Güncelleme Tarihi:
Gül, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılmak için Portekiz'e hareket etmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin “Türkiye taleplerine olumlu bir yanıt almazsa Zirvede yine bir ilke kararının altına imza atılması bekleniyor mu? Bu durumda Türkiye'nin tutumu ne olacak?” şeklindeki sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu:
“Zirvede birçok önemli konular var, bunlardan birisi de füze savunma sistemi. Türkiye bu konularda başından beri hep ilkesel hareket etmiştir ve ilkeler çerçevesinde devam etmektedir ve savunmanın bir bütünlüğü söz konusudur. NATO'da bir savunma örgütüdür, herhangi bir tehdit, herhangi bir taciz etme örgütü değildir. Ve bütün savunulacak ülkelerin, bütün NATO'nun müttefikleri ve NATO'nun bütün üyeleri olması gerekmektedir, Türkiye, bu ilkesel bazda kararlarını alırken önce ulusal menfaatlerimiz, sonra da ittifak dayanışması çerçevesinde bütün bu kararları almaktadır. Bu konuyla ilgili biz Türkiye içerisinde değerlendirmelerimizi geniş bir şekilde yaptık ve bu konunun nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda kesin net kararlarımızı NATO'nun ve müttefik ülkelerin yetkilileriyle bu süreçte paylaştık. Diplomatlarımız, askerlerimiz, bütün teknik uzmanlarımız...Bu süreci sayın Başbakanımız, sayın bakanlarımız, Savunma Bakanımız, Dışişleri Bakanımız daha önceki toplantılarında bütün bu konuları nasıl düşündüğümüzü müttefiklerimize yansıttık. Ben de biraz önce söylediğim gibi yazılı bir şekilde bu konuyla ilgili kanaatlerimizi gönderdik. Doğrusu beklentimiz bunların hepsinin kabul göreceği çerçevesi içerisindedir ve bu yönde de doğrusu gelişmeler söz konusudur.”
Cumhurbaşkanı Gül, “Füze savunma sisteminin başlangıçtan beri İran'a karşı olduğu her zaman ifade edilmişti ancak Türkiye'nin bu konudaki tavrını siz de ifade ettiniz. Ancak bu konuda İslam dünyasında yapılan bazı değerlendirmeler Türkiye'nin var olan son süreçte özellikle İslam dünyasındaki imajını zedeleyebileceğine dair bir takım değerlendirmeler yapılıyor, siz bu kaygıları paylaşıyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bunlar belki yanlış bilgilerden olabilir. Bu yüzden bu füze savunma sistemi 2002 Irak zirvesinden başlayan ondan sonraki bütün zirvelerde konuşulan, İstanbul zirvesinde de konuşulan ve neticede bu noktaya gelen bir süreçtir. Dün başlamış değildir. Balistik füzeler biliyorsunuz birçok ülkede vardır bu ülkelerin sayısı giderek çoğalabilir de azalabilir de... Dolasıyla NATO müttefiklerinin herhangi bir balistik füzeye karşı korunmasıyla ilgili böyle bir çalışma eskiden gelen bir çalışmadır. Herhangi bir ülkenin zikredilmesine burada kesinlikle karşıyız tek başına. Zaten bu da kabul görmüştür. NATO'nun bir tehdit, bir taciz edici ülke olmadığı, örgüt olmadığını düşünürseniz bunları zaten kabul etmeniz gerekmektedir. Dolayısıyla herhangi bir ülkeye karşı böyle bir çalışma içerisinde NATO olamaz. Ama balistik füze kimde varsa veyahut da bundan sonra kimde olacaksa, uzak, yakın kimde olacaksa buna karşı da NATO ülkelerini koruma yönünde bir savunma sistemi geliştirmektedir. Dolayısıyla biz başından beri herhangi bir ülke, İran komşumuz veya başka bir ülke, bunların bu şekilde bir hedef gösterilmesini asla kabul etmeyiz, söz konusu da değildir. Ama tekrar söylüyorum balistik füzeler birçok ülkede vardır, bugün olmayan ama yarın balistik füzeye sahip olacak olan ülkeler de söz konusu olabilir. Dolayısıyla bunlara karşı bir savunma sistemidir.”
“AB ZİRVESİNE DEĞİL, NATO ZİRVESİNE”
“Önemli konulardan biri de NATO-AB ilişkileri olacak bu zirvede siz de söylediniz. Türkiye'nin çekinceleri biliniyor özellikle bu zirvede NATO-AB ilişkileri çerçevesinde Türkiye açısından nasıl bir tablonun ortaya çıkmasını bekliyorsunuz?” sorusuna ise Gül, “Aslında bu zirvenin belki de en çok bizim açımızdan tartışmalı geçecek yanlarından birisi budur. Hatta AB ilişkileridir. Konuşmamda da söylediğim gibi 2002 yılında varılan, kabul edilmiş bir mutabakat vardır. Bu mutabakatın devam etmesini istiyoruz. Dolayısıyla ben NATO toplantısına gidiyorum, AB zirvesine gitmiyorum. Bunun da altını çizmek isterim. Burada da orada da zaman zaman NATO zirvelerinde bunları hatırlatma gereği duyarız. Burası AB zirvesi değil, burası NATO zirvesidir deriz. Dolayısıyla NATO zirvesinde NATO'nun bütün üyelerinin, NATO çerçevesinde dayanışma göstermesi çok önemlidir. Bu konuda çok hassasız. Mektubumda da bu konuyla ilgili bütün düşüncelerimi, beklentilerimizi zaten üye ülkelerin başkanlarına ve genel sekretere bildirmiştim” cevabını verdi.
