Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, PKK’nın önde gelen isimlerinden Ali Rıza Altun’u ülkesinde barındıran ve uçakla Irak’a gönderen Avusturya’yı kınadı. Gül’ün talimatı üzerine Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, Avusturya’nın yaptığı davranışın kınandığı bildirildi.
Abdullah Gül, Avusturya gibi bir Avrupa Birliği ülkesinin, İnterpol tarafından aranan ve terör örgütünün önemli isimlerinden biri olan Ali Rıza Altun’u gizleyip daha sonra uçakla Irak’a göndermesini kınadıklarını söyledi. Kayseri'de seçim çalışmasını sürdüren Abdullah Gül, şöyle dedi: “İnterpol tarafından aranmasına rağmen Avrupa ülkelerinde dolaşan PKK’nın önde gelen isimleri var. Bazılarının nerede olduğunu tahmin ediliyor ama ortada dolaşmadıkları için izlerine rastlanmıyordu. Yoksa yerleri bilinmektedir. Bazıları ne yazık ki Avrupa'da kaçak olarak kaldıkları halde aranıp, bulunmuyorlardı. Bunlardan birisinin Avusturya’dan Irak’a gittiğini öğrendik. Bununla ilgili bugün Avusturya Büyükelçisini Bakanlığa davet edip, bu tutumu ve davranışı kınadık. Avusturya’nın İnterpol tarafından aranan bir teröristi kendi topraklarından geçmesine müsade etmemeleri lazımdı. Ama bir de her ülkelerinde barındırdıkları gibi bir de uçağa binmesi, bir ülkeden başka ülkeye transeri asla kabul edilecek bir husus değildir.”
AFGANİSTAN'DAKİ SALDIRIYI DA KINADI
Gül, Afganistan’da bu sabah Türk konvoyuna yapılan ve bir kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayı da kınadı. Abdullah Gül, “Afganistan’da malesef arkadaşlar meydana gelen olayı haber verdiler. Afgan halkına büyük yardımlar yapıyoruz. Hastanelerde 800 bin Afganlı tedavi oldu. Okullarımızda 45 bin ögrenci okuyor. Ayrıca bazı bölgelerde kalkınma çalışmaları yapıyoruz. Bölgesel kalkınma çalışmaları bunlar. Başkente 80 kilometre Vardak bölgesinde yapıyoruz. Ben de gezmiştim oraları. Heyetimiz Vardak’a giderken intihar saldırısı söz konusu oldu. Özel Hareket birliklerimiz cansiperhane çalışma yaptılar. Çok şükür ki özel hareket birimlerimiz bunu sezip, olayın ucuz atlatılması sağladılar. Bir güvenlik görevlimiz yaralandı. Ama, bunlar zor işler. Dünyanın her yerinde var. Ya oradaki Afan kardeşlerimize yardım edecekiniz, ya da vazgeçeksiniz. Ama biz Afganlı kardeşlerimize yardım etmeye devam edeceğiz.” dedi.
“ABD BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAYAMADI”
Türkiye-ABD, Türkiye-İran ilişkileri ve Cumharbaşkanlığı adaylığı sürecinde yaşadıklarını, katıldığı Yerel Kaytv ekranlarında anlatan, Gül, Türkiye ABD ilişkileri konusunda tezkere sonrası yaşananları, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde yuvalanan PKK terör örgütüne karşı müttefikinden olan beklentilerini şöyle dile getirdi: “Çuval olayı ileride aydınlanır. İlerde yazılır edilir. Ama, Türkiye demokratik bir ülke. TBMM bu konuda karar verirse o olur. Biz demokratik bir ülkeyiz. Herkes saygıyla karşıladı. Başkan Bush bana mektup yazıp, kararı saygıyla karşıladıklarını bildirdi. Tezkere konusu aramızda bazı alınganlıklar yarattı. Ama doğrusu unutuldu. Ondan sonra farklı birliktelikler oldu. Şimdi ise aramızda farklı alınganlıklar var. Farklı şeyler var. Terörle mücadelede beklentilerimiz karşılanamadı. Tabii ki bazı sorunlar söz konusu doğrusu. Irak’ta ABD 4 bin asker kaybetti. 50 bine yakın asker yaralandı. 150 bin askerinden bayağı bir zayiat verdi. Bunlar ciddi rakamlar. Bir kaos ve kargaşa var. Irak kendi ordusunu kuramadı. Kursa bile güvenilmiyor. Bizim yakaladığımız teröristlerin bazılarında Irak ordusuna ABD’nin verdiği silah ele geçirildi. Irak ordusu hala güvenilir bir yapıda değil. Kaçakçılık yapıyor, el değiştiriyor silahlar. Türkmenlerin bulunduğu yerde patlamalar oluyor. Etnik grupları birbirine kırdırmak isteyenler var. Bu sıkıntıya karşı onlara diyoruz ki, Irak'ın kuzeyiyle ilgilenin. Onlar da gücümüzü başka yerlere veriyoruz diyorlar."
