Saldırı ve soruşturma endişe verici

Güncelleme Tarihi:

Saldırı ve soruşturma endişe verici
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2015 01:35

TÜRKİYE’deki medya özgürlüğü alanındaki olumsuzluklar Avrupa kurumlarının “ortak endişe” listesinin vazgeçilmezi haline gelirken Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Anne Brasseur'un ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner de başta Hürriyet gazetesi olmak üzere, Doğan Medya Grubu bünyesindeki basın kuruluşlarında yer alan bazı haberlerden dolayı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla soruşturma açılmasını endişeyle karşıladıklarını söyledi.

Haberin Devamı

Brasseur, “Yazılanların zarar verici olduğunu düşünüyorsanız bunları tartışırsınız, saldırıda bulunmazsınız ya da yargı yollarını devreye sokup soruşturma açmazsınız, çünkü bu basın özgürlüğü için bir tehlike ve basın özgürlüğü demokratik sistemin odağındaki değerlerden biri. Bu gelişmeleri endişenin de ötesine geçen bir hissiyatla izliyorum” dedi. Türkiye, AKPM’nin en önemli üyeleri arasında yer alsa da performansı zaman zaman soru işaretleri doğuran ülkelerden. Brasseur’ün bu konudaki tespiti de, “Türkiye sınıfın en iyisi değil bu doğru, ancak bu durum son gelişmelerin bir sonucu değil öteden bu yana süre gelen bazı endişeler söz konusu. Eğitim sistemindeki eğilimler, yolsuzluk, yargıya yönelik müdahaleler bunlar arasında sayılabilir. Resmin geneli konusunda çok iyimser değilim ve hiçbir şey yapmazsak durum daha da kötüye gidebilir” oldu.

Haberin Devamı

Saldırı ve soruşturma endişe verici

SÜREÇTEN ÇIKIŞ ZOR: Türkiye denetim sürecinden çıktığı 2004’ten bu yana insan hakları ve hukuk devleti alanında yükümlülüklerini kısmen yerine getirmiş ülkeler için öngörülen “denetim sonrası diyalog” sürecinde. Avrupa standartlarına ulaşmış bir demokrasi olarak sayılabilmesi için Türkiye’nin bu süreçten tamamen çıkması gerekiyor. Brasseur’e göre ise “mevcut koşullar altında Türkiye’nin denetim sonrası diyalog sürecinden şu aşamada çıkması kesinlikle mümkün değil”.

1 KASIM’A YAKIN TAKİP: Son seçimlerde Türkiye’ye oldukça kalabalık bir heyet gönderen AKPM, 1 Kasım seçimleri için de aynı planlama içinde. Brasseur, heyete ilişkin detayları da paylaştı: “1 Kasım’da yapılacak seçimler için de geniş katılımlı bir gözlem heyeti göndereceğiz. Şu ana kadar 60’a yakın seçim izleyen Andreas Gross başkanlığında ve toplamda yaklaşık 30 kişilik bir ekip olacak. Yine Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’yla (AGİT) çalışacağız.”
Türk siyasetçilerin sürekli Avrupa’yı suçlamasının altında tam olarak neyin yattığını söylemenin zor olduğunun altını çizen Brasseur, “Genelde bir sorununuz olduğunda suçlamak için de birine ihtiyacınız olur. Suçlamak kolay ama gerçekten üst düzeyde diyaloğu sürdürmeliyiz. Her şeyden önce temel özgürlüklerin sınırlanması sorunlara çözüm olamaz. Şiddet de aynı şekilde hiçbir sorunun çözümü olamaz” dedi.

Haberin Devamı

DEĞERLER ORTAK: Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne (AK) ilk giren ülkelerden olduğunu hatırlatan ve diğer üyelerle aynı değerleri paylaştığını vurgulayan Brasseur şunları söyledi: “Türkiye’nin temel haklar, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi olmadan yaşayamayacağına eminim. Ama zaman zaman ‘Sizin Avrupa değerleriniz’ söylemini benimsiyorlar. Bu değerler ortak değerlerimiz. AK’ne üye olan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ilkeleri üzerinde anlaşan her ülkenin ortak değeri. Türkiye de bunun bir parçası ve bu değerleri hep birlikte savunmalıyız”.

PKK İLE KÜRTLERİ AYNI TUTMAK HATA OLUR

Çözüm sürecine Avrupa’dan tam destek veren isimler arasında yer alan AKPM Başkanı’nın Türkiye’de şiddetin tırmanması ve terör saldırılarına ilişkin yorumu ise şu oldu: “İki yıl önce PKK’yla ateşkes sağlandığında çok umutluydum. PKK tarafından şiddetin tırmandırılması ve terörist saldırılar kabul edilemez. Tabii Kürtlerle PKK’yı aynı tutmak yanlış olur. PKK’nın terör örgütü olmasından hareketle ‘Kürtler teröristtir’ diyemezsiniz”.

ABD'DEN BİR TEPKİ DAHA (Nafiz ALBAYRAK / NEW YORK - DHA)
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner de başta Hürriyet gazetesi olmak üzere, Doğan Medya Grubu bünyesindeki basın kuruluşlarında yer alan bazı haberlerden dolayı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla soruşturma açılmasını endişeyle karşıladıklarını söyledi.

Toner, başta ABD yönetimi ve Dışişleri Bakanlığı olarak kesinlikle sansüre ve özgür basını susturmaya yönelik girişimlere destek vermeyeceklerini belirterek, “Elbette ki biz özgür ve bağımsız medyadan yanayız, bunu bu podyumda da değişik kişilerden sürekli duydunuz. Biz bunu, iyi işleyen, doğru demokrasinin temeli olarak görüyoruz. Türkiye'de, medya kurumlarına karşı, hükümet uygulamalarını eleştirdikleri için, giderek artan soruşturmalarından ve terör propagandası suçlamalarından kaygı duyuyoruz. Açıkçası, yargı ve soruşturmaların basın özgürlüğünü frenlemek için saldırganca kullanılmasından endiye duyuyoruz" diye konuştu.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın, gerçekleşen iki saldırı sonrasında Hürriyet gazetesini ziyaret ettiğine değinen Toner, ABD Büyükelçisi'nin de özgür medya konusunda duyduğu kaygıları Hürriyet gazetesinde dile getirdiğini söyledi. Toner, “Benden ve diğer kişilerden de daha önce duymuş olduğunuz gibi, Türkiye'nin demokrasisi bizim için önemli. Türk yetkililerin, Türkiye'nin temel değerlerine demokratik kurumlarına, evrensel olarak da benimsenen temel özgürlüklere sahip çıkmalarını bekliyoruz” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!