Elveda liberalizm

Güncelleme Tarihi:

Elveda liberalizm
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2007 00:002dk okuma

Özgürlükler ülkesi Hollanda’da ilk kez dinci Hıristiyan bir partinin koalisyon ortağı olmasının ardından ülkede muhafazakár bir hava esmeye başladı.

Bazı kentlerde genel yönetimler, marihuana ve esrar gibi "hafif sayılan" uyuşturucuların serbest satıldığı kafeleri kapatmaya, genelevleri mühürleyip fuhuşu yasaklamaya başladılar. Eşcinsel evliliklere ve kürtaj turistlerine sınırlama getirilmesi için de düğmeye basıldı.

HOLLANDA artık eski Hollanda değil. Sosyal devlet, toplumsal dayanışma gibi kavramların kaybolmaya yüz tutması, Euro ile birlikte düşen alım gücü, işsiz sayısında önlenemeyen artış, AB’nin genişleme politikasının ardından gelecek yeni göç dalgası, bu dünyanın en liberal ve neredeyse her şeyin serbest olduğu ülkesinde de değişim rüzgarlarının esmesine yol açtı.

SERBESTLİK KÖTÜ

35 yıl önce başlayan liberal politikalar ve sınırsız hoşgörü siyah, Arap ve Müslüman göçmenlerin ülkeye gelmesiyle, bugünlerde sallanmaya başladı. Aslında Hollanda halkının "titreyip kendine gelmesi", politikacı Pim Fortuyn’in yabancı karşıtı söylemleriyle başbakanlığa koşarken cinayete kurban gitmesi ve ardından film yönetmeni Theo van Gogh’un Faslı bir aşırı dinci tarafından öldürülmesiyle gerçekleşti. Ama Hollanda halkının ’kimlik arayışı ve değerlerinin farkına varma’ süreci, tutucu Hıristiyan Birliği Partisi’nin koalisyon hükümetine girmesiyle yükselişe geçti.

Artık politikacılar ve sıradan insanlar, her şeye izin verilen liberal bir toplumda yaşamanın pek de iyi olmadığını yüksek sesle söylemeye başladılar. Ülke genelinde kentlerde yerel yönetimler, marihuana ve esrar gibi "hafif sayılan" uyuşturucuların serbestçe satılıp içilebildiği kafeleri kapatmaya, genelevleri mühürleyip, fuhuşu yasaklamaya başladılar. Parlamentodaki Hıristiyan demokrat milletvekillerin hazırladığı yasa tasarısı, eşcinsel evlilikleri ahlaki açıdan engellemeye adım teşkil eden önlemleri öngörüyor. Ayrıca Hollanda makamları, kürtajın yasak olduğu ülkelerden bu amaçla gelen "kürtaj turistleri"ne kısıtlama uygulamayı planlıyor.

"Hollanda değişiyor mu" sorusunu yanıtlayan Amsterdam yönetiminin İşçi Partili üyesi Frank de Wolf, "Evet. Halkımızda ve politikacılarımızda sadece değişik bir ruh hali yok. Artık değişik sorunlar da var. Eskiden, fahişeliğe kadınların özgürlüğü diye bakardık. Artık, kadınların sömürülmesi olarak algılıyoruz ve durdurulması gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu.

Hollanda niye muhafazakárlaştı

Uzmanlar, bu değişimi şöyle yorumluyor:

BEYAZ HOLLANDA DİRENİYOR

"Hollanda, tüm Batı Avrupa’nın geçirdiği ırk, etnik ve dinsel değişimi geçiriyor. Bunda siyah, Arap ve Müslüman göçmenlerin, çoğunlukla beyazların oluşturduğu sosyal yapının doğasında yol açtığı değişimin rolü büyük. Hıristiyan ulus, homojen yapısını kaybetmemek için mücadele ediyor."

KÜRESELLEŞMEYE TEPKİ

Amsterdam Üniversitesi çağdaş tarih profesörü James Kennedy de, Hollanda’da esmeye başlayan ve giderek güçlenen değişim rüzgarları konusunda şunları söyledi:

"Küreselleşme hakkında büyük bir rahatsızlık var. Çünkü öyle bir noktaya gelindi ki, Hollandalı’nın artık kendi ülkesini kontrol edemediği düşüncesi oluştu. Ülkede herşeyi sınırlama heveslisi muhafazakar bir akım başladı. Böylece, ipin ucunun kaçmayacağına inanıyorlar."

SUÇ ÖRGÜTLERİ KORKUTUYOR

Hollanda halkı ve siyasiler, aşırı liberal politikalar sonucu organize suç örgütlerinin cirit attığı, fuhuşun ve kadın ticaretinin rahatlıkla yapılabildiği, uyuşturucu ticaretinin merkezi bir ülke konumuna gelmekten son derece rahatsız. Bu yüzden "Artık değişim kaçınılmaz" diyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!