Güncelleme Tarihi:
'Pirinç' deyip geçmemek lazım. Dünya nüfusunun yarısının temel gıdası. Son üç ayda fiyatları iki misline çıkınca Mısır'dan Filipinler ve Tayland'a, Özbekistan'dan Yemen ve İtalya'ya düzinelerle ülkede insanlar şiddet gösterilerine giriştiler. Üç milyarı aşkın insan yemek masasında görmeye alıştığı pirinci istiyor. Hem de zamlar öncesi fiyatıyla. Pirince paralel buğday, mısır ve darı fiyatları da yüzde 50 zam artışa ulaşınca özellikle yoksul ülkeleri içeren global bir gıda krizi baş gösterdi.
Krizi yaratan çeşitli unsurlar var. Bazı bölgelerde yoğun seller, diğerlerinde kuraklık tarım ürünlerinde büyük ölçüde üretim kaybına sebeb oluyor. Çiftçiler darı ve mısır hasılatının yüzde 20'sini araç yakıtı için Ethanol üretimine aktararak fiyat artışını tetikliyor. Benzine bağımlı ülkelerin yöneticileri dünyada 800 milyon kişinin motorlu araç kullandıklarına işaret ederek Ethanol'a yönelmenin yakıt fiyatlarının süregelen artışını durduracağını ileri sürüyor.
Dünya Gıda Programı (WFP) Direktörü Josette Sheenan ''Kuraklık, sel felaketleri ve anormal iklim değişimlerinden 57 ülkede tarım sanayii önemli zarar gördü. Yeryüzünde 854 milyon aç insan var, her yıl bu meblağa dört milyon kişi ekleniyor. Çok sayıda ülkede açlık siyasi istikrarsızlığa yol açıyor. Yönetimlere baş kaldırmanın nedeni de bu. Açlık önümüzdeki yılların bir numaralı sorunu.'' diye konuşuyor.
Peki bu karamsar tabloda Amerika nerede? Bolluklar ülkesinde tarım sanayi kendi halkını rahatça doyuracak zenginlikte. Beyaz Saray ''Amerika'da gıda sorunu olmaz.'' şeklinde rahatlatıcı beyanatlar veriyor. Yıllar yılı Amerikan Tarım Bakanlığı'nın ihtiyaç fazlası buğday, süttozu ve süt, peynir, dondurulmuş et gibi yüzbinlerce ton gıda maddesini yeni hasatlara yer açmak için Arizona, Kansas ve Nebraska çöllerinde yakarak imha ettiklerini gazetelerde okudum. Oysa şimdilerde durum farklı.
Dünyanın en büyük dev dükkanlar zinciri Wal-Mart zincirine bağlı Sam's Club, talep artışı yüzünden müşterilerinin pirinç alışverişini 'ihtiyaç oranında' satın almaları uyarısında bulundu. Club yöneticileri kasiyer tezgahlarındaki levhalarda '' İhtiyaç limitini dükkan amiri ile görüşerek öğrenebilirsiniz.'' şeklinde duyurdu. Bunca zamandır Amerika'da böyle bir çağrıda bulunulduğuna şahit olmadım.
Pirinçle başlayan global gıda krizi bu refah ülkesinde lokanta sanayiini de ciddi şekilde etkiledi. Lokanta sanayii Amerikan hükümeti ve sağlık sektöründen sonra ülkenin en büyük üçüncü sanayii. 524 bin 286 lokantadan oluşan bu sektörde 13.1 milyon insan çalışıyor. Yıllık bütçesi ise 558 milyar dolar.
Gözlemciler ana gıda maddelerinde fiyat artışları, benzine gelen zamlar yüzünden gerekli sermayesi olmayan lokantaların kapanacağını, bu sektörde çok sayıda pesonelin işini kaybedeceğini belirtiyorlar.
Örnek olarak en yaygın lokanta zinciri McDonalds'da son beş yıldır ilk kez satışların düşmesini gösteriyorlar. Hafta sonunda gittiğim bir lokantada garsonların hesaba geçmeyen rutin sıcak pide ve tereyağ servisini yapmadıkları da dikkatimi çekti.
Yoksul ülkelerde yüzlerce milyon insanı etkileyen gıda krizi açıkgöz girişimcilere yeni kazanç kapısı araladı. Wall Street'in uluslararası iş ve ticaret kesiminde, borsalarda tarım ürünlerine 300 milyar dolar tutarında yatırım senedi satıldığı da ifade ediliyor. Kimi karnını nasıl doyuracağını, kimileri de toplum ayaklanmasına sebeb olan gıda krizinden nasıl kazanç sağlayacağını planlama peşinde.