ABD ÖCALAN'I YAKALAYIP TESLİM ETTİ
ABD PKK’yı terör örgütü ilan etti. Dürüstçe konuşmam gerekir. Abdullah Öcalan’ı Türk hükümetine Kenya’da yakalayıp, teslim eden onlardı. Herkes biliyor bunu. Biz şunu istiyoruz. ABD, terörle daha fazla mücedele etsin. ABD’nin orada asker kaybetmesi, mazeret değil. ABD’nin asker kaybetmesinin ötesinde yapacağı çok şeyler var. Biz diyoruz ki, ya Irak hükümeti yapar bunu. Ya da işgalci güç olarak siz yaparsınız. Sadece Basra’yla, Ramahallah’la değil, Irak’ın kuzeyinden de sorumlusunuz. Yapmıyorum mu diyorsunuz, o zaman biz kendi işimizi kendimiz görürüz diyoruz. Kendiniz temizleyin ya da biz temizleriz. Bizim başka ülkenin toprağında gözümüz yok. Irak’taki Kürtler ve Araplarda bize komşudur. Türkiyede akrabaları vardır. Ama, terör örgütü burayı kendisine güvenli bir bölge olarak kullanıyor ve rahat edebiliyorsa buna dur deriz. Kendi kararımızı verir ve yapacak da güçteyiz. Bir ara, terör örgütü ateskes ilan etti, kendi kendine. O ara bir durgunluk oldu. Maalesef o kendi kendimizi aldatmaydı. Yok olmadı ki, örgüt. Örgüt, militanlarıyla teslim olur bir şekilde cezaevine koyarsan sorun ortadan kalkar. Yani bunların hepsi silahlarıyla uykuya geçti. Ne zaman kendi başlarına ateşkesi bozuyoruz dediler biz de oralarda tedbirlerimizi aldık. Terör kaynaklarında operasyonlar yapıldı. Kontrol altına alındı. Hiç karışmasaydık operasyon yapmasaydık eski dönemde olduğu gibi içeriye çok daha fazla yerleşebileceklerdi. Şimdi uzaktan kumandalı mayınlarla saldırıyorlar. Eğer burada hamaset ve eğer bir siyaset yaparsak bu çok yanlış olur.”
ENERJİ GÜVENLİĞİ ŞART
Amerika başta olmak üzere hiç bir ülkenin Türkiye’nin İran’la yaptığı gaz anlaşması konusundaki duyarlılığına karşın, Türkiye’nin büyüyen bir ülke olarak kesintisiz ve güvenilir bir enerji peşinde olduğuna dikkati çekti. Gül, “1638'den beri İranla sınırlarımız değişmemiştir, sınırlarımız korunmuştur. Yani, aramızda bir toprak kavgası yoktur. Herhangi bir komşuluk hukukunu zedeleyen sorun yoktur. İran’la iyi komşuluk ilişkilerimiz vardır. Bir enerjiye muhtaç ve ihtiyacı olan ülkeyiz. Osmanlı topraklarında petrolu gazı vardı. Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yok. Yani bir enerjiyi ithal ediyoruz. Büyüyen bir ülkeyiz. Enerji olmadan güvenli kesintisiz bir enerji olmadan ekonomik kalkınma olmaz. Her ülke gibi biz de enerji ihtiyacımızı garanti altına almak istiyoruz. Biz Rusya’dan Mavi akımla gaz alıyoruz ama bir ülkeye de bağımlı olmak istemiyoruz. Şu anda gazın yüzde 65’ni Rusya’dan alıyoruz. Avrupa'nın da enerjiye ihtiyacı bulunuyor. Avrupa’nın da Nabuko diye bir proje kapsamında gaza ihtiyacı var. Türkiye’den İtalya’ya gidecek doğalgaz hattı var. Uzun yıllardır İranlılarla doğalgaz anlaşması görüşmeleri yaparız ama bir türlü pazarlıkta mutabakata varamadık. İki yıldır biz gittik onlar geldi. Başbakanımız gitti, onlar geldi, gittik geldik olmadı. Nabuko projesi bile suya düşmek üzereydi. Geçen hafta İranlılarla yeni bir noktaya varılıp ön mutabakat imzalandı. Hiç kimse bundan yanlış anlam çıkartmaması lazım. Bu, Türkiye'nin enerji güvenliğidir. Sadece Türkiye’nin değil Avrupa'nın da enerji güvenliğini ilgilendirir” dedi.