Güncelleme Tarihi:
ANKARA Yönetimi, 1915 Olayları’nın 100’üncü yıldönümü sayılan 24 Nisan öncesi, Washington’a çok kritik bir geziye hazırlanıyor. Papa Françesko’nun 1915 Olayları için ‘soykırım’ demesinin ardından aynısını 24 Nisan’da yayınlayacağı konuya ilişkin geleneksel başkanlık bildirisinde ABD Başkanı Barack Obama’nın da tekrarlamaması için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Washington’da görüşmeler yapması bekleniyor.
Aslında bu hafta Türk Hükümeti’ni temsilen kente gelecek en üst düzey yetkili Başbakan Yardımcısı Ali Babacan olacak. Ancak IMF ve G-20 için toplantılarına katılacak Babacan, Amerikan Yönetimi ile bu konuda doğrudan bir temas kurmayacak. 24 Nisan diplomasisi ise Babacan’ın Cumartesi günü New York’a hareket etmesinden sonra kente varması planlanan Çavuşoğlu ile başlayacak.
EN KRİTİK MESAİ
Pazar günü, ABD’de örgütlü Türk-Amerikan kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelecek olan Çavuşoğlu, pazartesi günü Washington’ın önde gelen düşünce kuruluşlarından Carnegie Endowment’ta bir konuşma yapacak. Ardından Kongre’de temaslarda bulunacak. Salı günü ise Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry ile kritik bir görüşme gerçekleştirerek, Ukrayna krizi, Suriye iç şavaşı, İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmeler gibi bölgesel konuların yanı sıra ağırlıklı olarak 24 Nisan’da Yönetim adına Obama’nın yayınlayacağı başkanlık açıklamasında 1915 Olayları’nın nasıl tasvir edileceği konusunu görüşecek.
KAYGILAR İLETİLDİ
Türk tarafı, şimdiye kadar Washington Yönetimi ile yaptığı toplantılarda Obama’nın o gün olayları soykırım olarak tarif etmesinin Türk-Amerikan ilişkilerine vereceği zararı net bir şekilde aktardı. Türkler, görüşmelerde Obama’nın ‘soykırım’ demesi halinde bunun somut sonuçlarının ne olacağını açıklamadı. Nitekim zaman zaman basına yansıyan, Ankara’nın böyle bir durumda İncirlik Üssü dahil Türkiye’de Amerikalılara sağlanan üs erişimlerini kaldıracağını Amerikalılara söylediği yönündeki haberlerin doğru olmadığı belirtildi. Ancak Amerikalılara, üstü kapalı diplomatik bir dille, böyle bir durumun ilişkilerde tamiri zor hasarlar yaratacağı aktarıldığı öğrenildi. Çavuşoğlu’nun da hem Kerry ile yapacağı görüşmede hem de henüz teyit edilmemiş olan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile gerçekleştireceği toplantıda bunun altını çizeceği aktarıldı. Türk kaynaklar, bunun dışında Türk basınında yer alan, Çavuşoğlu’nun görüşmeler sırasında ABD’den Fethullah Gülen’in iadesini de resmen isteyeceği yönündeki haberleri ise teyit etmedi.
KONGRE DEĞİL YÖNETİM
24 Nisan Cuma günü belli olacak ‘soykırım’ tartışmasında, Dışişleri Bakanlığı’na geldiği Ağustos 2014’ten beri en kritik dış gezisini yapmaya hazırlanan Çavuşoğlu için Washington ziyaretinin en önemli ayağı, Yönetim olacak. Zira Amerikan Kongresi’nin geçen Kasımki seçimlerde hem Senato hem de Temsilciler Meclisi olarak Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçmesinin ardından Kongre’de soykırımı destekleyen bir yasa çıkma ihtimali azalmıştı. Nitekim 18 Mart 2015’te sunulan ve Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’nı tanımasını talep eden Temsilciler Meclisi’nin 154 no’lu tasarısı da 435 üyeli yasama organında 51 imzada tıkanmış durumda. Ve görüşülmesi için Genel Kurul’a gelme şansı çok düşük. Ancak 57 yıl sonra Küba ve ABD arasındaki tarihi yakınlaşmada da devreye girerek süreci ateşleyen isim olan Papa Françesko’nun geçen hafta sonu 1915 Olayları konusunda da bir çıkışta bulunması, Washington’da gözleri yeniden Beyaz Saray’a çevirdi. Ve Papa’nın 1915 Olayları için “yaygın bir şekilde 20’nci yüzyılın ilk soykırımı olduğu düşünülen” diye üzerinde düşünülmüş çok dikkatli bir ifade kullanması, 2008 başkanlık kampanyasında halka Ermeni Soykırımı’nı tanıma sözü veren Obama’ya da 2017’de görevi devretmesinden önce bir çıkış imkânı sunabileceği değerlendirilmeye başlandı.
ÜÇ ADIMDA OBAMA 'SOYKIRIM' DERSE NE OLUR
1) ABD’nin dış politikasını belirleyen federal hükümet, Amerikan mahkemelerinde soykırım gerekçe gösterilerek açılmış davalar için güçlü bir dayanak ortaya koymuş olur.
2) Türkiye, Amerikan federal hükümeti tarafından soykırım suçu işlemiş sayıldığından Amerikan eyaletlerinde bu yüzden açılmış tazminat davalarını kaybedebilir.
3) Obama’nın kararı diğer ülkeler için de emsal olur ve aynı yasal süreç, başka ülkelerde de gerçekleşebilir.