Güncelleme Tarihi:
Avcı, yaptığı açıklamada, Lillikas'ı, istediği bir ülkede bir araya gelmeye davet ederek, "Gelsin bir masaya oturalım, yemek yiyelim, kahve içelim, Kıbrıs konusunu tartışalım" dedi. Avcı, şöyle konuştu:
"Biz Rum yönetimine hep şu çağrıda bulunuyoruz; Kıbrıslı Türkler sizlerle masada her konuyu tartışmaya hazırdır. Kıbrıslı Türkler ve hükümet olarak bizler de Rumlarla eşit, kapsamlı bir çözüme, siyasal eşitliğe dayanan iki bölgeli, anavatan Türkiye'nin garantörlüğünde, BM çatısı altında her türlü görüşmeye hazırız.
Ve Lillikas'a da çağrıda bulunuyorum; gelsin bir masaya oturalım, yemek yiyelim, kahve içelim, Kıbrıs konusunu tartışalım. Üçüncü bir ülkede, bir Avrupa ülkesinde bir araya gelebiliriz. Hatırlanacağı gibi Finlandiya'nin AB dönem başkanlığında Helsinki'de bir araya gelecektik, ancak Lillikas masadan kaçtı. Lillikas ile istediği ülkede bir araya gelmeye hazırız."
Turgay Avcı, kendilerine zaman zaman "Neden Larnaka havaalanından uçmuyor sunuz?" diye sorulduğunu ifade ederek, "Papadopulos Ercan'dan uçtuğu gün ben de Larnaka'dan uçacağım" dedi.
YENİ DIŞ TEMSİLCİLİKLER
Göreve geldiğinde eski dış politika vizyonunu bıraktığını açıkladığını anımsatan Avcı, eski vizyonun Lefkoşa'dan dış politikayı yürütme düşüncesinde olduğunu, bunun da başarısız olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanlığı bünyesinde yeniden yapılanmaya gittiklerini anlatan Avcı, İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ve İKT'ye üye ülkelerle ticari, finansman, denizcilik, ulaşım, ticaret gibi konularda açılımlar olduğunu kaydetti. Avcı, Gazimağusa ile Suriye'nin Lazkiye limanı arasında gemi seferlerinin yeniden başlaması yönündeki çalışmaların sürdüğünü açıkladı.
Katar'a temsilcilik açtıklarını ve temsilcinin birkaç gün içinde Katar'a gideceğini bildiren Avcı, Kuveyt'te de temsilcilik açılacağını, hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu, Umman'da da temsilcilik açılacağını söyledi. Körfez ülkelerinin en önemlilerinde temsilcilikler açılacağının altını çizen Turgay Avcı, bu ülkelerin, ticari olarak kendilerine büyük açılımlar getireceğini kaydetti.
Göreve geldiği andan itibaren Dışişleri Bakanlığında proaktif bir politika izlediğini dile getiren Avcı, "Dışa açılım ses getiriyor, sonuç veriyor. Kıbrıs Türkünün sesini dünyaya duyurmamızı sağlıyor. Ancak dış politikada hemen bugün sonuç beklenmez" dedi. Avcı, çok kısa sürede İKT, Avrupa ve ABD'de ses getiren temaslarının olduğunu belirtti. Önümüzdeki günlerde önemli bir heyetin Kuveyt'e gideceğini, kendisinin de mayıs ayı ortasında Pakistan'a gideceğini ifade eden Avcı, "Durmak yok" diye konuştu.
"PAPADOPULOS'UN BAŞKA İŞİ YOK"
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un, Kıbrıs Türkünün gelişimini her noktada önlemek için 24 saat çalıştığını ifade eden Avcı, "Papadopulos'un başka işi yok. Sadece ve sadece Kıbrıs Türkünün ve KKTC'nin gelişimini durdurmak ve ekonomik gelişimini durdurmak istiyor. Çünkü ekonomik gelişimle bütün diğer açılımların geleceğini biliyor" dedi.
Rum yönetimin bir anlaşma hedefinin olmadığını, sadece Kıbrıs Türkünün ve KKTC'nin ilerlemesini nasıl durduracağıyla uğraştığına işaret eden Avcı, siyasi eşitliğe dayalı, Türkiye'nin garantörlüğü altında, iki bölgeli, eşit, adil bir çözüme hazır olduklarını söyledi.
