Yorgo KIRBAKİ / ATİNA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2006 00:00
Atina’nın turistik kesimi Monastiraki’deki Osmanlı döneminden kalma Çarşı Camii’nin yeniden ibadete açılması tartışması siyaset gündemine oturdu. Dışişleri Bakanı Bakoyani caminin açılması için harekete geçti. "Ayasofya açılmadan olmaz" ya da "Akropolis’te ezan sesi olmaz" diyenler de var, "Akropolis ve kiliselerin yanı başında bir cami ne kadar hoşgörülü olduğumuzu gösterir" diyenler de. Kilise ise şimdilik suskun.
BAŞTA Pakistanlı ve Iraklı olmak üzere yaklaşık 300 bin Müslümanın yaşadığı Atina’da bir cami açılması konusu arapsaçına döndü. Yunan hükümetinden Atina’da cami açılması için farklı sesler yükselirken, kilise bu konuyu çeşitli bahanelerle yokuşa sürme çabasına girdi.
Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani, Arap ülkeleri, ABD ve son olarak da Avrupa Konseyi’nden gelen çağrılar karşısında adım atmak niyetinde. Ancak Yunan dışişlerinde bazı çevrelerin, Atina’da yok denecek kadar az Türk bulunmasına rağmen cami konusunu Türk-Yunan "meselesi" gibi göstermeye çalışması dikkat çekiyor.
Bakoyani’ye yakın çevreler Yunan gazetelerine "Türkiye’den Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmasını istiyoruz ama Atina’da bir cami bile yok" şeklindeki değerlendirmelerde bulundular. Yaşanan bu kargaşa içinde Atina’da cami açılmasının bir kez daha askıya alınması mümkün.
Bakoyani, gectiğimiz günlerde şehir merkezindeki Monastiraki semti ve çevresinde bulunan camilerden birisinin (en iyi durumda olanı seramik müzesi olarak kullanılan Çarşı Camii) ibadete açılması amacıyla harekete geçti. Özellikle kilisenin tepkisini ölçmek isteyen Bakoyani, bu konuda gazetecilere "Henüz bir kararımız yok. Olduğunda öğreneceksiniz" demekle yetindi.
Eğitim ve Diyanet İşleri Bakan Yardımcısı Yorgos Kalos "Camiye evet ama Monastiraki’de olmasına hayır" diyerek Bakoyani’ye tepki gösterdi. Savunma Bakanı Evangelos Meimarakis, bu konuda bir bakanlığın değil hükümetin karar vereceğini belirtti.
Kilise çevreleri, çoğunluğu turistik eşya satan ve hırdavatçıların bulunduğu Monastiraki’de esnafın da görüşünün alınması gerektiğini belirterek cami açılmasını dolaylı engellemeye giriştiler. Bu çevrelere "Akropolis eteklerinde
ezan sesi duymak istemiyoruz" diyen dinci-aşırı milliyetçi çevreler de katıldı.
Atina Başpiskoposu Hıristodulos ise her fırsatta medyaya açıklamalar yapmasına karşın, bu defa garip bir suskunluk içinde. Hıristodulos 2004 Olimpiyat Oyunları nedeniyle Atina’dan 40 kilometre mesafedeki Peania kasabasında cami ve islam kültür merkezi inşa edilmesini, hükümet ve parlamento kararı bulunmasına rağmen engellemişti.
PARKTA NAMAZ
Caminin bulunmaması nedeniyle Atina’daki Müslümanlar çeşitli semtlerde "camiye benzetilen" yaklaşık 50 kadar ev ve dairede yasadışı şekilde dini ibadetlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Caminin olmadığı tek Avrupa Birliği başkenti "sıfatını" taşıyan Atina’da ibadethaneye dönüştürülmüş bu ev ve dairelerden birkaçı kıraathaneler ile aynı binalarda bulunuyor. Bayram namazları ise şehir merkezinde açık parklarda kılınıyor.
Cami değil, seramik müzesi
Osmanlı’nın 1759 yılında yaptırdığı, Atina’nın turistik bölgesi Monastiraki’de bulunan Çarşı Camii bugün seramik müzesi olarak kullanılıyor.
İstanbul’da kilise var ama Ayasofya da olsunYUNANİSTAN’da neo-liberalizmin temsilcisi sayılan eski ulusal ekonomi bakanı ve şimdiki bağımsız milletvekili Stefanos Manos Atina’daki cami tartışmalarına farklı bir boyut getirdi. Manos "Çok az sayıda Rum Ortodoks bulunmasına rağmen İstanbul’da onlarca kilisesinin ibadete açık olduğunu idrak edebiliyor muyuz?" dedi. Buna karşı aşırı dindarlığı ile tanınan bağımsız milletvekili Stelyos Papathemelis "Cami açalım ama önce Türkiye Ayasofya’nın anahtarını patrikahneye versin" diye konuştu.