Güncelleme Tarihi:
Suzy Hansen imzalı yazıda son haftalarda Sivil Dayanışma Platformu tarafından astırılan “Sağlam İrade” billboardlarından bahsedilerek, “Dev bilboardlar, birçok Türk'ün yıllardır hissettiği klostrofobiyi daha da artırdı. Öyle ki Erdoğan her yerde, her ağaçta ya da boş alanda, her trafik sıkışıklığında, her gazete köşesinde ve hükümet yanlısı tweet'te, ezanda” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’nin bir şehir gibi yönetildiği, Başbakan’ın yerel projeleri kendi özel Legoland’ında oynar gibi kontrol edebildiği belirtildi.
Erdoğan'ın olayların başlamasından birkaç hafta sonra bir grup aktivistle yaptığı görüşmede yaşananlara da yer verilen yazıda, Başbakan'ın neden birçok Türk'ün öfkeli olduğunu anlamaya çalıştığı ifade edildi. Erdoğan'ın bu hareketinin de Robert F. Kennedy'nin 1963'te ABD Adalet Bakanı olduğu dönemde siyahi vatandaşların öfkesini anlamak için James Baldwin, Harry Belafonte ve Lorraine Hansberry ile görüşmesini hatırlattığı belirtildi.
Toplantıların birinde beş saat boyunca not tutan Erdoğan'ın, bakanlar görgü tanıklarının sözünü kesmeye kalkışınca, “Bırakın konuşsunlar” dediği ifade edildi.
'MERAK ETMEYİN ONLARI AĞLATTIM'
Taksim Gezi Parkı olaylarıyla ilgili Erdoğan’la görüşen heyette bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Profesör İpek Akpınar, gazeteye yaptığı açıklamada, Başbakan’a polise müdahale emri verip vermediğini, ilk üç gün yaşananlardan haberdar olup olmadığını sorduğunu belirtti.
Erdoğan bu soruya şöyle cevap verdi: “Ekibim yaşananları çok fazla ciddiye almadı. Biz sadece eylemleri çevreciler olarak düşündük, bu yüzden tepki vermedik. Evet polis sert davrandı. İlk iki gece çadırların yakıldığından haberdar değildim. Bana üçüncü gününde haber verildi. İş işten geçmişti.”
Habere göre, bunun üzerine 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Nil Eyüpoğlu sesini yükselterek, “Peki daha sonra ne oldu? Ne yaptınız! Anlatın bize! Niçin bize saldırdılar ve siz nasıl bilemezsiniz?” diye sordu. Erdoğan’ın buna cevabı ise, “Merak etmeyin. Sorumluları ofisime çağırdım, azarladım. Onları ağlattım” oldu.