Güncelleme Tarihi:
Ada'da barış görüşmelerinin başlayabilmesi için Kıbrıslı Rumlar ve Türkler yaklaşık dört aydır ortak bir açıklama taslağı üzerinde çalışıyorlardı. Ancak Rum tarafının "tek egemenlik", Türk tarafının ise "garantiler" konusundaki ısrarı sonucunda, ortak metin üzerinde uzlaşma sağlanamıyordu.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland'ın Ada'da bu hafta Kıbrıslı Rum ve Türk liderlerle yaptığı görüşmeler sonucunda, ortaya her iki tarafın isteklerini de gözeten yeni bir "taslak" oluşturduğu ve taslağın taraflara sunulduğu öne sürüldü.
Rum Fileleftheros gazetesi bugün ABD'nin Kıbrıs'ta Türk ve Rum taraflara sunduğu taslak metnin tam metnini yayınladı.
Taslak metin, dört aydır devam eden görüşmelerde ilk kez tüm unsurlarıyla ortaya çıktı. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Kıbrıs Rum Kesimi lideri Anastasiades'in, yapacakları ilk görüşme sonrasında ortaklaşa yapmalarının planlandığı açıklamanın, ABD'nin elden geçirdiği taslak metni şöyle:
"İki lider bugün, BM Genel Sekreterinin iyi niyet misyonu çerçevesinde ilk görüşmelerini gerçekleştirdiler. Görüşme dostane ve samimi bir ortamda gerçekleşti ve iki lider şu konularda anlaştılar:
1. Mevcut durum kabul edilemezdir ve bu durumun uzamasının Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler için olumsuz etkileri olacaktır. Liderler çözümün tüm bölgeye olumlu etkileri olacağını teyit ederken, bundan ilk başta Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar faydalanacaktır. Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin demokratik ilkelerine, insan haklarına, temel özgürlüklerine, iki tarafın ayrı kimliklerine ve bütünlüğüne saygı duyularak, AB içinde birleşik bir Kıbrıs’ta ortak gelecekleri sağlama alınacaktır.
2. Liderler, sonuç umut edecek şekilde, yapılandırılmış müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin kararlılıklarını ifade ettiler. Çözümlenmemiş tüm temel konular masada olacak ve birbirleri ile ilişkili bir şekilde görüşülecekler. Liderlerin amacı, en kısa zamanda çözüme varmak ve akabinde de ayrı ve eş zamanlı referandumlar gerçekleştirmek olacaktır.
3. Çözüm, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları ve Doruk Anlaşmalarında belirlendiği üzere, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli iki toplumlu federasyona dayanacaktır. BM ve AB üyesi olarak Birleşik Kıbrıs’ın birleşik bir hukuk kişiliği, Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerden eşit şekilde neşet edecek BM Şartı altında, tüm BM üyesi devletlerin sahip olduğu egemenlik olarak belirlenecek tek egemenliğe sahip olacaktır. Federal yasa tarafından düzenlenecek birleşik bir Kıbrıs vatandaşlığına sahip olacaktır. Birleşik Kıbrıs’ın tüm vatandaşları, ya Kıbrıs Rum kurucu devletinin, ya da Kıbrıs Türk kurucu devletinin vatandaşı olacaktır. Bu kimlik, iç vatandaşlık şeklinde ve tamamlayıcı olacaktır. Hiçbir şekilde birleşik Kıbrıs vatandaşlığının yerini almayacaktır. Federal hükümetin yetkileri ve belirlenmiş yetkilerle ilişkili olacak konular, Anayasa tarafından saptanacaktır. Federal anayasa aynı zamanda, artık yetkilerin kurucu devletler tarafından kullanılmasını öngörecektir. Kurucu devletler tüm yetkilerini federal hükümetin müdahalelerinden uzak bir şekilde tam ve kesin olarak kullanacaklar. Federal yasalar kurucu devletlerin yetkileri dahilinde olan kurucu devlet yasalarını ihlal etmeyecekler ve kurucu devletlerin yasaları, federal hükümetin yasaları dahilinde olan federal yasaları ihlal etmeyecekler. Yukarıdaki konularla ilgili herhangi bir anlaşmazlık federal yüksek mahkeme tarafından çözülecek. Taraflardan hiçbiri diğer taraf üzerinde yetki ya da otorite kullanmayacak.
