Güncelleme Tarihi:
BODRUM Akyarlar’da önceki gün cesedi kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi’nin hikâyesinin detayları ortaya çıktı. Acılı baba Abdullah, olayı “Botumuz su alıyordu. Ayağa kalkınca alabora olduk. Çocuklarım ellerimin arasından kaydı” diye anlattı. Bu arada, Kurdi ailesinin bir süredir Kanada’ya iltica etmek için girişimlerde bulunduğu ancak bunların sonuçsuz kaldığı ifade edildi. Kanada gazetesi Ottowa Citizen’ın haberine göre Aylan’ın babası Abdullah Kurdi, Kanada’nın Vancouver kentinde kuaförlük yapan kız kardeşi Teema aracılığıyla iltica başvurusu yaptı.
‘TÜRKİYE’DE MUAMELE KÖTÜ’
Aylan’ın halası, “Arkadaşlarım ve dostlarım da banka hesaplarıyla yardımda bulundu ama onları oradan çıkaramadım. Bu nedenle botla gittiler. Türkiye’deki kiralarını bile ben ödüyordum ama orada Suriyelilere davranış biçimleri korkunç” dedi. 20 yıl önce Kanada’ya yerleşmiş olan Teema Kurdi, “Türkiye ile Kanada arasında mültecilerle ilgili bir tıkanıklık var. Bu yüzden Yunan adaları üzerinden gelmeye çalıştılar” diye ekledi.
KANADA’DA UĞRAŞTILAR
Kanadalı milletvekili Fin Donnelly, bu yılın başında Kurdi ailesinin dosyasını bizzat Vatandaşlık ve Göç Bakanı Chris Alexander’a teslim ettiğini ancak başvurunun reddedildiğini anlattı. Ottowa Citizen gazetesi ise Bakanlığın ret gerekçesi olarak Türkiye’den yapılan iltica başvurularındaki karışıklıkları gösterdi.
Ellerimden kayıp gittiler
İKİ botla birlikte Yunanistan’ın Kos Adası’na ulaşmaya çalışırken denizde eşi Rihan (35), oğulları Aylan (3) ve Galip’i (5) kaybeden baba Abdullah Kurdi, olayla ilgili verdiği ifadede şöyle konuştu: “Daha önce iki kez organizatörlere para vermiş ve Kos adasına geçmek istemiştik. Birisinde Sahil Güvenlik ekipleri bizi yakaladı. Serbest kaldık. Diğerinde organizatörler sözünde durmadı ve botu getirmedi. Bu kez kendi olanaklarımız ile botu temin ederek kürek çekerek geçmeye çalıştık. Sahilden 500 metre kadar açıldıktan kısa bir süre sonra bot su almaya başladı. Ayaklarımız ıslanıyordu. Su arttıkça panik başladı. Ayağa kalkınca olanlar oldu. Can yeleklerimiz vardı ama ayağa kalkanlar nedeniyle bot birden alabora olup ters döndü. Eşimin ellerinden tutuyordum. Çocuklarım ellerimin arasından kaydı. Bota tutunmaya çalıştık. Havası gittikçe söndü. Gecenin karanlığında herkes bağırıyordu. Bu nedenle sesimi çocuklarıma ve eşime duyuramıyordum. Herkes çığlık çığlığaydı. Işıklara bakarak karaya doğru yüzmeye çalıştım. Karaya çıktığımızda eşimi ve çocuklarımı aradım bulamadım. Korkudan kaçtıklarını düşündüm, Bodrum’a geldim. Sonra şehirde buluştuğumuz noktaya gelmediklerini görünce hastaneye giderek acı haberi aldım”.
O JANDARMA ANLATIYOR
Hepimizin aklına kendi çocukları geldi
DÜNYANIN taşıyamadığı insanlık yükü şimdi onun kucağında... O bir Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu... Astsubay Kıdemli Üstçavuş. BODRUM Jandarma Olay Yeri İnceleme Timi’nde görevli. O binlerce Mehmet’ten biri.. Adı bizde saklı. O aynı zamanda bir baba. Önceki gün tüm dünyayı sarsan fotoğraf karelerinin canlı tanığı o... Fotoğrafta onun kaldırdığı bebeğe hüzünlü gözlerle bakan ise Akyarlar Jandarma Komutanlığı’nda görevli bir asker...
