Güncelleme Tarihi:
Dünyada basın özgürlüğü konusunda çalışan uluslararası kuruluşların en önemlilerinden Freedom House örgütü, ülkelerdeki basın özgürlüğünü incelediği geleneksel yıllık raporunu açıkladı. Dünya genelinde siyasi haklar ve özgürlüklerin üst üste sekizinci sene de gerilemeye devam ettiği belirtilirken, geçen sene Türkiye’nin basın özgürlüğü endeksinde “özgür olmayan ülkeler” kategorisindeki yeri, bu sene “kısmen özgür ülkeler”e yükseltildi. Ancak raporda Türkiye’de basın özgürlüğü kısıtlamalarının devam ettiği belirtilirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaşanan problemde oynadığı role vurgu yapıldı. Ve Türkiye’deki durumun ele alındığı her bölümde, Erdoğan’ın “otoriter” yönetim anlayışının altı çizildi.
Türkiye geçen sene 15 yıl sonra ilk kez "özgür olmayan ülkeler" arasına girdi
DÜNYANIN YÜZDE 40’I ÖZGÜR
Freedom House’un hazırladığı endekse göre dünyada 88 ülke basın özgürlüğü açısından “özgür ülkeler” kategorisinde gösterilirken, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 59 ülke “kısmen özgür”, 48 ülke de “özgür olmayan” ülkeler arasında sayıldı. Bu ülkelerin nüfusları dikkate alındığında ise dünyadaki insanların yüzde 40’ının “özgür” ülkelerde yaşadığı, yüzde 25’inin “kısmen özgür”, yüzde 35’nin ise “özgür olmayan” bir çevrede hayatını sürdürdüğü belirtildi.
EN OLUMSUZ ÜLKE MISIR
Raporda, basın özgürlüğü açısından dünyadaki en belirgin olumsuzlukların, 2013’te bir darbenin yaşandığı Mısır’da gerçekleştiği kaydedildi. Ancak demokratik hakların yeterince iyileşmediği önde gelen diğer ülkeler arasında Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Venezuela ve Endonezya ile birlikte Türkiye’nin de adı sayıldı.
Sivil haklar açısından, geçen ekim ayında seküler bir siyasi hareketin seçim kazandığı Tunus’ta yaşanan olumlu gelişmelere değinilirken, Pakistan ve Afrika ülkeleri Mali, Senegal, Ruanda da ilerleme kaydeden yerler arasında gösterildi. Siyasi hakların en kötü olduğu 10 ülkenin ise Orta Afrika Cumhuriyeti, Somali, Ekvator Ginesi, Sudan, Eritre, Suriye, Kuzey Kore, Türkmenistan, Suudi Arabistan ve Özbekistan olduğu kaydedildi.
MODERN OTORİTERLİK
Freedom House’un 41’incisi tamamlanan yıllık raporu, dünyadaki sivil hakların neden gerilediğini incelerken “modern otoriterlik” kavramının altını çizdi. Ve “modern otoriter liderlerin siyasi çoğulculuğu güçlendiren kurumları ele geçirmeye odaklandıkları” belirtilerek şöyle denildi: “Bazı liderler, siyasi muhaliflerini yok etmeden onları çökertmek için etkin bir biçimde modern otoriterliğe yaslanırlar ve sahte bir düzen, meşruiyet ve refahı devam ettirerek hukukun üstünlüğüne karşı gelirler. Modern otoriterler, sadece yürütme ve yasamayı değil ama aynı zamanda medyayı, yargıyı, sivil toplumu, ekonomiyi ve güvenlik güçlerini de kontrol etmeyi isterler.”
Raporun Türkiye’ye dair değerlendirmesinde ise şunlar kaydedildi:
• Avrupa’da çoğu ülkede, göçmen akımına karşı bir cevap olarak büyüyen milliyetçi duygulara rağmen demokratik standartlara ve özgürlüklere saygı gösterildi. Ancak Türkiye’nin Başbakanı (rapor 2014’ü kapsadığından Erdoğan’ın başbakanlığı döneminden bahsediliyor) Recep Tayip Erdoğan, protestolara yönelik müdahale ve medyadaki eleştirel seslere karşı kampanya dahil, artan bir şekilde otoriter eğilimler gösterdi.
• Türkiye’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eleştirilmesini azaltmak için bir dizi taktik uygulamaya konuldu. Buna muhabirlerin hapse atılması, bağımsız yayıncılara holdinglerini hükümete yakın olanlara satmaları için baskı uygulanması ve eleştirel gazeteciler susturulmazsa medya sahiplerinin misillemeyle tehdit edilmeleri de dahil.
• Yüzlerce önde gelen Türk’ün hükümeti devirmek için komplo kurduğu iddiasıyla ceza aldığı bir dizi “derin devlet” yargılaması, hukukun üstünlüğü konusunda ciddi soru işaretleri oluşturmuştu. Bunlara Erdoğan’ın müttefiklerine yönelik yolsuzluk davalarına cevap olarak hükümetin polis ve savcıları temizliği de eklendi.
"VERİLER DOĞRU OLMUYOR"
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, haftalık olağan basın toplantısında, Freedom House'un yayımladığı rapora da değinmişti.
Freedom House'un raporunda yer alan Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerin de farklı kanallardan bilgiler alarak oluşturulduğunu söyleyen Bilgiç, "Bunların hangi kaynaktan alındığına bir bakmak lazım. Daha önce de Türkiye'ye ilişkin yayınlanan bazı temel verilerin doğru olmadığı ortaya çıktı" ifadesini kullanmıştı.