Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, "Bu konu hep daha büyük bir sorunun yansıması, bir semptomu olarak ortaya çıkmıştır. Bugün de güney sınırlarımıza komşu devlet yapılarının çökmesi ve bunun doğurduğu istikrarsızlık ve kaos ortamı, terör örgütlerine faaliyet alanı kazandırmıştır. Bölge maalesef terörist savaşçılar için çekim merkezi haline gelmiştir" dedi. Erdoğan konuşmasında "IŞİD eli kanlı terör örgütüdür" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
BİZ UYARILARI YAPMIŞTIK
Bugün de güney sınırlarımıza komşu devlet yapılarının çökmesi ve bunun doğurduğu istikrarsızlık ve kaos ortamı terör örgütlerine faaliyet alanı kazandırmıştır. Bölge, maalesef terörist savaşçılar için çekim merkezi haline gelmiştir. Türkiye, özellikle Suriye'de istikrarsızlığın baş göstermesinden itibaren Uluslararası topluma söz konusu tehdide yönelik uyarılarını yapmıştır. Rejimin halka yönelik şiddet politikaları karşısında uluslararası camianın içinden bir türlü çıkamadığı atalet, Suriye'de El Kaide'nin yeniden canlanıp rejimin desteği ile IŞİD kimliği altında palazlanmasına zemin hazırlamıştır.
ÜSTESİNDEN GELİRİZ
IŞİD tehdidinin Irak'a yayılması ise konjonktüreldir ve geçmiş hükümetin mezhepçil politikalarından beslenmiştir. Uluslararası toplum birlik ve dayanışma içinde hareket ettiği taktirde üstesinden gelemeyeceğimiz bir sınama yoktur.
Uzun vadeli düşünüp, samimi ve kapsamlı yaklaşım benimsersek bu tehdidi alt edebiliriz.
SET ÇEKME GAYRETİNDEYİZ
Türkiye, uzun zamandan beri aldığı tedbirlerle yabancı terörist savaşçıların girişine yoğun bir set çekme gayretindedir. Ancak, bu, Türkiye'nin tek başına yürütebileceği bir mücadele değildir.
Yabancı terörist savaşçı tehdidi, bu kişilerin kaynak ülkelerden ayrılmalarıyla başlamaktadır. Dolayısıyla, bunlarla mücadele esas olarak kaynak ülkelerde başlamalıdır.
Öncelikli hedefimiz, bu kişilerin ülkemize girişlerinin engellenmesidir. Bu hususta uzun zamandır ilgili ülkelere bizimle işbirliği yapmaları için çağrıda bulunmaktaydık.
ÇOK AĞIR DAVRANILDI
Üzülerek söylemeliyim ki bu hususta da ağır davranılmıştır. Tehdidin artması üzerine nihayet, son dönemde kaynak ülkelerin bizimle bilgi paylaştığını görmekteyiz.
Bu sayede yabancı terörist savaşçılar tehdidi ile mücadele kapsamında 6 bin 300 kişiye giriş yasağı koyduk, bini aşkın yabancıyı sınır dışı ettik. Havalimanlarında risk analiz grupları oluşturduk.
İŞBİRLİĞİ RUHU SERGİLENMELİ
Burada bir kez daha vurgulamak istiyorum; bu konuda Türkiye’nin işbirliğini bekleyen dost ve ortaklarımızın ancak kendilerini de gerçek bir işbirliği ruhu sergilemeleri halinde bu akışı durdurabiliriz.
Bu mücadelede, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir başka konu ise, alınan tedbirlerin İslamofobik çevrelerce istismarına ve ortak medeni değerlerimizi incitmesine izin verilmemesidir.
Türkiye, yıllarca terör belasından çekmiş, terörizme binlerce evladını kurban vermiştir. Terörün yaşattığı acıyı en iyi bilenlerdeniz. Dünyanın dört bir köşesinden gençlerin terörün ağına düşmesine herkesten önce biz mani olmak istiyoruz. Nitekim, Türkiye, 2011’de ABD ile birlikte Terörle Mücadele Küresel Forum’unu kurarken tam da bu anlayışla hareket etmiştir. Türkiye, bu tehdidin bertaraf edilmesi için gerekli tüm bireysel, bölgesel ve uluslararası adımları atmakta ve bu hususta daha da yoğun tedbirler almakta kararlıdır.
IŞİD ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTÜDÜR
Hükümetimiz bu yönde en başından itibaren gerekli hukuki tedbirleri de almıştır. Terörle mücadelede ulusal çıkarlarımızın gerektirdiği her türlü adım bölgesel istikrara ve insani gerekler gözönüne alınmak suretiyle atılacaktır.
SINIRLARIMIZDA BÜYÜK BASKI VAR
Ülkemizin sınırları üzerinde büyük bir baskı mevcuttur.
Suriye’deki çatışmaların başından buyana her etnik grup ve mezhepten kabul ettiğimiz 1 milyon 300 bin Suriyeli mülteciye ilaveten, sadece geçtiğimiz hafta içinde IŞİD saldırılarından kaçan 140 binden fazla Suriyeli Kürt mülteci ülkemize sığınmıştır.
Halen Irak’tan gelen 70 bin Yezidi’ye de geçici ev sahipliği yapıyoruz. Tüm bu fedakarlıklarımıza rağmen ve dayanışma beklentimize yeterince karşılık bulamamışken, haksız bir takım eleştirilere maruz kalmak da bizi gerçekten üzmektedir. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı sorgulanamaz.
Uluslararası toplumla da esasen tarihi bir samimiyet sınavından geçerken dayanışmamızın gereğine inanıyorum. Sorunun köküne inildiği, arzu edilen dayanışma ve işbirliği sağlandığında sonuç alınmaması mümkün değildir.
YOĞUN ÇABALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ
Milyonlarca Suriyeli kardeşimizin güven içinde evine dönebildiği, bütün Irak’lı kardeşlerimizin kendilerini Irak’ın parçası hissettiği, kalıcı bir barış , demokrasi ve istikar ortamının sağlanması hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Türkiye bu hedef doğrultusunda yoğun çabalarını sürdürecektir.