Enis BERBEROĞLU - Zeynel LÜLE / LÜKSEMBURG
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2006 00:00
Türkiye ile fiili müzakerelerin başlamasına engel çıkaran Rum Yönetimi, sert pazarlıklardan sonra dün son dakikada ikna edildi. Bilim ve Araştırma konusunda fiili müzakerenin açılıp kapanması AB tarafından onaylandı. Böylece Rumların ilk iki veto tehdidi aşılmış oldu. Ancak şimdi 69 engel daha var.
DÜN Avrupa Birliği, "
son dakika" kararıyla Türkiye ile fiili müzakerelerin başlatılmasını onayladı. Lüksemburg’da 3 Ekim’de yaşanan olayın "küçük bir" tekrarı gerçekleşti. 35 başlıktan oluşan müzakere sürecinde, her ülkenin toplam 71 kez veto hakkı bulunuyor. Müzakere başlıklarının açılıp kapanması ve sonucunda toplu olarak "katılım anlaşmasına" onay verme hakkına sahip olan AB ülkeleri, 71 kez veto edebilme olanağına sahip. Dün Bilim ve Araştırma başlığının açılıp kapanmasıyla sayı 69’a indi. Yani Lüksemburg’da dün yaşanan sancıların 69 kez tekrarı mümkün.
Geçen hafta büyükelçiler düzeyinde uzlaşmaya varılamaması nedeniyle dün AB Dışişleri Bakanları’nın önüne gelen "müzakere" konusu, üç buçuk saat boyunca pazarlığa neden oldu. TSİ 11.00’de toplanan bakanlar, Bilim ve Araştırma konusunda fiili müzakerelerin açılıp aynı gün kapanmasını saat 14.30’da onayladı. Bu üç buçuk saatlik süre içinde Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu ile AB Dönem Başkanı Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik birkaç kez bir araya geldi. Avusturya, perşembe gününden bu yana Rumlara beşinci kez "öneri" götürdü. Yakovu’nun, Bilim ve Araştırma konusundaki "müzakere pozisyon belgesi"nde ilişkilerin normalleştirilmesi, limanların açılması ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin tanınmasına yönelik ifadelerin alt alta sıralanarak yer verilmesine yönelik talepleri reddedildi. Bilim ve Araştırma konusuyla ilgili müzakerelerin açılması, ancak kapanmamasına yönelik talebi de kabul görmedi.
GERİ DÖNÜŞ DE VAR
Sonuçta AB ülkeleri, orta yol bularak bir metin üzerinde anlaştı. Metinde, AB’nin 21 Eylül 2005’te Türkiye’nin Kıbrıs deklarasyonuna karşı yayınladığı deklarasyona atıfta bulunuldu. AB ayrıca Türkiye’nin ek protokol ve gümrük birliği gibi, ortak anlaşmaları içeren konulara tam uyum göstermesinin önemini dile getirdi. Ayrıca gerekli görüldüğü takdirde "Bilim ve Araştırma" konusuna yeniden geri dönebileceğini de vurguladı.
AB’nin "müktesebatı" haline gelen Kıbrıs Deklarasyonu ile yine müktesebat içinde yer alan ek protokol ve gümrük birliği gibi konulara değinmesi, "malumun ilamı" olarak değerlendirildi.
Dün Lüksemburg’da varılan anlaşma sonrasında 3 ekimden bu yana müzakerelerde "tarama süreci" yaşayan Türkiye, ilk kez fiili müzakerelere başlamış oldu. Ancak "Bilim ve Araştırma" gibi "en kolay" konunun bile müzakerelerinin "sancılı" geçmesi, içinde Kıbrıs Rum Kesimi’nin üye olarak yer aldığı AB ile müzakere sürecinin "kolay olmayacağı" gerçeğini ortaya koydu.