4. Birleşik Kıbrıs Federasyonu ayrı ve eş zamanlı referandumlarda onaylanacak çözümden sonra ortaya çıkacaktır. Federal anayasa, birleşik Kıbrıs federasyonunun iki kurucu eşit devletlerden oluşacağını belirleyecektir. Federasyonun iki bölgeliliği ve iki kesimliliği, AB’nin dayandığı ilkeleri sağlama alınacak ve tüm adada bunlara saygı duyulacak. Federal anayasa adanın en üst yasasını teşkil edecek ve federasyonun ve kurucu devletlerin tüm yetkilerini bağlayacaktır. Federasyonun tümünün ya da bir kısmının başka bir ülkeyle birleşmesi ya da bölünmenin herhangi bir şekli ya da federasyondan ayrılma ya da durumda tek taraflı herhangi bir değişiklik yasaktır.
5. Müzakereler ‘her konuda anlaşmaya varılana kadar hiçbir konuda anlaşılmış sayılmayacaktır’ ilkesine dayanacaktır.
6. Atanmış temsilciler her an herhangi bir konuyu görüşme konusunda tam yetkiye sahiptirler ve gerektiği zaman süreçte tüm ilgili taraflara paralel şekilde ulaşabilmelidirler. Karar alma konusunda tam yetkiyi muhafaza ediyorlar. Sadece liderlerin özgür bir şekilde varacakları bir anlaşma, ayrı ve eş zamanlı referandumlara sunulabilir. Hakemliğin herhangi bir çeşidi kabul edilemezdir.
7. Taraflar müzakerelerin başarısını sağlama almak için, olumlu bir atmosfer yaratmayı arzu edecekler. Sorumluluk yüklemekten ya da kamuoyu önünde müzakerelerle ilgili herhangi bir olumsuz yorum yapmaktan kaçınmakla yükümlüdürler. Bununla birlikte çaba süresince, birleşik bir Kıbrıs ilgili perspektife dinamik bir ivme kazandıracak güven artırıcı önlemleri uygulamakla yükümlüdürler.
8. Liderler aynı zamanda…
( Buraya istenilen ilave yapılabilir) "
EGEMENLİK TAMAM GİBİ, GARANTİLER YOK
Kıbrıslı Türk kaynaklar, ortaya çıkan bu son metinle egemenlik konusundaki sıkıntıların aşılabileceğini, ancak garantiler konusunda metnin hala "tatmin edici olmaktan uzak" olduğunu vurguladılar.
ÜÇ KONUDA SIKINTI VAR
Taslak açıklama metni konusunda yapılan müzakerelerde üç temel konuda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştı. Bunlar; egemenlik, vatandaşlık ve artık yetkiler.
Egemenlik konusunda her iki taraf da, iki kurucu halkın oluşturacağı iki devletin, dışarıya karşı tek bir egemen devlet olarak temsil edilmesi konusunda uzlaşmış görünüyor.
Sıkıntı ise, kurucu devletlerin 3. ülkelerle ayrı ayrı anlaşma yapma yetkisi üzerinde düğümleniyor. Rumlar bu yetkinin kurucu devletlere verilmemesi konusunda ısrar ederken, Türk tarafı ise kurucu devletlerin de anlaşma yapma hakkı olması gerektiğini savunuyor. Kıbrıs Türk tarafı, Türkiye ile doğrudan ilişki kurup, anlaşma yaparak, garantilerin devamını sağlamayı amaçlıyor.
Vatandaşlık konusunda da yine kurucu devletlerin, tek çatı devletin vatandaşlığı dışında, halklara alt vatandaşlık verip vermemesi konusunda anlaşmazlık yaşanıyor.