‘GİTMEZSEK ÖLECEĞİZ’ DİYORLAR
1 Eylül’ü 2 Eylül’e bağlayan gecenin sabahında karşılaştıkları manzara kelimelere sığmayacak gibiydi... Bir yandan yürekleri titrese de görevlerini yaptılar. Sahile vurmuş insanlığa dokundular. Her şey bitip, döndüklerinde içlerine akıttıkları gözyaşını artık tutamadılar. İçlerinden o an görevli olanlardan biri yaşadıklarını anlatırken şu cümleler döküldü ağzından: “O küçücük çocukları gördüğümüzde hepimizin aklına çocukları geldi. Çocuklarımızı kucaklar gibi kıyamadan kaldırdık onları yerden. Her defasında aynı acıyı yaşıyoruz. Ama kimsenin elinden bir şey gelmiyor. Hâlâ bekleyenler var. Her şeyi göze almışlar. Yetişemiyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz ama olmuyor. ‘Gitmezsek de orada öleceğiz’ diyorlar.”
IŞİD’DEN KAÇTILAR
KOBANİ’de çalışan Mustafa Ebdi adlı gazeteci, Kurdi ailesinin gerçek soyadının Şenu olduğunu ve aslında Kobani’ye daha sonra geldiklerini anlattı. Ebdi’nin acılı baba Abdullah’ı misafir eden bir arkadaşına dayandırdığı bilgilere göre Kurdi ailesi, 2012 yılında Şam’da yaşarken Halep’e gittiğini anlattı. Ancak IŞİD, Halep’e yönelince buradan Kobani’ye giden aile son olarak Türkiye’ye sığındı. Kurdi ailesi, Bodrum’da bir ay kaldı ve akrabalarının yardımıyla para biriktirdi.
Fotoğraf Avrupa’yı değiştirir mi?
La Repubblica: Bir fotoğraf, Avrupa’nın göçmenlere ilişkin politikasını değiştirebilir mi? Belki evet. Bodrum kıyılarına vurmuş olan yaklaşık 2 yaşındaki çocuğa ait ceset fotoğrafları, deprem etkisi yarattı. Şimdiye kadar çok ölen çocuk mülteci gördük. Bu ise, çocukların deniz kabuğu toplamayı sevdiği bir plajda oldu.
Dram dünya manşetlerinde
Independent: O da birisinin çocuğu. İnsanlık Avrupa’da güvenlik arıyor, umutsuzluk dalgası büyüyor. AB tıkanmış durumda. Başbakanımız gerçekleri inkar ediyor. Dev bir insani felaket gözler önüne seriliyor. Gerçekten bunun bizim sorunumuz olmadığına inanıyor muyuz?
Guardian: Avrupa mülteci krizinin şok edici ve zalim gerçekliği
The Sun: Yaşam ve Ölüm. (Macaristan’da dünyaya gelen bir mülteci bebeğin fotoğrafını, Aylan’ın cesediyle birlikte yan yana kullanmış)
Times: Avrupa’da 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük göç akını yaşanıyor. Aylan’ın fotoğrafı göçün insani maliyetini gözler önüne seriyor.
New York Times: Aktivistler, ‘Boğulan çocuğun fotoğrafları görülmeli’ diyor.
Washington Post: Büyüyen bir krizin küçük kurbanı
La Stampa: Avrupa’nın öldüğü kumsal.
Dünyayı sarstı
3 yaşındaki Suriyeli çocuk Aylan Kurdi’nin deniz kıyısındaki cansız bedeninin fotoğrafı başta Türkiye olmak üzere dünyanın önde gelen gazetelerinin birinci sayfasında yer aldı. Dünya basını çocuk cesedinin sansürsüz bir şekilde kullanılmasını tartıştı. Editörler, fotoğrafın göçmen krizinin büyüklüğünü insanlara anlatması açısından önemini vurguladı.