, "Kur rejimi şartlara göre değişir öyle zaman olur ki sabit kur rejimi isabetli olur öyle bir zaman olur ki dalgalı kur rejimi o ülkenin şartlarında isabetli olur. Biz şu anda dalgalı kur rejimi ile akışımızı devam ettiriyoruz." yanıtını verdi.
"KABİNEDE DEĞİŞİKLİK GEREKECEKSE HIZLA ADIM ATARIZ"
Medyadan gelen taleplerle kabine değiştirmeyiz. 25 kişilik kabineyi zaten 15’e indirdik. Ama herhangi bir değişiklik gerekecekse bunun adımlarını da süratle atarız.
"SEÇİMDEN ÇIKACAK NETİCE KABULÜMÜZ OLACAKTIR"
Seçim anketlerinde manipülasyon var. Sipariş üzerine yapılıyor. Asıl anket pazar günü yapılacak; sizlere de en ideal neticeyi verecektir. Sizin bir şeyi görmenizi istiyorum. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde İstanbul’da AK Parti 39 belediyenin 25’ini almıştır. Bunun yanında Meclis’in kahir ekseriyetini kazanmıştır, komisyonların tamamı AK Parti'dedir. Başkan vekilliklerinin tamamı. Ortada bir topal ördek vardır. Şimdi bir seçime gidiliyor. Pazar günü yapılacak seçimde de netice tüm netliğiyle ortaya çıkacak ve nihai karar o akşam verilecektir. Çıkacak netice bizim zaten kabulümüz olacaktır.
"İBB'DE YOLSUZLUK VAR DİYORSAN YARGIYA TAŞIRSIN"
Bu şahsın söylediklerinin çoğu yalan. İsrafın olduğu bir İstanbul belediyesinde geldiğimiz noktaya kesinlikle gelinemezdi. Bunların hiçbirini kendisinin ispat etme gücü imkanı yok. Zerre kadar dürüstlüğü varsa eğer israf yolsuzluk varsa, bir kere grevi kötüye kullanmak başlığı altında belediye başkanlarının üstünde Demokles’in kılıcı vardır. Bizim belediyecilik anlayışımızda ne yolsuzluk ne israf olamaz. Bu İstanbul benim görev yaptığım zamanda 8.5 milyondu, şu anda 15.5 milyon. Bu kadar yatırımlar yapılıyor. Bunların yapıldığı İstanbul’da 29 milyardan bahsediliyor. Ki bunun 5 milyarı 5 seneye dağılıyor. Varsa yolsuzluk bunun götürüleceği yer neresidir, yargıdır. Partin var. Bunu yargıya taşısın.
Sayıştay açıklama yaptı. Şimdi bu kişi bir defa yalancıdır. Yalancılığını birçok konuda ispat ettik. En son çıktıkları TV programında, önce moderatörle görüşme yapıyor, sonra da aldığı bilgilerle beraber çıkıyor. Programda yan tarafındaki kutular içinde bütün bilgileri taşıyan kartonlar ve soru sorulduğu anda hemen yanındaki kutucuklardan oradan çekiyor. Onu alıyor ve göstermeye başlıyor. Bu dürüstlük değil, tamamen yalana dayalı kampanyayı yürüten kişiyi İstanbul gibi bir yere faydalı olamaz.
Zaten İstanbul’da Meclis AK Parti'de, 39 belediyenin 25’i AK Parti'de, komisyonların tamamı AK Parti'de, böyle bir şey zaten yapması da bunun mümkün olmayacak. Vatandaşım benim inanıyorum ki bu gerçekleri gördü ve görerek bunun değerlendirmesini buna göre yapacak ve neticesinde Binalı Yıldırım bey tecrübesi deneyimi, her şeyiyle bu kişiyle mukayese edilmeyecek ağırlıktadır.