Ömer BİLGE LEFKOŞA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2007 00:00
Kıbrıs Rum yönetiminde Türkiye ile ortaklaşa Lahey Adalet Divanı’na gitme tartışması yaşanıyor.
’Mesela dedik; Türkiye ile anlaşarak Lahey’e garantörlük anlaşmasını götürsek’ diye başlayan tartışmada Rum siyasiler ve hukukçular ’kazanırız, kazanamayız’ kavgasına girdi. Olmayan davanın, olmayan sonuçlarıyla ilgili tartışma bir haftadır devam ediyor.
Rum yönetimindeki tartışmanın fitilini, "En büyük düşmanımız Türk ordusudur" diyerek geçen hafta Papadopulos ateşledi. Türkiye ve KKTC, adadaki Türk askerinin garantörlük anlaşması çerçevesinde bulunduğunu hatırlatınca Rum lider, "Garantörlük anlaşmasına göre Türkiye’nin adada asker bulundurma hakkı olup olmadığını Lahey Adalet Divanı’na götürelim’ teklifinde bulundu. Ancak Papadopulos teklifi yaptığı aynı gün kendi kendini yanıtladı ve "Lahey Adalet Divanı’na gidebilmemiz için Türkiye ile centilmenlik anlaşması imzalamalıyız, tek başımıza dava açma hakkımız yok, gidemeyiz" dedi.
OLMAYAN DAVANIN SONUCU
Rum yönetiminde olmayan davanın olmayan sonuçlarıyla ilgili, ’Mesela Türkiye ile anlaşsak, Lahey’e gitsek, iyi mi olur, kötü olur’ tartışması başladı. Bir dizi teori üreten Rum siyasetçiler, hukukçular ve medya, Lahey konusunda ortak bir noktaya varamadı. Bir grup "kazanırız" derken, diğer bir grup "felaket olur" karşılığını verdi. 2008 Şubatı’ndaki başkanlık seçimlerinin adayları da Lahey’le ilgili görüş açıklama yarışına girdi.
Papadopulos’u destekleyen partilerden EUROKO’nun başkan vekili Nikos Kutsu, Lahey’e gidildiğini zannetti ve Rum lideri Lahey’e gitme kararı almasından dolayı kutladı. Ancak ortada Lahey’e giden yoktu. Rum medyası, ’İşte hendek işte deve’ atasözü ile eş anlamda kullandığı ’İşte Rodos İşte Lahey’ başlığı attı.