Deutsche Welle Türkçe
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2015 10:45
Fransa’nın başkenti Paris’te 2013 yılında 3 Kürt kadının öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın tek zanlısı konumundaki Ömer Güney hakkında dava açılması talebinde bulunuldu. Yetmiş sayfalık iddianameden alıntılara yer veren Fransız gazetesi Le Monde'a göre, Paris Savcılığı, MİT şüphesi üzerinde duruyor. Gazete, "Fransız savcılık kaynakları, MİT'in, cinayetin hazırlık aşamasına katıldığını düşünüyor. Ancak MİT ajanlarının bu cinayete amirlerinin emriyle doğrudan ya da MİT yönetiminden habersiz katıldıklarına dair yeterli kanıt bulunmadığını belirtiyorlar" iddiasında bulundu.
Paris’te Kürdistan Enformasyon Merkezi’ne 9 Ocak 2013 tarihinde düzenlenen saldırıda,
PKK kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi Paris temsilcisi Fidan Doğan ve aktivist Leyla Söylemez başlarına sıkılan kurşunlarla öldürülmüştü. Olay sonrası otomobilindeki bir çantada barut izine rastlanan 30 yaşındaki Ömer Güney Fransız polisi tarafından yakalanmıştı. Ömer Güney'in, olayın meydana geldiği bölgedeki sokak güvenlik kameraları tarafından üstünde barut izine rastlanan çantayla görüntülendiği açıklanmıştı.
Ömer Güney hakkında 2013 yılında “cinayet”, 2014 yılında ise geçici tutuklu olduğu Paris yakınlarındaki Fresnes cezaevinden “silah ve patlayıcı kullanarak firar etme teşebbüsü” nedeniyle iki ayrı soruşturma dosyası açıldı. Soruşturmayı geçtiğimiz günlerde tamamlayan Paris Savcılığı, Güney hakkında “terör amaçlı cinayet” suçuyla dava açılması talebinde bulundu. Paris Mahkemesi Terörle Mücadele Dairesi sorgu hakimlerinin bu talebe olumlu yanıt vermesi halinde Ömer Güney’in
Fransa’da yargılanmasına başlanacak.
MİT iddiası Fransız basınına konuşan Paris Savcılığı kaynakları, “Türk gizli servislerinin (MİT), öncelikli olarak Sakine Cansız’ı hedef alan cinayetin tasarlanış ve hazırlanış aşamasına katıldığını düşündüklerini” söylüyorlar. Ancak “MİT ajanlarının bu cinayete amirlerinin emriyle doğrudan ya da MİT’in imajını bozmak amacıyla MİT yönetiminden habersiz veya barış sürecine zarar vermek amacıyla katıldıklarına dair yeterli kanıt olmadığının” da altını çiziyorlar. Adli kaynaklar, Ömer Güney’in “casusluk faaliyetlerinin, Türkiye’de bulunan çok sayıda kişiyle gizli temaslarının ve soruşturma sırasında firar planlarının açığa çıkarıldığını” da belirtiyorlar. Soruşturma sırasında, Ömer Güney’in 2012 yılının ikinci yarısında bir Türk cep telefonuyla Fransa’dan Türkiye’de “teknik bir numarayı” 214 kez aradığının tespit edildiği açıklanmıştı.
Ömer Güney’in Almanya’daki geçmişi ve Fransa’da PKK’ya yakınlığıyla bilinen bir derneğe üyeliği nedeniyle Paris cinayetinde ilk aşamada adi suç veya PKK içi hesaplaşma olasılıkları ön plana çıkmıştı. 12 Ocak 2014'te Ömer Güney ile MİT ajanı olduğu söylenen iki kişi arasındaki bir ses kaydının, 14 Ocak 2014’te de “MİT yetkililerinin imzasının olduğu” söylenen ve “Sakine Cansız’ın ortadan kaldırılması için 6 bin euro ödeme yapıldığını” iddia eden bir belgenin ortaya çıkmasının ardından ise soruşturmanın seyri değişmişti. Ömer Güney ses kaydındaki kişinin kendisi olduğunu reddetse de kendisini tanıyan birçok kişi sesin ona ait olduğunu bildirmişti. Ses kaydının yayınlanmasının ardından MİT de cinayette rolü olduğu iddialarını yalanlamıştı. Bu belgelerin ortaya çıkmasının ardından, soruşturmayı yürüten Fransız adli makamları, Ömer Güney’in telefon ettiği numaralar hakkında Ankara’dan bilgi talebinde bulunmuştu.
Ömer Güney’in olası MİT bağlantısının ön plana çıkması üzerine adli makamlar, Fransız gizli servislerinin elindeki Ömer Güney dosyaları üzerindeki “gizliliğin” kaldırılması talebinde bulunmuş, fakat olumlu yanıt alamamışlardı. Öldürülen kadınların ailelerinin Fransız gizli servislerinin Ömer Güney hakkında sorgulanması için Fransız mahkemelerine yaptıkları başvuru da geri çevrilmişti.