VERİLEN SÖZLER
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Avcı, 24 Nisan 2004 referandumundan önce ve sonra Kıbrıs Türklerine verilen sözlerin tutulmasını istediklerini belirterek, 26 Nisan 2004'de AB Konseyi'nin, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunun kaldırılması yönünde karar aldığını anımsattı ve Avrupa Birliği'nin şimdi bir sınavdan geçtiğini söyledi.
Doğrudan Ticaret Tüzüğünün Rumların tehdidi altında olduğunu ifade eden Avcı, "AB şimdi bir sınavdan geçiyor. Verdiği sözleri, aldığı kararları tutabilecek mi, yoksa Rum yönetiminin sözlerine yenik mi düşecek, bunun sınavını veriyor AB" diye konuştu.
Avcı, AB'nin öncelikle 26 Nisan 2004'de aldığı kararı yerine getirmeden, kendilerinden yeni adımlar beklememesi gerektiğini söyledi.
"ŞAHSİ OLARAK 'HAYIR' DEDİM"
Turgay Avcı, 3 yıl önce Annan planına karşı "hayır" kampanyası yürüten bir partinin milletvekili olduğu ve kampanyalarda aktif olarak yer aldığı anımsatılarak, bugün Annan planına ilişkin görüşlerinin değişip değişmediğinin sorulması üzerine, üyesi olduğu partinin aldığı karar uyarınca Annan planına şahsi olarak "hayır" dediğini belirterek, halkın da yüzde 65 ile plana "evet" dediğine dikkat çekti.
"Doğru siyaset yapmak için halkın kararları ve halkın ortaya koyduğu iradeye saygı duymanız gerekiyor" diyen Avcı, planın, Kıbrıslı Türkler için en iyi ve en mükemmel plan olmadığını, iki tarafı anlaştıracak bir planın hiçbir taraf için yüzde 100 mükemmel olamayacağını söyledi.
Planın sakıncaları olduğunu, ancak halkın ortaya koyduğu iradeden sonra, "Bu yanlıştı, bu memlekete ihanet yapılmıştır" denmesinin yanlış olduğunu dile getiren Avcı, 2004 referandumundan sonra KKTC'de meydana gelen ekonomik gelişmenin inkar edilemeyeceğini söyledi. Yabancı yatırımcıların KKTC'de yatırımlara başladığını, Türkiye'den yıllardır gelmeyen büyük holdinglerin KKTC'ye geldiğini belirten Avcı, KKTC'deki ekonomik gelişmelerin, 2004 referandumundaki "evet"in, doğru bir karar olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.
ASKER-HÜKÜMET DİYALOĞU
Turgay Avcı, KKTC'de askerle hükümet arasında, basına da yansıyan "gerginlik" ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, kurumlar arasındaki farklı anlayış ya da farklı anlaşılmadan doğan sıkıntıların özellikle medyaya taşınmaması gerektiğini kaydetti.
KKTC Dışişleri Bakanı Avcı, "Türk halkı ile KKTC halkı arasında sorunlar vardır, ayrılıklar vardır gibi düşüncelerin lanse edilmesine çok üzülüyorum. Çünkü bunlar gerçekler değildir. Kurumlar arasındaki yanlış anlaşılmaların veya davranışların medyaya taşınmadan kendi içlerinde çözüleceğine inanıyorum. Çünkü medyaya taşınan, Türkiye'ye taşınan konularda her zaman farklı algılamalar olacaktır" diye konuştu.
"ERKEN SEÇİM YOK"
Turgay Avcı, muhalefet partilerinin ısrarla erken seçim istediği hatırlatılınca, erken seçimin söz konusu olmadığını, seçimin 2010'da yapılacağını, hükümetin yoluna devam edeceğini kaydetti.
Anamuhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile Demokrat Parti'nin erken seçim talebini, "çığlık ve haykırış" olarak niteleyen Avcı, "Erken seçim talebinin esasında açılımı şudur; 'biz yavaş yavaş eriyip gidiyoruz. Tek kurtuluşumuz, bir erken seçim olursa belki Özgürlük ve Reform Partisi'ni (ÖRP) engelleyebiliriz' çığlıklarıdır" ifadesini kullandı.
UBP ve DP'nin büyük bir taban kaybı ve çöküntü içinde olduğunu öne süren Avcı, iki partinin, "koltuğa gelmek" için erken seçim istediğini ifade etti. Avcı, UBP ve DP'nin ÖRP'nin hızlı yükselişinden rahatsız olduğunu ileri sürdü.