Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN en kalabalık Müslüman nüfusuna evsahipliği yapan ülkesi Endonezya, milyonlarca üyesi bulunan Hizb-ut Tahrir örgütünün dün düzenlediği "Uluslararası Hilafet Konferansı"na sahne oldu. Türkiye dahil birçok ülkede yasadışı sayılan, özellikle Orta Asya cumhuriyetleri ile bazı Arap ülkelerinde yasaklı olan Sünni örgütün çoğu kadın 90 bin yandaşı, başkent Cakarta’daki Bung Karno Stadyumu’nu doldurdu. "Konferans" için, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da yaşayan örgüt yandaşları da Endonezya’ya akın etti.
100 bin kişiyi aşkın kapasitesiyle dünyanın en büyük 10. stadyumu olan dev komplekste harem-selamlık düzeniyle oturan kalabalık, konferansa katılan konuşmacıların sözlerini sık sık "Allahü Ekber" nidalarıyla kesti. Konuşmacılar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1924’te kaldırdığı hilafetin dünya çapında tüm Müslümanları tek bir bayrak altında birleştirecek şekilde geri getirilmesi gerektiğini iddia ettiler. İslam Devleti’nin kurulması gerektiğini söyleyen Hizb-ut Tahrir İngilizce kolu temsilcisi Salim Frederick, "Bu mesajı doğudan batıya tüm dünyaya iletmeliyiz ki kıyamet günü alnımız ak olsun" dedi.
GİZLİ GÜNDEM YOKMUŞ
Konferansa üç çocuğu ve kocasıyla gelen lise öğretmeni Erni Tri, "Hizb-ut Tahrir İslami olmayan kültürlere karşı katı ve tavizsiz. Allah sevgisiyle yönetiliyor ve oy yahut güç toplamak için gizli bir ajandası yok" dedi.
Stada gelenler, konuşmaların yanısıra, konser ve ilahileri de dinlediler. Konferans olaysız tamamlanırken, Japon Müslüman Birliği temsilcisi Hassan Ko Nakata, Endonezya’da Müslümanlara yönelik ifade özgürlüğünün diğer ülkelere göre lüks sayılabilecek ölçüde geniş olduğunu belirtti.
Konferansa İngiltere’den katılan kilit konuşmacılar İmran Vahid ile Avustralya’dan gelen Şeyh İsmail el Vahvah’ın ülkeye varır varmaz sınırdışı edilmeleri ise örgüt yöneticilerinin tepkisini çekti. Hizb-ut Tahrir yetkilisi İsmail Yusanto, hükümeti "paranoyak" davranmakla suçladı ve "İfade özgürlüğü hakkımız yara aldı" dedi. Beş katılımcı daha konuşmacı listesinden son anda çıkarıldı. Hizb-ut Tahrir mitingleri genelde olaysız geçse de, son dönemde Endonezya’da düzenlenen gösterilerde zaman zaman güvenlik güçleriyle çatışmalar yaşanıyor.
Karases gibi
HİZB-ut Tahrir’in "stadyumda hilafet konferansı," birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin başını ağrıtan Almanya merkezli Kaplancıları hatırlattı. Cemalettin Kaplan’ın kurduğu Anadolu Federe İslam Devleti, Köln’de kiralanan bir spor salonunda tahta tüfeklerle donanmış 5 bin kişilik Hilafet Ordusu ile "tatbikat" yapmıştı. Anıtkabir’e uçakla saldırı düzenlemeyi planlayan "Karases" lakaplı sözde halife Metin Kaplan, 2004 yılında Almanya tarafından sınırdışı edilmiş ve Türkiye’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Kaplancıların Hizb-ut Tahrir’den farkı, laik düzeni zorla değiştirmeyi açıkça dile getirmeleri ve Hilafet Devleti’ni Anadolu ile sınırlamalarıydı.
Hedef: Dünya İslam devleti
HİZB-UT Tahrir (Özgürlük Partisi), babası bir Osmanlı kadısı olan Filistinli fıkıhçı Takıyiddin en Nabhani tarafından 1950’lerde kuruldu. Ortadoğu’dan, Avrupa ve Güneydoğu Asya’ya yayılan örgüt, tüm dünya Müslümanlarını birleştirecek bir İslam devleti kurmayı amaçlıyor. Kur’an ve şeriata dayalı bir düzen isteyen Hizb-ut Tahrir, bu amaca ulaşmak için şiddet kullanmayı reddetse de, uzmanlara göre aslında El Kaide gibi "cihatçı" örgütlere çok yakın. Londra merkezli örgütün, "takıye" yaptığına dair ciddi şüpheler var.
Başkent İstanbul merkez Topkapı’ymış
İSTANBUL’un Fatih ilçesinde iki yıl önce Atatürk ve devrimlerine açıkça hakaret edilen gösteriyi düzenleyerek gündeme gelen Hizb-ut Tahrir, Türkiye’yi "İslam devletinin bir vilayeti" olarak tanımlıyor. Hilafet geri geldiğinde İslam Devleti’nin başkentinin İstanbul, merkezinin Topkapı olacağını savunan örgütün Türkiye sözcüsü Yılmaz Çelik, "İktidara geldiğimizde heykelleri yıkacağız. Orduyu ele geçirip tek kurşun atmadan İslam devletini kuracağız. Cihat bundan sonra başlayacak" demişti.