Güncelleme Tarihi:
Tevatür muhtelif olsa da, sömürgeciliğin mantığını en iyi özetleyen o ünlü aforizmanın da -eğer Afrika'dan değilse- işte bu Kızılderililerin memleketinden çıktığı iddia edilir: "Beyaz Adam geldiğinde onun elinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Sonra bir baktık ki, İncil bizim elimizde, topraklar onların..."
İşte bu "zorâki takas" sonucu atalarının imzaladığı tüm belgeleri geçersiz sayıyor şimdi Kızılderililer, ama iş işten çoktan geçti mi, bağımsızlık ilanlarını kim, ne kadar ciddiye alacak; orası meçhul. Yine de buna dair bir beyin jimnastiği yapmak bile, insanın gönlünde adâlet duygularını harlandıran bir kıvılcım çaktırmıyor mu?
TEKSAS'I MEKSİKA'YA VERİN
Belki de, Ortadoğu haritasının cetvelle çizilmesinin rövanşında, şimdi de ABD haritasını "Ortabatı" üzerinden tırtıklamanın zamanıdır. Amerikalı "seçkinlerin" bizim coğrafyamızla ilgili olarak gizli bir gündemle yürürlüğe koyduğu iddia edilen o meşum plandan çok daha insaflı, çok daha mantıklı olmaz mı bu?
Yüzyıllardır acımasız bir soykırıma tâbi tutulmuş, asimilasyona uğratılmış, ezilmiş, dışlanmış, soyutlanmış, yok sayılmış, rezervuar denen çorak toprak parçalarına hapsedilmiş, işsizliğe, vereme ve intiharlara mahkum edilmiş Kızılderililere, ABD'nin iç bölgelerinde bağımsız bir devlet verilse...
Hatta güneyde, 19. yüzyıl Amerikan emperyalizminin "Aşikâr Kader" sloganıyla sözde meşru hale getirdiği, Tanrı'nın Avrupa asıllı Amerikalılara bir vaadi gibi sunduğu topraklar için açılan yasadışı ve saldırgan bir savaşla Meksika'dan çalınan topraklar da iade edilse...
Hem ülkenin liberal demokrat kuzeydoğu kıyılarıyla, Bush'u çıkaracak kadar yobaz güney bölgelerinin aynı devlet çatısı altında kalması âdil midir ya? ABD'den ayrılmaya dünden râzı Vermontlu libertaryenlere de bir referandumla bağımsızlıkları bahşedilse...
Sonra, mesela, kasırganın vurduğu ve Beyaz Adam'ın muhtemelen fazla "siyah" diye yeniden imar etmek için hiç de acele etmediği New Orleans gibi, çoğunluğu Anglosakson değil, Afro-Amerikalı veya Hispanik olan Amerikan şehirleri bağımsız site devletleri hâline gelse...
Alaska'ya bir Eskimo (ki onlar kendilerine İnuit diyorlar) devleti kondurduk mu, Bush Yönetimi'ni de devirip ABD'de rejim değişikliği yapmaya gelirdi sıra herhalde...
BEYAZ ADAM'IN 'ZAFERİ'
Ancak çizdiğimiz bu naif "Büyük Ortabatı" yahut "Genişletilmiş Amerika Projesi"nden de, onun gerçek dünyadaki aslı olan BOP bizden habersiz çizilirken aldığımız o pis koku sızıyor. Bir coğrafyanın kaderi, bir başka coğrafyada çizilmeye çalışıldıkça, bu yapay plan ne kadar âdil, ne kadar hakkaniyetli olursa olsun engellenemiyor bu pis koku..
İnsan kanıyla yanmış barutun içine karıştığı lanetli petrol esansı kadar ağır bir koku bu...
Ama böyle büyük çaplı planlar yerine, bir zamanlar zaten sahip olduklarını bağımsızlıklarını geri isteyen ezilmiş yerliler söz konusu olduğunda, bunun çocukça bir macera yahut beyhude bir çaba olduğunu düşünsek dahi, bu pis kokuyu değil, sadece iç acıtıcı bir vicdan sızlamasını duyuyoruz biz; Türkler olarak Beyaz Adam'dan çok, ruhen Kızılderililere yakın hissetsek bile...
Çeroki kabilesinin şefi, 1838 yılında halkına yaptığı veda konuşmasında, "Şimdi yükümüzü sırtlayıp anayurdumuza, Büyük Ruh'un atalarımıza verdiği bu ülkeye veda etmek üzereyiz. Bizi doğuran bu vatanı terk etmenin arifesindeyiz. Çocukluğumuzun geçtiği bu topraklardan Beyaz Adam'ın zorlamasıyla çıkmak büyük bir ıstırap" demişti.
Ama tarih, Ortadoğu'da olduğu gibi Amerika'da da, acı çekenler değil, kazananlar tarafından yazıldı.
Bu gerçeği de, Shawnee Kızılderililerinin 18. yüzyılda yaşayan meşhur savaşçı lideri Çiksika en güzel biçimde ifade etmiş: "Beyaz Adam'ın ordusu Kızılderililerle savaşıp kazanırsa, bu 'büyük bir zafer' oluyor. Kaybederlerse, o zaman buna 'katliam' deniyor."