Güncelleme Tarihi:
Radikal Gazetesi Dış Haberler Müdürü Fehim Taştekin:
Esad’ın eli güçlendi, taviz verebilir!
Suriye rejimi Cenevre’de masaya oturmadan önce sahadaki kontrolünü güçlendirmek için baskıyı artırmıştı. Nitekim Şam, Humus ve Hama çevresinde önemli mevziler kazandı. İlerleme kaydederken ateşkes önerisine de sıcak bakmıyordu. Ancak asıl kritik eşik olan Halep’te rejim planladığı zaman ve ölçüde ilerleme sağlayamadı. Sahada rejim lehine gelişmelere rağmen ‘birbirini yenememe durumu’ Halep’te değişmedi. Tam bu noktada başka bir gelişme Şam’ı avantajlı noktaya getirdi: Muhalif cephenin kendi arasında savaşa tutuşması Esad yönetiminin elini güçlendirdi. Bu iki olguyu dikkate alarak Esad yönetiminin ateşkese bu kez sıcak bakması mümkün. Fakat 2012’deki gibi şehirlerden ağır silahlarını çekmek suretiyle bir ateşkese gitmesi de zor. Çünkü 2012’de bunu yaptıktan sonra, ordunun çekildiği yerlere muhalifler yığınak yapmış ve yeni mevziler kazanmıştı. İnsani koridor açılması önerisine de uluslararası alanda yine Esad’ın imajına hizmet edeceğinden hayır demeyebilirler.
Şu anda ABD ve Rusya Cenevre sürecinin çökmesini önlemeye odaklanmış durumda. Lime lime olan muhalefetin daha fazla parçalanmadan Cenevre’ye götürülmesi öncelikli hedef. Rusya da durumun nazikliğinin farkında. Rusya bazı konularda ABD ile aynı dalga boyunda giderek, masaya oturmakta zorlanan muhalefetin kaygılarına karşılık vermiş oluyor. Tabii Rusya’nın kabul ettiği koşullara Şam yönetiminin fazla direnç göstermesini de kimse beklemiyor. Muhtemelen bu meseleler, öncesinde Moskova-Şam hattında görüşülmüştür. Esad yönetimi de Cenevre sürecinin kendisine yeniden uluslararası meşruiyet kazandıracağının farkında. Haliyle stratejik kazanımları tehdit etmeyen bazı tavizler vermesi şaşırtıcı olmaz.
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mensur Akgün:
Miloseviç örneği unutulmamalı
Cenevre konferansı öncesi gelen bu açıklamalar önemli ama Suriye'deki geçiş sürecinin Esad'lı mı yoksa Esad'sız mı olacağı konusu halen belirsiz. Özellikle ABD, Suriye konusunda "Esad gitsin" noktasından farklı noktalara geldi. Bunda özellikle bölgedeki El Kaide yapılanması etkili oldu. ABD son dönemde Suriye politikasındaki bazı konularda İran'la bile aynı noktada buluştu.
Ama şu da gözden kaçırılmamalı. Suriye'de şu an için önemli olan akan kanın durdurulması. Geçmişteki Yugoslavya örneğinde Miloseviç, geçiş döneminde iktidarda kaldı ama ardından Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılandı.
Türkiye de çözüm sürecini her halükârda destekliyor. Türkiye'nin de şu anki asıl sorunu, Suriye sınırında güçlenen El Kaide gibi. Zaten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da geçtiğimiz günlerdeki 'ehvenişer' açıklamasında buna değindi.