Zirve sırasında NATO Devlet ve Hükümet başkanlarının iştirak edeceği 2 çalışma oturumu ve bir çalışma yemeği düzenleneceğini kaydeden Gül, ISAF'a katkıda bulunan ülke liderleri'nin Afganistan konulu oturumda bir araya geleceklerini ve NATO-Rusya Konseyi toplantısının gerçekleştirileceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, NATO Dışişleri ve Savunma bakanlarının da bu akşam düzenlenecek ayrı çalışma yemeklerinde de bir araya geleceklerini duyurdu.
“TÜRKİYE KARARLARIN ŞEKİLLENMESİNE AKTİF KATKIDA BULUNMAKTADIR”
Lizbon Zirvesi'nde, ittifakın önümüzdeki 10-15 yıllık yol haritasını belirleyecek olan yeni stratejik konseptin kabul edilmesinin öngörüldüğünü ifade eden Gül, “Türkiye, uluslararası barışın sağlanması muvacehesinde, NATO'nun gerek askeri gerek siyasi etkinliğinin muhafazası için her türlü çabayı sarf etmekte ve ittifak çalışmalarında her zaman yönlendirici rol oynamaktadır. Bu çerçevede, ülkemiz stratejik konseptin hazırlık çalışmalarına başından beri milli menfaatlerimiz ve ittifak dayanışması temelinde önemli katkı sağlamıştır” dedi.
Zirve'de NATO'nun reformu ve dönüşümü, Afganistan, NATO-Rusya, NATO-AB ilişkileri başta olmak üzere NATO'nun ortakları, füze savunması gibi kritik yetenekler ile NATO'nun genişletilmesi gibi konuların görüşülmesi ve bazı önemli kararların alınmasının beklendiğini belirten Gül, “Tabiatıyla yapılacak görüş alışverişine ve alınacak kararların şekillenmesine Türkiye, her zamanki gibi, aktif katkıda bulunmaktadır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan bağlamında, yarın gerçekleşecek ISAF Hükümet ve devlet Başkanları toplantısında, Afganistan'daki güvenlik sorumluluğunun Afgan makamlarına aşamalı olarak devrini öngören, “İntikal-Geçiş” süreci ve NATO ile Afganistan arasında uzun dönemli ortak konuların ele alınacağını da bildirdi.
Lizbon Zirvesi'nin bir diğer önemli gündem maddesinin de ittifakın genel anlamda bir füze savunma mimarisi oluşturmasına ilişkin ilke kararının alınması olduğunu vurgulayan Gül, söz konusu kararın temel amacının küresel balistik füze yayılmasının beraberinde getirdiği risk ve tehlikelerin bertaraf edilmesi ve har bir müttefikin güvenliğinin ve savunmasının sağlanması olduğunu söyledi.
Türkiye, olarak bu konuda alınacak kararda dikkate alınmasını istedikleri bazı hususların bulunduğunu anlatan Gül, “İttifak bünyesinde geçerli olan 'güvenliğin bölünmezliği' ilkesi çerçevesinde geliştirilecek füze savunma mimarisinin tüm müttefik ülkelerin topraklarını kapsaması temel beklentimizdir” dedi.
Gül, alınacak kararlarda amacın, tek tek ülkelerden kaynaklanabilecek olası tehditten ziyade küresel düzeyde mevcut balistik füze yeteneklerinin göz önünde bulundurulması, bunlara karşı korunma kabiliyetinin geliştirilmesi ve belli bir ülkeyi hedef almaksızın çalışmanın genel anlamda balistik füze yayılması tehlikesini dikkate alarak ilerletilmesi olduğunu ifade etti.
NATO-AB İLİŞKİLERİ
NATO-AB ilişkilerinin gerek stratejik konsept gerekse zirve bildirisi bağlamında gündeme geleceğini belirten Gül, bu konudaki örüşlerin pek çok kez ve etraflıca müttefiklerle paylaştıklarını, kendisinin 8 Kasım tarihinde müttefik ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarıyla NATO Genel Sekreteri'ne yolladığı bir mektupta her iki meseleye ilişkin tutumu izah ettiğini söyledi.
Türkiye'nin iki örgüt arasındaki iş birliğinin 2002-2003 yıllarında mutabık kalınan çerçeve uyarınca geliştirilmesini güçlü şekilde desteklediğine dikkati çeken Gül, “Ülkemizin, AB'nin ortak güvenlik ve savunma politikasına tam katılımı önündeki engellerin aşılması ve AB'nin diğer taahhütlerine bağlı kalması gerektiğini vurguluyoruz” dedi.
İttifakın Rusya ile ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktası teşkil edecek NATO-Rusya Konseyi Zirvesi'nde ise bu ülke ile ileriye yönelik iş birliğinin daha da güçlendirilmesi amacıyla bir dizi karar alınmasının beklendiğini ifade eden Gül, Zirve dolayısıyla Lizbon'da bulunacak bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla da ikili görüşmelerde bulunmayı öngördüğünü bildirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini “Tüm bu yoğun toplantı ve temas trafiği neticesinde ülkemizin önemli konularındaki görüşlerinin, başta tüm müttefiklerimiz olmak üzere tüm katılımcılar tarafından daha iyi anlaşılacağına inanıyorum” diyerek tamamladı.